Dolandırıcı olduğu iddia edilen gelin konuştu
İsmail Doğan ile evlenen Azeri Gülnar Daşdemirova, dolandırıcılık suçlamalarına böyle yanıt verdi.
Geçtiğimiz günlerde İsmail Doğan, evlendiği Azeri G.D.'nın 10 yıllık evli çıktığını söyleyerek, 60 bin TL zarara uğradığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu. İddialarını reddeden Azeri G.D. ise evlenip boşandığının İsmail Doğan tarafından bilindiğini, damadın kendisine kötü davranması nedeniyle evlenmekten vazgeçtiğini söyledi. D., avukatı aracılığıyla dava açacağını belirtti.
Sivas’ta yaşayan 32 yaşındaki İsmail Doğan, akraba tavsiyesi üzerine Kocaeli Karamürsel’de yaşayan 26 yaşındaki G.D. ile iki ay önce dini nikah yaparak evlendi. Doğan’ın iddiasına göre, evlendikleri günden sonra D. sürekli çeşitli sebeplerle para talep etti. Doğan, resmi nikah yapmak istediğinde ise iddiaya göre, D. hastalandığını iddia edip evini terk etti.
D.’ya ödediği paralar ile 60 bin TL zararı olduğunu ileri süren Doğan, Cumhuriyet Savcılığına giderek suç duyurusunda bulundu. Olayın ardından hakkındaki iddiaları reddeden G.D. ise işi var denilen damat adayının işinin olmadığını ve kendisine sık sık hakaretler ettiğini görünce evlenmekten vazgeçtiğini iddia etti.
VERİLEN SÖZLER GERÇEKLEŞMEYİNCE AYRILMAK İSTEDİ
Düğün öncesinde Doğan’ın işinin olduğunu, maddi olarak iyi durumda olduğunu, dini bütün bir insan olduğunun söylenerek tanıştırıldığını söyleyen D., Sivas’a gittikten sonra söylenen her şeyin yalan olduğunu gördüğünü ifade etti.
Doğan’ın işsiz olduğunu ve ailesiyle aynı evde kaldıklarını söyleyen D., kendisine sürekli hakaret ettiği için girdiği psikolojik bunalım sonrası evlenmekten vazgeçtiğini iddia etti. 9.5 yıllık evliliği sonrası boşandığını erkek tarafına bildirdiğini ve Doğan’ın ailesinin buna rağmen evlilikte ısrar ettiğini anlatan D., ayrılmak istediğinde kendisi ve ailesinin tehdit edildiğini söyledi.
“HİÇBİR İNSAN KARISINA HAKARET ETMEZ, KÜFÜRLER ETMEZ”
Bir yakını vasıtasıyla Doğan ile tanışmaya ikna olduğunu söyleyen G.D. başından geçenleri şöyle anlattı:
"Senin gibi, sana uygun aileler’ denildi. Ben de resmi olarak evlenip ayrıldığımı daha önce bildirdim. ‘Bu bizim için problem değil. Seni beğendik, seni istiyoruz’ dediler. 20 gün kendisiyle telefonla görüştük, birbirimizi tanımaya çalıştık. Sakin birine benziyordu. Ben ne istediysem sorduysam ‘Ben de var’ dedi. Sonunda zaten her şey yalan çıktı. Dediği gibi bir insan da değilmiş. Hiç sakinliği yoktu asabiydi. Hiçbir insan karısına hakaret etmez, küfürler etmez."
"ZATEN EVLENİP AYRILDIN, BEKLEMEYE GEREK YOK"
Karamürsel’de yapılan nişanın ardından Sivas’a götürüldüğünü belirten D., “Ben buradan gitmek istemiyordum. ‘Zaten evlenip ayrıldın, bu kadar beklemeye gerek yok’ dediler. Nişan yapıldı Ağustos’un 5’inde. Ailesi geldi, 9’unda beni Sivas’a götürdüler. Sonra düğüne hazırlık vardı. Ben zaten düğün falan istemiyordum. Normal nikah olsun, benim resmi nikahım olsun istiyordum. Eylül'ün 15’inde düğünümüz oldu. Normal bir kafede düğün yapıldı. 60 bin TL alıp yemiş diyorlar. Bu 60 bini olan insanlar, bir oğullarına normal bir düğün yapamıyor mu? Kafede 30-40 kişiyle düğün yapıldı” diye konuştu.
“ÇIK, DEFOL GİT YANIMA GELME’ DEDİ"
Doğan’ın kendisine hakaret ettiğini anlatan D. sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bazen yanına gittiğimde bile, ‘Çık, defol git yanıma gelme’ diye beni uzaklaştırırdı yanından. Sonra annesinin zoruyla benden özür dilerdi. Ailesine ‘Beni sevdiniz, ben de sizden kötülük görmedim ama bazı şeyler var. Verdiğiniz şeyler, olan şeyler tutmuyor, istemiyorum ben. Bu insanla yaşamak zorunda mıyım’ dedim. ‘Yok bizden ayrılamazsın, biz seni sevdik. Olamaz biz bu kadar masraf yaptık’ dediler. ‘2 tane altın yaptınız bunu da istiyorsanız alın dedim. Bırakın da gideyim’ dedim. Yok dediler ama yine de annemlere haber verdim.”
“GELİN BENİ KURTARIN”
Para verilmesin diye görümcemin ismiyle beni hastaneye götürdüler. Onun ismine bana ilaçlar yazdırdılar. Doktora kendimi anlattığımda bana 'Ağır depresyondasın' dedi. İlaçları içtikten sonra da çenem titredi, iştahım kesildi, yataktan kalkamadım. Annemi arayıp konuşmak istedim, telefonu elimden aldılar. Lavaboya girdim telefonumu alıp kız kardeşime mesaj yazdım. Resmimi çekip attım. 'Benim halime bakın, gelin beni kurtarın ya da ben kendimi öldüreceğim' dedim.
'GÖTÜR, GÖTÜREBİLİYORSAN' DEDİLER
Ailem geldi, ‘Kızımızı görmeye geldik’ dediler. Doğan’ın ailesi, babam ve annemin üstüne yürüdü, ‘Götür, götürebiliyorsan’ dediler. Ben kötü olunca yeniden hastaneye götürdü ailem. Orada da serum bağladılar. Babam da gitti hastane polisine haber verdi. Herkes geldi toplandı. Polise şikayet ettim. Polis, ‘Senin resmi nikahın yok. Kimse de seni zorla tutamaz’ dedi. Sonra işimiz bittikten sonra oradan çıkarak Karamürsel’e geldik.
“BEN PARA İSTEYEN BİR İNSAN OLSAM O BİLEZİKLERİ DE ÇIKARIP VERMEZDİM”
Düğünden önce 2 tane bilezik takılmıştı bana. Nişan yüzüm vardı. O bilezikleri de verdim ben. Hatta onun kanıtı var bende video olarak. Eşim olacak o insan annemin elinden telefonu çekip alıyor, ‘Niye çekiyorsun’ diye. Bunlar maddi durumları iyi olan insanlar olsaydı gelin aracını bile kendi babamın arabasıyla, kardeşim bizi her yerde götürdü. Ben para isteyen bir insan olsam, en iyi arabayı da kiralardım, en iyi düğünü de yaptırırdım, o bilezikleri de çıkarıp vermezdim.
“AZERİ KADINLARDAN HEPSİNDEN ÖZÜR DİLEMESİ LAZIM”
Hakkımda yalan yanlış ifadeler, haberler çıkarıldı doğru olmadan. Bunun için mağdur durumdayım. Bu insanlardan bunu beklemezdim şok oldum. Yalova’dan bir avukatım var, onunla görüştüm gerekli işlemleri yapacak. Bütün kadınlardan, bizim halkımızdan, Azeri kadınlardan hepsinden özür dilemesi lazım.”