Diyanet'ten bir skandal daha Kurucusunu yine unuttu...
1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı'nda skandallar bitmek bilmiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesinde yine Atatürk'ten bir satır bahsetmedi.
Milli bayramlarda ve 10 Kasım’da Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anmayan Diyanet İşleri Başkanlığı bir ayıba da internet sitesinde imza attı. Atatürk’ün talimatıyla kurulan başkanlık ne bu talimattan, ne de Mustafa Kemal Atatürk’ten resmi internet sitesinde tek bir satır bahsetmedi.
1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı, 30 Ağustos Cuma Hutbesi'nde Atatürk'ten bahsetmeyerek dikkatleri üzerine çekmişti. Bazı camilerde de Atatürk'ün adını duymayan cemaat, Cuma Namazı'nı terk etmişti. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın son olarak, www.diyanet.gov.tr uzantılı resmi internet adresinde kuruluş ve tarihi gelişim bölümünde başkanlığın kuruluşuna yer verirken, kurucusu Atatürk'ten tek bir satır dahi bahsetmemesi dikkat çekti.Bizzat Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kuruluş bilgilerinde neden Atatürk'ün adına yer vermediği bilinmiyor.
ATATÜRK'ÜN TALİMATIYLA KURULMUŞTU
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kuruluş ve tarihi gelişim bölümünde şu ifadeler yer alıyor.
“…Şer'iye ve Evkaf Vekâleti adı altında bir bakanlık yer almış ve 3 Mart 1924'te Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluncaya kadar ülkede din hizmetlerini yürütmüştür. Din hizmetlerinin politikanın dışında ve üstünde tutulması gerektiği düşüncesinden hareketle kaldırılan bu bakanlık, Osmanlı devletindeki Şeyhülislamlık ile Türkiye Cumhuriyetindeki Diyanet İşleri Başkanlığı arasında köprü vazifesi görmüştür.Cumhuriyetin bir kurumu olmakla birlikte tarihsel kökeni itibarıyla Şeyhülislâmlığa dayanan ve onun geleneksel misyonunu sürdürmek üzere kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görevi, kuruluş kanunu olan 3 Mart 1924 tarihli ve 429 sayılı Kanun'da ‘İslam dininin itikat ve ibadet alanıyla ilgili işleri yürütmek ve dini kurumları idare etmek' şeklinde ifade edilmiştir…”