Burdur Gölü köpürdü! Profesör yüreklere su serpti
Burdur Gölü'nde ortaya çıkan köpükler bölge halkını endişelendirdi. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İskender Gülle,, köpürmelerin doğal bir durum olduğunu belirterek, endişe edilecek bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti.
Son yıllarda suyu hızla çekilen ve kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Burdur Gölü sahilinde köpükler görülmeye başlandı. Göl kıyısında ortaya çıkan bej rengi köpüklerin sebebi merak konusu oldu. Bölge halkı köpürmeleri endişeyle takip ederken Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İskender Gülle'nin açıklamaları ise endişe edilecek bir durum olmadığını ortaya koydu. Prof. Dr. Gülle, Burdur Gölü sahilinde yaklaşık 15 gündür meydana gelen köpürmelerin doğal bir durum olduğunu, herhangi bir kirlilik unsuru ve herhangi bir zararının olmadığını, endişe edilecek bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.
'SABUNLAŞMA DEDİĞİMİZ ORTAM'
Doğal göllerde, hatta bazen deniz benzeri ortamlarda böyle köpüklenmeler görmenin mümkün olduğunu kaydeden Prof. Dr. Gülle, "Bu köpüklenme göldeki sabunlaşmanın bir ürünü, biyolojik süreçlerin de etki ettiği kimyasal bir olay. Özellikle sonbahar ve kış aylarına doğru su içerisindeki 'diyatom' dediğimiz mikroskobik bitkiler ve 'zooplankton' dediğimiz mikroskobik hayvanların ölmesiyle bunların dokularındaki yağlar ve proteinler açığa çıkar ve suya karışır. Böylece su ortamındaki bu bitkisel ve hayvansal yağlar bazik ortamda, zaten Burdur Gölü oldukça bazik ortamdadır, suda bulunan sodyum iyonlarıyla reaksiyona girerek 'sabunlaşma' dediğimiz ortam meydana gelir. Bu sabunlaşma neticesinde oluşan suyun yüzey gerilimi zayıflar ve bu oluşan köpükler yoğun rüzgarın ve göldeki çırpıntının da etkisiyle kıyıda birikir ve böylece milyarlarca küçük kabarcığın üst üste birikmesiyle bu köpük yığınları meydana gelir" dedi.
'BU DURUM DOĞAL BİR DURUMDUR'
Sucul ortamlarda köpük oluşumunun oldukça farklı, karmaşık biyolojik ve kimyasal süreçlerin bir sonucu olduğuna işaret eden Prof. Dr. İskender Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama bazen kirlilik olayı da bunda etkin olabilir. Özellikle kanalizasyondan, evsel atıktan ileri gelen kirliliğin, atık suların içerisinde bulunan şampuanlar, deterjanlar, sabunlar doğal ortam sularına girdiğinde bir köpürme oluşur. Kirlilikten oluşan köpürme ile doğal ortamlardan oluşan köpürmeyi şu şekilde ayırabiliriz. Genellikle kanalizasyon kaynaklı köpürme yoğun bir şekilde kokusu ile belirgindir. Su içerisinde kanalizasyon kokusu oluşur ve bu köpürme lokal olarak atık suyun karıştığı yerde ortaya çıkar. Oysa doğal süreçlerle ortaya çıkan sabunlaşma veya köpürme gölün tüm kıyılarında gözlemlenebilir. Evsel atıklardan meydana gelen köpük daha parlak ve beyaz renkteyken doğal köpük biraz daha bej renginde olabiliyor. Burdur Gölü'nde görmekte olduğumuz köpürme olayını Eğirdir Gölü, Beyşehir Gölü gibi tatlı su göllerinde de görebiliriz. Bu durum doğal bir durumdur. Herhangi bir kirlilik etkisi yoktur, endişe edilecek bir durum yoktur. Kirliliğin etkisi var mıdır? Belki yüzde 1, belki binde 1 vardır onu ölçemeyiz ama buradaki manzara doğal süreçlerin bir sonucudur."