Davutoğlu'ndan veda turları
Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Külliye'de bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul etti. Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nde de gençeleri ağırladı. Davutoğlu, "Muhtemelen, büyük ölçüde, başbakanlığım döneminde sizler, ağırladığım son misafirler olacaksınız. Bu da ayrı bir anlam taşıyor" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla, 81 ilden gelen temsilci gençleri, Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Kabulde, gençlerin yoğun alkışları eşliğinde kürsüye gelen Başbakan Davutoğlu, "Ülkemizin dağlarının havasını, kokusunu, nefesini Ankara'ya taşıyan güzel yüzler, nehirlerimizin bereketini başkente taşıyan ak yüzler, güzel gönüller, hepinize hoş geldiniz diyorum. Gençlik ve Spor Bayramınız mübarek olsun, böyle birbirine güzel bakan, güzel düşünen gençlerin ebediyen kardeşliği baki olsun" sözleriyle konuşmasına başladı.
Muş'un Varto ilçesini ziyareti sırasında gençlerle bir futbol maçı yaptığını anımsatan Davutoğlu, "Varto ki çok sıkıntılı terör olaylarının üstesinden birlik ve beraberlik içinde gelmiş bir ilçemiz. Oraya geldiğimde, halk büyük bir coşkuyla karşıladı, tam çıkarken baktım, bir spor sahasında gençler top oynuyor. Ben durabilir miyim. Gençler öyle coşkulu bir şekilde bir aradayken ceketi çıkardım, bakan arkadaşlara 'siz de çıkarın' dedim. Böyle yarım saate yakın top oynadık. Emin olun, bütün sıkıntılarımı, tümTürkiye'nin ağır gündemiyle ilgili gelen yoğun tempoyu da unuttuk, dinlendik. Gençlerle bir araya gelmek, insanı dinlendirir, gençleştirir, dinamikleştirir" diye konuştu.
Gençleri ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Başbakan Davutoğlu, "Çankaya Köşkü, çok misafirler ağırladı ama gençleri ağırladığında çok daha güzel bir atmosfer oluşuyor. Muhtemelen, büyük ölçüde, başbakanlığım döneminde sizler, ağırladığım son misafirler olacaksınız. Bu da ayrı bir anlam taşıyor" dedi. Davutoğlu, bu yüzden gençlerle, yazılı bir konuşma metninin dar kulvarlarında kalmak istemediğini, hasbihal yapmak, tavsiyelerini aktarmak ve gençlikten beklentileri ile ilgili düşüncelerini aktarmak istediğini bildirdi.
Türkiye'nin çok köklü bir tarihten geldiğine işaret eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, şunları söyledi: "Tarih hızlı aktığı zaman gençler, o hızlı akışa uyum gösteren toplumlar, gelecek dönemlerin belirleyicileri oluyorlar. Ama o hızlı aktığı dönemlerde, eğer o toplumların gençleri o hızlı akışı fark etmemişlerse bir müddet sonra o toplumlar kendi özgürlüklerini, onurlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyorlar. Biz tarihin hızlı aktığı dönemlerde doğru tepkiler verdiğimizde devletimizi ve milletimizi yücelttik. Bazen o akışın dışında kaldığımızda ise çok sıkıntılı süreçlere girdik."
'PASİF BİR GENÇLİK İSTEMİYORUZ'
1940'lı yılların gençlerinin ise Yunan savaşından çıkan babaların çocukları olduğunu aktaran Başbakan Davutoğlu, 1950'li yılları ise "umut yılları" olarak nitelendirdi. Adnan Menderes'in söz konusu ümidi yeşerten bir isim olarak öne çıktığını, ancak 1960'da, 27 Mayıs ihtilalinin Türkiye'de karabasan gibi çöken bulutları getirdiğini kaydetti. Davutoğlu, 1970'li yılların ise kendisinin gençlik yılları olduğunu ifade ederek, o dönemlerde üniversitelerin bir kutuplaşma yerleri olduğunu belirtti.
O dönemlerde kendisinin de gençlik hareketleri içinde yer aldığını aktaran Davutoğlu, "Şunu bilin ki gençlik hareketleri içinde yer almak bir suç değildir, bir kabahat değildir. Gençliğinde ideali için ayağa kalkmamış kişi, yaşı genç olsa da aslında genç değildir. Öyle bir aşkla sarılmalısınız ki gençliği de doya doya yaşamalısınız. Pasif bir gençlik istemiyoruz. Kendisine söylenileni hemen kabul eden bir gençlik de istemiyoruz. Konuşan, düşünen, tartışan, eleştiren ama asla nefret dili kullanmayan, asla şiddete başvurmayan, asla teröre bulaşmayan bir gençlik istiyoruz" diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, gençlere hangi gerekçeyle olursa olsun, asla şiddete başvurmamalarını tavsiye ederek, "Biz bu ülkenin gençlerini tartışırken, birbirleriyle müzakere, münazara yaparken görmek istiyoruz. Gerekirse karşı siyasi görüşler içerisinde fikir beyan ederken görmek istiyoruz ama birbirine el kaldırırken görmek istemiyoruz. Şiddet içinde görmek istemiyoruz" dedi.
1970'li yıllarda çetin sınavlardan geçen gençlerin, 1980'li yıllarda ise 12 Eylül baskı rejimiyle başka bir sınav daha gördüğünü vurgulayan Davutoğlu, 12 Eylül rejiminin anayasasının halen Türkiye'nin önünü tıkadığına dikkati çekti. Davutoğlu, 1990'lı yıllarda ise soğuk savaşın bittiğini, gençliğin yeni ufuklara açılmak istediğini ancak bu kez de terör, koalisyonlar ve ekonomik krizlerin ardından Türkiye'de, 28 Şubat darbesinin yaşandığını kaydetti.
Başbakan Davutoğlu, "Bizler 2000'li yıllarda, Sayın Cumhurbaşkanımızla, daha önceki Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, bütün o ekip olarak siyasi hayata girdiğimizde, devlet yönetimini üstlendiğimizde 14 sene önce, açıkçası bütün o gençlik ideallerimizi bu devlete yansıtmaya çalıştık. Başka da bir şey yapmaya gayret etmedik. Gençlerin önünü açalım istedik. Çok büyük reformlar yaptık, gençlerin önünü açacak şekilde. Şimdi size burada siyasi bir propaganda konuşması yapmıyorum, neler yaptığımızı anlatmaya gerek de görmüyorum, sizler de gördünüz." değerlendirmesinde bulundu.
'O GÜN TEVBE-İ İSİTĞFAR EDERİM'
Gençlerin siyasi platformda seslerinin yükseliyor olmasının kendisine büyük bir ümit verdiğine vurgu yapan Başbakan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Hangi görüşe sahip olursanız olun, oy verdiğinizde kime, o kapalı kulübede kime mührü basmış olursanız olun, bilin ki hepiniz bizim gençlerimizsiniz. Hiçbir ayrım gözetmeden bize en aykırı fikri savunan bir genç bile, benim gözümün nurudur, zihnimin tek hedefidir. Eğer bir gün, bir hoca olarak gençlere baktığımda, 'Acaba bu benim partime oy verdi mi, vermedi mi?' diye düşünsem o gün tevbe-i istiğfar ederim. Böyle bir düşünce benim zihnimden geçmez. Gençlerin hepsi bizimdir, gençlerimizin hepsi bu ülkenin teminatıdır. Bugün başka partiye oy verir, yarın başkasına verir. Bugün bu siyasi görüştedir, yarın bu siyasi görüşte. 70'li yıllarda birbirimizi gördüğümüzde, sokakta, çatışma noktasına geldiğimiz birçok arkadaşla sonra aynı yerde buluştuk, aynı çatı altında fikri ya da siyasi faaliyet yaptık. Farklı siyasi görüşlerde olun ama birbirinizi hasım olarak, rakip olarak görmeyin."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın düğün töreninde yanına gelerek, "Sayın Başbakanım, ben de sizin gibi siyaset bilimi okuyarak siyasetçi olmak istiyorum" diyen bir gence, "Önce adam ol, sonra hepsi faydalıdır" tavsiyesinde bulunduğunu da aktardı.
2023'e giden yolda, gençlerden beklentilerini açıklayan Davutoğlu, öz güveni yüksek, zorluklardan korkmayan, ahlaki değerleri olan, hiçbir şeye değer vermeyen bir gençlik istediğini kaydetti.
'HİÇBİR ZAMAN BU TARZ ŞEYLERE KULAK ASMADIM'
Başbakan Davutoğlu, "Birinci şart, öz güveniniz olacak. İkincisi ahlaki boyut, ahlaki şart. Değerleriniz olacak arkadaşlar. Hiçbir şeye feda etmeyeceğiniz değerleriniz olacak. Ne mala ne mülke ne mevkiye değişmeyeceğiniz değerleriniz olacak. Biraz daha yaşlı olanlar, sadece ömür yaşı olarak değil, psikolojik yaşı ilerlemiş olanlar size gelip diyecekler ki 'Ya realist ol, bu kadar da idealist olma.' Bize hep öyle dediler gençliğimizde. Bu kadar öğrenci olaylarında, gençlik hareketlerinde... 'Biraz realist olun, para kazanmaya bakın, şunu yapmayın.' Hiçbir zaman bu tarz şeylere kulak asmadım, hep idealist olmaya çalıştım. Siz de hep idealist olun. Reel tablodan kaçmayın, onu görün, onu iyi okuyun ama ideallerinizden asla taviz vermeyin." ifadelerini kullandı.
Gençlere "müktesebatınızı kuvvetlendirin" tavsiyesinde bulunan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bugünlerde ben, bazı, aslında eski olmayan kelimeler kullanıyorum. Bir merak uyandırıyor. Bir ara 'istikşafi' demiştik, o arandı. Şimdi geçen konuşmamda 'refik' dedim, ona bakıldı. Şimdi de söyleyeyim 'müktesebatınızı' kuvvetlendirin. Müktesebat, birikim demek. Öyle bir birikim sahibi olun ki ileride buna yeteri kadar vaktiniz olmayabilir. Meslek hayatında, ülke sorumluluğunda inşallah görevler üstlendiğinizde, heybenizde ne varsa onu kullanırsınız. Bazı konuşmaları işte şimdi olduğu gibi irticalen yaparım, bazen prompter da kullandığım oldu tabi. Arkadaşlar, bu irticali konuşmanın sırrını sorduklarında hep şunu söylerim, okuduğum kitaplar gözümün önüne geliyor. 18 yaşında okuduğum bir kitaptaki bir paragraf, bir anekdot, bir hatıra, konuşmanız esnasında gözünüzün önünden bir şerit gibi geçer. Allah, insana öyle bir beyin, akıl nimeti vermiş ki onu iyi değerlendirirseniz, o sizi hayat boyu taşır. Heybenizi sürekli doldurun, parayla pulla değil, heybenizi bilgiyle doldurun. Doldurun, emin olun hiç düşünmediğiniz bir anda sizin önünüze gelir."
Başbakan Davutoğlu, gençlerden bir hafta içinde en az bir kitap okuma sözü vermelerini de istedi. Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç da "Yapılan atılımlarla gençlerimiz, Cumhuriyetimizin 100. yılında daha sonra 2053'te, 2071'de ülkemizi çok daha üst seviyelere taşıyacak. 19 Mayıs 1919'da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'dan başlatmış olduğu istiklal yürüyüşü, bugün de aynı kararlılıkla geleceğe yürüyüşümüzün devam edeceğini tüm dünyaya hatırlatıyoruz" diye konuştu. Temsilci gençler adına konuşma yapan Çorum İl Temsilcisi Satı Merve Doğan da "Dünyada uyguladığı dış politikasıyla kendi coğrafyasında lider, ekonomik gücü ve kalkınmasındaki ilerlemesiyle Türkiye'nin hizmetkarlarıyız" dedi.
Programın sonunda gençler, Başbakan Davutoğlu'na, Arapça "Besmele" yazılı bir hat tablo hediye etti.