Cumhurbaşkanı Erdoğan, babasıyla yaptığı diyaloğu anlattı !
Kutlu Doğum Haftası etkinliğine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında babasıyla arasında geçen bir diyaloğa yer verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nca Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen "Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet" temalı Kutlu Doğum Programı'na katıldı. Erdoğan, İslam dünyasının mezhepçilik, ırkçılık ve terör olmak üzere 3 büyük tehlikeyle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, "Şu anda biz, terörün bedelini ödemiyor muyuz? Terörün bedelini ödüyoruz. Bakın bunca insan ölüyor. Tabii biz burada duramayız, sonuna kadar devam edeceğiz bu operasyonlara. Niçin? Birliğimizi, huzuru tesis etmek için devam edeceğiz" dedi.
Erdoğan, programda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Aklıma rahmetli babama sorduğum bir soru geldi. Bir gün babama sordum; "Biz Laz mıyız, Türk müyüz?" dedim. Babam dedi ki, "Oğlum büyük dedem Mollaymış, ona sordum "Dede biz Laz mıyız, Türk müyüz?" Büyük dedem de babama şu cevabı vermiş: "Torunum, yarın öleceğuk, Allah bize Men Rabbüke, Ve men nebiyyüke, Ve ma dinüke sorularını soracak. Ve ma kavmüke diye bir soru sormayacak. Sana sordukları zaman, "Elhamdülillah Müslümanım" de geç" demiş."
ÜÇ BÜYÜK TEHLİKE
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyasının üç tehlike ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti:
"Bir mezhepçilik, iki ırkçılık, üç terör belasıyla karşı karşıyayız. Bu hafta boyunca İslam İşbirliği Teşkilatı'nın 13. Liderler Zirvesi'ni yaptık ve sonuç bildirgesinde de bu başlıkları orada açıkladık. Dedik ki, "Biz ne Şia ne Sünni, böyle bir din tanımıyoruz, bizim tek dinimiz var, İslam" dedik. Biz İslam'ın o bütünleştirici çatısı altında toplanacağız. Sünnisiyle, Şiasıyla, şusuyla-busuyla, vesaire. Asla bunlar bir ayrım sebebi olmayacak. İşte onun için gelin birlik olalım demenin anlamı bu. İkincisi, ırkçılık... İşte onu da yine Rabbimiz, Hucurat Suresi'nde buyuruyor: Hangi ırktan olursan ol, hangi kavimden olursan ol, ister Türk ol, ister Kürt ol, Laz ol, Çerkez ol, Gürcü ol, Abhaza ol, Boşnak ol, Roman ol, ne olursan ol, ama bizi birleştiren bir şey var: İslam... Biz Müslümanız, burada bütünleşeceğiz. Eğer her ikisi de olmazsa, işte o zaman başımızın belası nedir? Terör fitnesi. Şu anda biz, terörün bedelini ödemiyor muyuz? Terörün bedelini ödüyoruz. Bakın bunca insan ölüyor. Tabii biz burada duramayız, sonuna kadar devam edeceğiz, bu operasyonlara. Niçin? Birliğimizi, huzuru tesis etmek için devam edeceğiz."
"BİZE ASLA KULA KULLUK YARAŞMAZ"
"Bize asla kula kulluk yakışmaz. Allah'tan başka hiçbir güce kul olmadık, olmayacağız. Ne yazık ki insanoğlunu aldatıp da birilerine farkında olmadan kul olmaya sevk edenler var. "Filanca efendi bize şahdamarımızdan daha yakın" diyenler var. Bize şahdamarından daha yakın olan Allah'tan başka hiçbir güç yok. Bize şahdamarından daha yakın olan sadece Rabbimizdir. Bunu böyle bilecek, böyle inanacağız. Allah'a itaat şart. Ama dikkat ediniz, Hemen arkasından Peygambere de itaat emrediliyor."
DAİŞ, BOKO HARAM, EL KAİDE...
"Maalesef baharımızı kara kışa çevirmek, umutlarımızı daha yeşermeden kurutmak isteyenler var. Bunların bir kısmı, Peygamber Efendimizin nübüvvetinin müjdelendiği günden beri zaten gördüğümüz, zaten bildiğimiz, zaten tanıdığımız kesimlerdir. Coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızın, Anadolu merkezli mücadelemizin karşısında da hep bunlar olmuştur. Maalesef her dönem olduğu gibi, bugün de kendilerini İslam dairesinde gösteren, kendilerine Müslüman diyenler arasında da aynı gayeye hizmet edenler
bulunmaktadır. DAİŞ adıyla, Boko Haram adıyla, El Kaide adıyla ortaya çıkan, İslam'a dair ne varsa hepsini de pervasızca istismar edenlerin tüm zulümleri, sadece ve sadece Müslümanlara karşıdır. Açık konuşuyorum, bu terör örgütlerinin İslam'a verdiği zararı, en azılı İslam düşmanları dahi veremez, verememiştir."
"MÜSLÜMANLAR KENDİ HAYSİYETLERİNİ KORUMAK ZORUNDA"
"Bugün İslam ülkelerinin içnde bulunduğu durum çok acı verici. Müslümanlar kendi haysiyetini korumak zorundadır. Bunun için de tüm Müslümanların birlik olması lazımdır. Terörü kendi amaçları için kullananlar oldukça, birliğimizi sağlayamayız. Dünyada tek bir insan dahi zulüm görüyorsa, bu çok büyük bir sayıdır ki, şu anda sadece İslam dünyasında, evet, yüzbinlerce, milyonlarca insan, hatta yüz milyonlarca, zulüm altındadır. Yiyecek ekmek, içecek su bulamadığı için bir deri bir kemik kalıp hayata gözlerini yuman insanlarla aynı dünyada yaşadığımız her gün, bize haramdır. Eğitim imkanı bulamadığı için, diğer her şey bir yana, inancının gereklerini dahi öğrenemeyen kardeşlerimizin bulunduğu bir dönemde boşa geçirdiğimiz her dakika, bize haramdır. Evladını kaybettiği için yüreği yanan anne babaların, tüm ailesini kaybettiği için öksüz, yetim kalan o muhacirlerin yanı başında huzur içinde uyumak, bize haramdır."
Geceye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın yanı sıra TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, sanatçı Orhan Gencebay da katıldı.