Demirel, Denizler için ne demişti ?
Süleyman Demirel, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı için bunları söylemişti..
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 6 Mayıs 2010 tarihinde, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarının 38. yıldönümünde, DHA muhabirinin sorusunu yanıtlamıştı. "Bu tip hadiselere sevinmek mümkün değildir. Keşke bunlar olmasaydı" diyen Demirel, "Ama karar karardır. Karar, meşrudur. Meşruiyet tartışması yapılamaz. O gün ülkeye hakim olan güç, benim elimden de hükümeti almış. Meclis'te 276 tane milletvekili oy kullanmış. Bütün bunları bırakıp, meseleyi benim üzerime yıkmanın manası tamamen bir nevi kötülemedir" şeklinde konuşmuştu.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in vefat haberinin ardından, sosyal medyada en çok tartışılan konulardan biri de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamıydı. 6 Mayıs 1972'de idam edilen 3 genç için TBMM'de yapılan oylamada, Demirel'in genel başkanı olduğu Adalet Partisi idamlara 'Evet' oyu vermişti. İddiaya göre Demirel, bu oylamada başroldeydi. Deniz Gezmiş'in abisi Bora Gezmiş de yaptığı açıklamada, ''Ölünün arkasından konuşmak bizim açımızdan iyi birşey değildir ama bize yapılanı da unutmamız mümkün değildir'' dedi.
Peki, idamlarla ilgili yıllardır eleştirilen Süleyman Demirel, konuyla ilgili ne demişti? Süleyman Demirel, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarının 38. yıldönümünde yıllar sonra ilk kez konuşmuştu. 6 Mayıs 2010 tarihinde Marmara Vakfının İstanbulKongre Merkezi'nde düzenlediği 13. Avrasya Forumu'na katılan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, DHA Muhabirinini Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edililerinin yıl dönümü olduğunu hatırlatması üzerine şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunlar bizim tarihimizin üzüntülü hasideleridir. Bu bizim tarihimizdir. Hadise devletin tasarrufudur. Mahkemeden geçmiştir. Meclis tastik etmiştir. İcra edilmiştir "
Demirel 5 yıl önce bu konudaki görüşünü açıklarken, idamların bir tane olmadığını söyleyip, idamların durup dururken yapılmadığını, seçilmiş meclis tarafından verilen bir karar olduğunu da belirtti.
"İDAM KARARLARI MEŞRUDUR"
Zaman içinde mahkemelerin kararlarının yadırganabileceğini söyleyen Demirel, konuşmasının devamında "Ama karar karardır. Karar, meşrudur. Meşruiyet tartışması yapılamaz" dedi.
Verilen kararın kötü bir karar olduğu tartışmalarının yapılamayacağını belirten Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devleti nasıl idare edeceksiniz? Her gün devleti muhakeme etmek yerine, bu hadise yapıldığı zaman, o hadise kamuoyunun tasvip etmediği bir hadise ise zaten üzerinden çok zaman geçmiştir. Eleştirilecek olan, eleştirilmiştir. Bu tip hadiselere sevinmek, mümkün değildir. Keşke bunlar olmasaydı. Ama durduk yere de olmamıştır. Her şeyi unutarak, hiçbir şey olmamış da, adamları tutmuş yakalamış, götürüp asmışlar diye de bir olay yok" şeklinde konuştu.
"MESELEYİ BENİM ÜZERİME YIKMANIN MANASI YOK"
Kimsenin burnunun kanamasını istemediğini söyleyen 9.Cumhurbaşkarnı Süleyman Demirel, o devrin içerisinde siyasi sorumluluğunun bulunmadığını belirtip, "Siyasi gücüm yok. Çünkü, benim elimden de hükümet alınmış. O gün ülkeye hakim olan güç, benim elimden de hükümeti almış. Mecliste 276 tane milletvekili oy kullanmış. Bütün bunları bırakıp, meseleyi benim üzerime yıkmanın manası tamamen bir nevi kötülemedir. Benim sebep olduğum bir olay değil ki; bir de onu düşünmek lazım " diye konuştu.
DEMİREL, DENİZ GEZMİŞ'E YURDIŞI BURSU ÖNERDİ Mİ?
Deniz Gezmiş'e olaylara karışmaması karşılığı yurtdışında eğitim bursu önerdiği şeklinde daha önce basında çıkan haberleri de yalanlayan Demirel, "O haberler doğru değildir. Sadece içim sızlar, her zaman da sızlamıştır. O zaman da sızlamıştır. Ama ülkede kanun, nizamı çiğneyemeyiz ki; orta yerde merhamet var ama vicdan da var. Ama kanun var" şeklinde konuşmuştu,
"DEVLET, KANUNU KORUMAK İÇİN YAPTI"
İdam kararlarının zorla verilmediğini belirten Demirel, sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Kanun icra edilmiş. Zorla yapılmış bir iş değil. Mahkemeden geçmiş. Temyizden geçmiş. Her türlü savunma imkanı tanınmış. Bu neticeye gelmiş. Ben de biliyorum. Her 6 Mayıs geldiğinde bu hadise anılıyor. Anlıyorum ama anarken de bunun bir devlet tasarrufu olduğu, burda bir keyfiliğin bulunmadığı, devletin bu tasarrufu yaparken, kanun ve nizamı korumak için yaptığı unutulmamalı. Onu unuttuğunuz zaman, bundan sonra kanunu, nizamı koruyamazsınız."