CHP’den 15 Temmuz'da kutuplaşma tepkisi: ''Kutuplaşma yerine birliktelik olacaktı''
CHP Milletvekilleri 15 Temmuz'un 5. yılında Meclis'te saygı duruşunda bulundu. Özgür Özel, 15 Temmuz gecesi için hakim olan görüşü şöyle anlattı: "Kutuplaşmanın yerine birliktelik olacaktı" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel beraberindeki milletvekilleriyle 15 Temmuz darbe girişiminin 5’inci yıldönümünde TBMM’deki 15 Temmuz Anıtı önünde saygı duruşunda bulundu ve anıta karanfil bıraktı.
Özel burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
DEMOKRASİNİN YANINDA SAF TUTTUK
Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak, grubumuz adına 9’umuz o gecede Meclis’te de bulunan milletvekilleri ve grubumuzdaki milletvekillerimizle birlikte 251 şehidimizin hatıraları önünde saygıyla anıyoruz. 2196 gazimizi bir kez daha minnetle anıyoruz. 5 yıl önce Meclisin kapalı olduğu bir akşamda, birkaç saat içinde, Meclise karşı, demokrasiye karşı darbe girişimi olduğunu anladığımız, milletimizin, ülkemizin, siyasi partilerin hep birlikte püskürttüğü bir darbe girişimiyle karşılaştık. Bu darbe girişiminden haberdar olduğumuz anda, partimizin Ankara’da bulunan bütün milletvekilleri genel merkezde bir araya geldik. Cumhuriyeti kuran, Meclisi açan partinin her darbenin öncelikli hedefi olan Meclise sahip çıkmasının en doğru yaklaşım olacağını kararlaştırdık. Meclis’e geldik. Diğer siyasi partilerdeki mevkidaşlarımızla kurduğumuz irtibat, Mecliste olağanüstü bir oturum gerçekleştirme konusunda mutabakata dönüştü. İrtibat kuramadığımız İstanbul’a doğru havada olan genel başkanımız yere indiğinde, düşüncemizi ifade ettiğimizde, kendisinin de ilk fırsatta Meclis’e geleceğini, demokrasinin yanında saf tutacağımızı bildirdi.
DARBE BİLDİRİSİNİ SIĞINAKTA YAZDIK
100 yıllık bir partinin seçimleri kazandığı, kaybettiği, darbelere teslim olmadığı, her darbeden zarar gördüğü yönündeydi o günkü değerlendirmemiz. Her darbenin hedefi iktidarlardır. Ancak hem ülkenin hem dünyanın kamuoyu döner muhalefete bakar, ana muhalefetin gözünün içine bakar. O gün yapılacak ilk demokratik seçimlerde milletimiz başka bir görev verene kadar ana muhalefet partisi olduğumuzu, seçilmişlerin ve parlamentonun arkasında, darbenin karşısında olduğunu söylemiştik. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bugünkü genel başkanı Tayyip Erdoğan, sayın genel başkanımıza açtığı teşekkür telefonuna yakından şahit olmuş birisi olarak, genel başkanımızın grubumuza iletilmesi istenen teşekkür ve övgülere karşı, meclisi kuran partinin meclise sahip çıktıktan sonra bir teşekküre gerek olmadığını ifade etmesine yakından şahit olmuştum.
KUTUPLAŞMA YERİNE BİRLİKTELİK OLACAKTI
Mecliste devam eden süreçte partimize duruşundan dolayı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yetkililerinin kullandığı ifadeleri büyük bir memnuniyetle ve aynı şekilde mukabele ederek değerlendirmiştik. Ertesi gün okunacak darbe bildirisini sığınakta yazmıştık. Değerlendirmeler Meclis'in bu darbe girişiminden güçlenerek çıkacağı yönündeydi. Ülkedeki kutuplaşmanın yerini bir birlikteliğin alacağı yönündeydi. Yapılan özel oturumlara eksiksiz iştirak ettik. Ancak süreç, 15 Temmuz’un siyasi açıdan araçsallaştırma sürecine evrildi. Bazı ittifaklar o günü kendi doğum günleri olarak ilan ettiler. 15 Temmuz’u hep birlikte sahiplenme yerine bizim 15 Temmuzumuz ve siz yoktunuz biçimine dönüştürmeye çalışan bir anlatı içine girdiler. Bugün Mecliste özel oturum yapılmamasının başka bir izahı yoktur. Burada törenler düzenlenip, o törene sadece bir partinin genel başkanının konuşmacı olmasının başka izahı yoktur. Biz 15 Temmuz günü durduğumuz yerdeyiz. Ancak 20 Temmuz günü, 15 Temmuz’daki kanlı darbe girişimini araçsallaştırıp ilan edilen olağanüstü halle, Meclisin alınan yetkilerinin, OHAL’de yapılan referandumun, OHAL şartlarında yapılan seçimin ve kamu gücünün devletin bütün imkanlarının bir ittifakın lehine seferber edildiği seçimin ülkeyi getirdiği nokta ortadadır.
HER TÜRLÜ DARBENİN KARŞISINDAYIZ
Bugün yaratılmaya çalışılan tek seslilik ve bugün bu acıda ortaklaşamamakta Türkiye’de yönetenlerin nasıl bir yanlış içinde olduğunu göstermektedir. O gün Mecliste birlikte olduğumuz arkadaşlarımızla birlikte bir kez daha demokrasinin yanında olduğumuzu, her türlü darbenin karşısında olduğumuzu, bundan sonra da milli iradeyi hiçe sayan, ona itiraz eden, direnen ve milli irade ve demokrasi dışı çabaya yeltenenlerin karşısında dimdik duracağımızı ifade ediyoruz. Bir kez daha 251 şehidimizi rahmetle, minnetle anıyoruz. Bu ülkenin bir daha böyle acılar yaşamamasını ümit ediyoruz. Bunun için liyakata, objektif kriterlere, bir partinin değil devletin kriterlerine ihtiyaç olduğunun altını çiziyoruz. Demokrasimizin ileri gideceği, tüm ülkenin kucaklaşacağı, acıların yerini mutlulukların, güler yüzün alacağı, bu yaslı anılardan herkesin ders alacağı yarınlar ümidini hepinizi selamlıyorum.