Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Kaymakamlar Toplantısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1) - "İlçesinin tüm mahallelerini, köylerini, onların muhtarlarını, önde gelen simalarını tanımayan kaymakam evrak kaymakamıdır. Yani sadece evrak imzalayan, evrak üzerinden işlerini takip eden kişidir"- "Kamu görevlileri yaptıklar
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İlçesinin tüm mahallelerini, köylerini, onların muhtarlarını, önde gelen simalarını tanımayan kaymakam, evrak kaymakamıdır. Yani sadece evrak imzalayan, evrak üzerinden işlerini takip eden kişidir" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Kaymakamlar Toplantısı'nda Türkiye'nin değişik ilçelerinden gelen yaklaşık 300 kaymakamla bir araya gelen Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin en üst temsil mekanı olarak kullanılan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin aynı zamanda ülkenin yeni yönetim anlayışının sembolü olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı 10 Ağustos 2014'te Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesiyle, Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini belirten Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı makamı, bu külliyenin devreye girmesiyle beraber sadece protokol makamı olmaktan çıkmış, cumhurla başkanının, devletle milletinin bütünleştiği bir yer haline gelmiştir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üstlendikleri her yerde el üstünde tuttukları bir ilkeleri olduğuna dikkati çekerek, "Ne diyoruz, insanı yaşat ki devlet yaşasın. Cumhurbaşkanlığında da aynı anlayışla yola devam ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin en üst makamı olarak, kendimizin titizlikle riayet ettiği bu ilkeye, yukarıdan aşağıya tüm kamu görevlilerinin de uymasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.
"Bizim devlet sistemimizde kaymakamlarımız ilçelerimizdeki, valilerimiz de illerimizdeki en üst kamu otoriteleridir" diyen Erdoğan, "Vatandaşımız devlet deyince ilçesinde kaymakamı, vilayetinde valiyi bilir, valiyi tanır" dedi.
- "Asıl mükafat vatandaşlarımızın onların arkasından ettikleri hayır duadır"
Birikimli, çalışkan, azimli, dirayetli, idealist bir kaymakamın aynı yetki ve imkanlarla ilçesinin çehresini değiştirirken, aynı hassasiyetleri taşımayan bir başkasının tam tersi sonuçlara yol açabildiğine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle Anadolu'da gittiğimiz yerlerde her iki örneğe dair pek çok anektod dinliyoruz. Öyle ki, 20 yıl önce 30 yıl önce gelip bir kaç yıl görev yapmış kaymakamlarını bugün hala bir efsane gibi anlatan, hayırla ve hasretle yad eden vatandaşlarımıza rastlıyoruz. İşte bu hissiyatı oluşturmak çok önemlidir. Kamu görevlileri yaptıkları işin karşılığında elbette hayatlarını idame ettirmek, iaşelerini sağlamak için devletten belli bir maaş alırlar. Ama kamu görevlilerinin özellikle de geniş bir sorumluluk alanına sahip kaymakamlarımız için asıl mükafat vatandaşlarımızın onların arkasından ettikleri hayır duadır. Şairin, 'Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş meğer" dediği gibi şöyle gönülden kopup gelen "Allah razı olsun", bu söz var ya, bu hiçbir bedelle mukayese edilmez. Hiçbir makamla, mevkiyle, hiçbir kazançla bunu mukayese edebilmek mümkün değidir."
- "Evrak kaymakamı"
"Yaptığınız işin manevi hazzını alamıyorsanız, o iş size yüktür" ifadesini kullanan Erdoğan, "Belki teknik işler bu şekilde yürüyebilir. İdarecilik gibi doğrudan insanların hayatına dokunan işlerde sadece haftanın 5 günü 8 saat mesai yapmakla sadece rutini yürütmekle başarılı olunamaz. Hele hele siyasetçiler, hele hele valiler, kaymakamlar, emniyetçiler..Onlar için 'saat' diye bir şey olamaz. Haftanın 7 günü, günün 24 saati zihninizle, yüreğinizle kendinizi vazifenize adamanız lazımdır. Yazın güneşte terlememiş, kışın karda üşümemiş, ayakkabısına çamur, pantolonunun paçasına toz bulaşmamış kaymakam, açık söylüyorum ne ilçesini ne de vatandaşını tanıyabilir, tanıyamaz. Çünkü böyle bir kaymakam odasından çıkmamış, makam arabasından inmemiş, halkın arasına hiç karışmamış demektir. İlçesinin tüm mahallelerini, köylerini, onların muhtarlarını, önde gelen simalarını tanımayan kaymakam, evrak kaymakamıdır. Yani sadece evrak imzalayan, evrak üzerinden işlerini takip eden kişidir. Elbette evrak işlerini titizlikle takip edeceksiniz ama asıl işiniz, bir defa şunu yani insanı asla ihmal etmeyeceksiniz" değerlendirmesinde bulundu.
Muhtarlarla da toplantılar yaptığını anımsatan Erdoğan, "Şu ana kadar yaklaşık 9 bine, 10 bine ulaştık, sürekli her hafta bir grup, 400 civarında muhtarı burada ağırlıyoruz. Onlarla dertleşiyoruz. Tabii bu muhtarlar bir kısmı kaymakamından, valisinden memnuniyetini ifade ederken, bir kısmı da bize şikayetini ifade ediyor. Yani markajdasınız onu bilesiniz. Bilgiler geliyor. Dolayısıyla muhtarlar sizin eliniz ayağınız olmalıdır" dedi.
- "Kimseyi incitmeden çok büyük eserlere ve hizmetlere imza atmalıyız"
"İnsan olmazsa evrak nedir?" diye soran Erdoğan şöyle devam etti:
"Mesele insan insan. İnsan olmazsa bina nedir ki? Bu muhteşem Külliye, içindeki insanıyla güçlüdür. Eğer içindeki insanlar buraya gerçekten bir güç katmıyorsa, bu binanın hiçbir anlamı yoktur. Bir beton yığınıdır. İnsan olmazsa araç gereç nedir ki? Adeta bir teknoloji çöplüğüdür. Aynı şekilde insan olmazsa kamu görevlisi nedir ki? Niçin o görevlerde, o makamlarda bulunduğumuzu bir an olsun aklımızdan çıkarmayacağız. Tüm kamu görevlileri için de geçerlidir. Malum 'balık baştan kokar' diye bir atasözümüz var. Yönetici bu bilinçle hareket etmezse diğer personelin işini hakkıyla yapmasını beklemek çok fazla iyimserlik olur. En başta şahsım olmak üzere bakanıyla, başbakanıyla, müsteşarlarıyla, valileriyle, genel müdürleriyle, kaymakamlarıyla hepimiz milletimize karşı ülkemize karşı olan vazifelerimize işte bu anlayışla dört elle sarılmak mecburiyetindeyiz. Bizler bu makamları görevleri bıraktığımız zaman geride böyle izler bırakmalıyız. Kimseyi incitmeden çok büyük eserlere ve hizmetlere imza atmalıyız. Türkiye, geçtiğimiz 13 yılda çok önemli mesafe katetti. 2023 hedeflerimizle birlikte Türkiye'de insan odaklı bir devlet anlayışını tamamen hakim kılmış bulunacağımıza inanıyorum."
(Sürecek)