Dikkat çeken koronavirüs anketi: ''Bunu yapan rahatlıyor!''
Tüm dünyayı saran ve Türkiye'de de resmi rakamlara göre 3 binden fazla kişinin ölümüne yol açan koronavirüs salgınının toplum üzerindeki psikolojik etkileri derinleşerek büyüyor.
Ipsos Araştırma Şirketi, Türkiye'de yeni bir koronavirüs anketi yaptı. Anketin sonucunda sağlık, ekonomi ve değişen sosyal hayatın normale dönmesi beklenirken zaman geçtikçe koronavirüs nedeniyle yaşananlara farklı bir gözle bakmaya başlandığı ortaya çıktı. Öte yandan "salgının ilk başladığı dönemdeki birkaç ay içerisinde kontrol altına alınabileceği düşüncesi zaman ilerledikçe daha da uzun süreceği yönünde değiştiğini" gösteriyor.
Odatv'den Ersin Eroğlu'nun haberine göre Ipsos’un “Koronavirüs Salgını ve Toplum Genel Kamuoyu Araştırması” araştırmasının öne çıkan tespitleri şöyle:
“VİRÜS SÜRESİ UZUN SÜRECEK” GÖRÜŞÜ DEĞİŞİYOR
“İlk vakanın görülmesinden itibaren toplumun hemen hemen her bireyi salgın ile ilgili haberleri takip ediyor. Edinilen tüm bu bilgiler ve virüsün süresinin daha da uzun süreceğine yönelik görüşler sonucu virüs sona erse bile hayatın radikal bir şekilde değişeceği konusunda görüş birliği var. Ancak son dönemde bu görüş biraz daha zayıflıyor, bunun sebebi vakalar ile ilgili daha pozitif bilgilerin duyulmasından kaynaklanıyor olması ve aynı zamanda kanıksamak ve süreçten sıkılmak olarak da yorumlanabilir.”
TOPLUMUN RAHATLAMASININ İLK İŞARETLERİ
Ipsos Türkiye CEO’su Sidar Gedik araştırma verilerini şöyle değerlendirdi:
“Zaman geçtikçe Covid-19 nedeni ile yaşadıklarımıza farklı gözle bakmaya başladık. Henüz çok başında olsak bile toplumda bir rahatlamanın ilk işaretlerini aldığımızı söyleyebiliriz. Bu farklı bakışın 2 temel nedeni olabilir, zaman geçtikçe konuya dair bilgi düzeyimizin artması ve salgın nedeni ile alınan önlemlere, bu yaşam koşullarına alışmamız. Bilgi düzeyindeki artışın etkisini özellikle salgının kontrol altına alınma süresine dair tahminlerimizin değişiminde görüyoruz. Başlangıçta birkaç ay içinde kontrol altına almak mümkün olacak diye düşünüyorduk, ancak haftalar ilerledikçe bu problemin daha büyük olduğunun ve sürenin de 6 aydan kısa olamayacağının farkına vardık. Salgının neden olduğu yeni yaşam atmosferimize de giderek alışmaya başladık, ilk hafta çok fazla endişeliydik, hala da endişeliyiz ancak artık başlangıçtaki kadar değil.
"EVDEN ÇIKAN RAHATLIYOR"
Baskın duygusu ‘endişe’ olanların oranı yüzde 66’dan yüzde 49’a kadar geriledi. Bu kısmi rahatlamanın etkisini evden dışarıya çıkanların oranındaki artışta da gözlemliyoruz. 1 hafta boyunca evden hiç çıkmayanların oranı bir ara yüzde 37’ye yükselmişti, son hafta yüzde 29’a kadar geriledi, ki hala toplumun bir kısmının sokağa çıkma yasağının devam ettiğini göz önüne alırsak aslında hiç de yüksek bir oran değil. Evden çıkanların amacı genel olarak market alışverişi, eczane gibi zorunlu ihtiyaçları gidermek. Salgının kendisi ve ailesi için ciddi bir tehlike oluşturduğunu düşünenlerin oranın da birkaç hafta öncesine kıyasla düşüş var. Salgın sonrasında yaşamımızın ciddi şekilde değişeceğini düşünenlerin oranında küçük bir düşüş görüyoruz. (Yine de toplumun hala yüzde 68’inin bu yönde düşündüğünü unutmamak lazım.) Hala sıcaklığını koruyan, zaman ilerledikçe hiç gerilemeyen endişe ise ekonomik endişe. Toplumun yüzde 90’ına yakın kısmı şahsi ekonomisine dair endişe duyuyor. Özetle meselenin günlük yaşam boyutuna dair bakışımızda bilincimizin ve alışkanlığımızın artması ile rahatlamaya başladık, ancak ekonomiye dair büyük endişemiz hala baki. Sorunun sağlık boyutu yerini yavaş yavaş işsizlik, geçim korkusuna bırakmaya başlıyor. Dünyanın geri kalanında da sağlık tedbirlerinin kontrollü bir şekilde aşama aşama kaldırıldığını ve tartışmaların ana ekseninin ekonomik ekosistem üzerine kaydığını gözlemliyoruz. Covid-19 fırtınası sonrası için finansal hasar tespit çalışmaları şimdiden başladı. Önümüzdeki ayların ve maalesef belki de yılların gündemi bu olmaya devam edecek gibi görünüyor.”