Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''İnfiale yol açar''
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin Kudüs ile olan kararı hakkında açıklama yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kudüs'ün statüsü konusunda atılacak yanlış bir adım tüm İslam aleminde infiale yol açacaktır" dedi. Erdoğan, "Kudüs'ün kutsiyetinin ve tarihi statüsünün muhafazası hususunda Ürdün ile aynı hissiyatı paylaşıyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ürdün Kralı 2. Abdullah ortak basın toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya kamuoyuna Kudüs çağrısı yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinden satır başları şöyle:
Üç semavi dinin kutsal mekânlarının bir arada yer aldığı, ilk kıblemiz Harem-i Şerif'in kalbinde her daim nur gibi parladığı, Peygamberler şehri Kudüs'ün kutsiyetinin müdafaası ve tarihi statüsünün muhafazası sadece Müslümanların için değil tüm insanlık için önemli bir görevdir. Bölgemizle birlikte tüm dünyada, vicdanın, adaletin, karşılıklı saygının tesisinin ve sürdürülebilmesinin mihenk taşı, Kudüs'e sahip çıkabilmektir.
Tarihte, Kudüs'ün özel dini yapısına ve bundan kaynaklanan mahremiyetine saygı duyulmadığında ne kadar acılar çekildiğinin pek çok örneği vardır. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Kudüs'ün merkezinde olduğu bölgede, yeni ve bitip tükenmek bilmeyen bir trajedi yaşanmaya başlanmıştır. Kudüs'te, Filistin'in BM kararlarıyla defalarca tasdik olunmuş haklarını yok sayan her adım, farklı dinlere mensup insanların bir arada yaşama idealine vurulmuş çok ağır bir darbedir.
'BAĞIMSIZ FİLİSTİN DEVLETİ TALEBİNDEN VAZGEÇİLEBİLMESİ ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR'
Bölgedeki huzur ve güvenliğin şartı olarak gördüğümüz 1967 sınırlarında, başkenti Kudüs olan, egemen ve bağımsız Filistin Devleti talebinden vazgeçilebilmesi asla mümkün değildir. Amerika Birleşik Devletleri'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararı, sadece BM kararlarına değil, Kudüs'ün asırlara sâri kadim karakterine de aykırıdır. Dolayısıyla bu adım, uluslararası hukukla birlikte, tarihi ve sosyal gerçeklerin hiçe sayılması anlamına gelmektedir.
İsrail'in Kudüs'ü ilhak kararı, bu çerçevede yaptığı tüm işlemler ve uygulamalar nasıl hiçbir zaman kabul görmemişse, bu açıklama da aynı şekilde gerek vicdan, gerek hukuk, gerek tarih önünde hükümsüzdür. Herkes için barış, ancak Doğu Kudüs, Batı Şeria, Gazze'deki İsrail işgali sona erdiğinde ve Filistinliler kendi yurtlarında hür olabildiğinde mümkün olacaktır.
'İSRAİL'İ DE BARIŞA VE HUZURA KATKI SAĞLAYACAK POLİTİKALAR İZLEMEYE DAVET EDİYORUZ'
İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı olarak, tüm dünyaya bu ve bu tür tüm gayri hukuki adımların karşısında durularak, gelecek nesillerin barış ve güvenliğine sahip çıkılması çağrısında bulunuyorum. Henüz Filistin Devleti'ni tanımamış olan ülkelerin artık bu önemli adımı atmalarının, bölgede aklıselimi ve adaleti ayakta tutacak bir dengenin sağlanabilmesi bakımından zaruri hale geldiğini düşünüyoruz.
Bugün, haklı davalarında Filistin halkının ve Kudüslülerin yanında olmak her dinden, her milletten, her inançtan sağduyu ve vicdan sahibi tüm insanların ortak vazifesidir. İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Amerika Birleşik Devletlerini bölgede kaosu tetikleyecek bu adımdan vazgeçmeye, İsrail'i de barışa ve huzura katkı sağlayacak politikalar izlemeye davet ediyoruz.
Daha sonra söz alan Kral 2. Abdullah ise şöyle konuştu:
"Bu ziyaretim vesilesiyle ki siz konulara değindiniz. Bölgede karşı karşıya olduğumuz zorlukları ele aldık. Bizim çok daha derin tarihi ilişkilerimiz var. 70'nci yılını kutluyoruz tarihi bağların. Siyasi, ekonomik ve güvenlik alanındaki işbirliğimizi ilerlemeyi öngörüyoruz. Her zamankinden çok daha fazla önemli bölgesel ilişkiler bizim artık istişare içinde olmamızı gerektiriyor. Sizin gösterdiğiniz bir destek var Kudüs konusunda. Nasıl birlikte çalışabiliriz, hem ümmetimiz hem bölgemizin karşı karşıya olduğumuz konuları görüştük. Kudüs önemli husus olarak ortada. Ancak iki devletli çözüm gibi bir alternatif yok. Bütün bölgenin istikrarını bu belirleyecektir. Ben dün Amerikan Başkanı'na da ilettim.
Kudüs kararıyla ilgili endişelerimizi dile getirdim. Bizim hızlı çalışmamız gerekiyor. Filistinliler ve İsrailliler arasında bir barış anlaşması imzalanmalı. Bu yaklaşımlar terörle mücadeleye de destek vermiyor. Biz buradaki kutsiyet arz eden makamların koruyucusu konumundayız. Suriye'den de bahsettik. Suriye halkının güvenliği muhafaza edilmeli. İki ülke arasındaki en güçlü ziyaretlerden biri oldu."