Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3)- "Milletimizin birliğini, beraberliğini hedef alarak bizi köşeye sıkıştıracaklarını sananlar, üzerine bastıkları toprağın bir de altına baksınlar. Orada aynı niyetle yola çıkmış ama her defasında hüsrana uğramış kendileri gibi n

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milletimizin birliğini, beraberliğini hedef alarak bizi köşeye sıkıştıracaklarını sananlar, üzerine bastıkları toprağın bir de altına baksınlar. Orada aynı niyetle yola çıkmış ama her defasında hüsrana uğramış kendileri gibi nice gafiller göreceklerdir." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Ankara, Mardin, Sivas, Burdur, Giresun, Yozgat, Konya, Erzincan, Batman, Kırşehir, Osmaniye, Zonguldak, İzmir, Sakarya, Şanlıurfa ve Mersin'den gelen muhtarlarla bir araya geldi.

Ziya Paşa'nın, "Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat / Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde" dizelerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, lafla dünyaya nizam vermeye kalkanların kendi evlerinde her türlü ihmalin, tembelliğin, terbiyesizliğin görülebileceğini belirtti.

Onun için de milletin lafa değil icraata baktığına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Türkiye kendi toprakları içinde ve hemen yanı başında yaşanan dünyanın son yıllarda karşılaştığı en büyük terör tehditlerinin doğrudan muhatabı, hedefi durumundadır. Güneydoğu bölgemizdeki kimi ilçelerimizin çeşitli mahallelerinde yaşanan terör olayları hem oralarda yaşayan vatandaşlarımızın hayatını olumsuz etkiliyor hem de verdiğimiz şehitler yüzünden bizleri acıya gark ediyor. Güvenlik güçlerimiz terör örgütüne her gün ağır darbeler indiriyor. Bununla birlikte bilhassa sınıra bitişik ilçelerimizde sınırın diğer tarafından çeşitli yöntemlerle yapılan tahkimat sebebiyle operasyonlar yavaş ilerliyor. Asker ve polislerimizin, köy korucularımızın verdikleri kayıplar çatışmalardan ziyade büyük miktarlardaki patlayıcılarla hazırlanan bombalardan kaynaklanıyor."

Özellikle Mardin'in Nusaybin ilçesinde buna benzer sıkıntı yaşandığını dile getiren Erdoğan, "Biz sivil vatandaşlarımızın zarar görmemesi konusunda hassasiyet gösterdiğimiz için bu derece büyük sorunla karşılaşıyoruz. Ancak güvenlik kuvvetlerimizin de can güvenliklerini düşünmek, onların hayatlarına da aynı ihtimamı göstermek mecburiyetindeyiz. Gerekiyorsa operasyon yürütülen yerlerin tamamen boşaltılması ve zaten artık kullanılamayacak hale gelmiş olan binaların uzaktan yıkılması yoluna gidilebilir." diye konuştu.

- "Adil olmak bir devletin şanındandır, şerefindendir"

Erdoğan, bölgede altyapının bulunmadığını aktararak, "Bizim önce buralarda altyapıyı A'dan Z'ye yapmamız lazım. Yani biz buralarda, 'kentsel dönüşüm, değişim' diyoruz ya, bunu gerçekleştirerek buraları yeniden inşa etmemiz lazım. Şu anda hükümetimizin yaptığı ne? Bu. Bunun adımları atılıyor. Yani buralar tamamıyla yıkılıp sıfırdan inşa edilmesi lazım. Şimdi hemen spekülasyonlar başladı. 'Buralarda siz sıfırdan yeni yerler yapıyorsunuz ama şehitlerimiz için bu tür şeyler yapmıyorsunuz'. Kim diyor? Niçin böyle yalanlar?" değerlendirmesini yaptı.

Şehit ailelerine yönelik imkanlara dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunları her defasında açıklamak şehidimize saygısızlık olur diye biz bunların üzerinde durmuyoruz. Bölgede yapılan bu kentsel dönüşüm, değişim de oradaki mülk sahiplerine yönelik yapılacak işlerdir. Bu mülk sahipleri bunun karşılığında ne yapacaklar? Onlar da burada aynı şekilde yerlerini alacaklar. Ama bu mülk sahibi olmayanlara yönelik değil. Mülk sahibi olmayanlar ise nasıl bundan önce orada kirada yaşıyorlarsa yine onlar kirada yaşamaya devam edecekler. Bu süreç içerisinde onlara ne yapılıyor? Kira yardımı yapılıyor. Ne tarafından? Devletimiz tarafından. Olay budur. Adil olmak bir devletin şanındandır, şerefindendir. Bizim devletimiz de hükümetimiz de bu hassasiyet içerisinde bu adımı atıyor. Hiçbir polisimizin, askerimizin değil canını, serçe parmağını dahi oradaki beton ve demir yığınlarına değişmeyiz. Çünkü son zamanlarda çoğunlukla bu sebepten şehit verdiğimizi görüyoruz."

- "Ne yapsak haklarını ödeyemeyiz"

Operasyonlarına devam eden güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarına yönelik hem ilgili kurumların hem de mahallindeki yöneticilerin çok daha fazla hassasiyet göstermesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, önceki gün Nusaybin'de şehit olan Binbaşı Turgay Çelik ve Astsubay Selçuk Karabakla'ya rahmet diledi.

Şehitlerin mekanlarının peygamberlikten sonra gelen en yüce makam olduğunu hatırlatan Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve şehit yakınlarına başsağlığı dileklerini iletti. Şehit yakınlarının yaşadığı acının çok daha farklı olduğunu vurgulayan Erdoğan, İstiklal Marşı'nın, "Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda / Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda / Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda" dizelerini okudu.

"Şehitlik işte bu toprakları vatan yapan o kanın ta kendisidir. Ülkenin ve milletin bekası için canını ortaya koyan kahramanlarımızı omuzlarımızın üzerinde taşısak yeridir." diyen Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un "Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına / Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına / Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem / Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem / Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana / Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana" dizelerini de anımsattı.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şehit bu. Şehitlerimizin geride kalanlarına, gazilerimize, halen bölgede mücadele yürüten güvenlik güçlerimize ne yapsak haklarını ödeyemeyiz. Allah onların yar ve yardımcısı olsun. Tabii şu gerçeğin farkındayız, biz bu coğrafyayı vatanımız olarak kabul ettiğimiz, hayatımızı burada sürdürmekte kararlı olduğumuz müddetçe bu mücadele bitmeyecektir. Birilerinin başka vatanları, yaşayacakları başka ülkeler, başka topraklar olabilir. Ama bizim gidecek başka yerimiz de yok, bu toprakları bırakmaya niyetimiz de yok, bu böyle bilinmelidir. Milletimizin birliğini, beraberliğini hedef alarak bizi köşeye sıkıştıracaklarını sananlar, üzerine bastıkları toprağın bir de altına baksınlar. Orada aynı niyetle yola çıkmış ama her defasında hüsrana uğramış kendileri gibi nice gafiller göreceklerdir. Ecdadımız, bayrağımızın rengini, kırmızıyı çok sevdikleri için bu şekilde belirlememişler, bayrağımız rengini şehitlerimizin kanından alıyor, onun için böyle oldu. Kendi paçavralarını bayrağımızın yerine dikmeye düşünenler onları ancak kefenleri olarak kullanabilir."

(Sürecek)

Sonraki Haber