Bu soruşturma çok tartışılacak
Başsavcı JİTEM'in peşine düşmüş, ancak Adalet Bakanlığı tarafından engellenmiş.
Erzurum'da Ergenokon soruşturması kapsamında tutuklanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in Şırnak'ın İdil İlçesi'nde görev yaptığı 1999 yılında, varlığı resmi makamlarca kabul edilmeyen jandarma istihbaratı JİTEM ile ilgili hazırladığı fezlekeye 11 yıldır bakacak mahkeme bulunamadı. Vatan'ın haberine göre; Dava dosyasındaki yazışmalara göre Cihaner'in soruşturmayı derinleştirmek istediği, ancak dönemin Adalet Bakanlığı tarafından bazı engellemelerle karşılaştığı da belirlendi.
Erzurum'da tutuklanan ve hazırlanan iddianamede Ergenekon soruşturmasında hakkında 3'üncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ile 7.5- 15 yıl arasında değişen hapis cezası istenen Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in Şırnak'ın İdil İlçesi'nde görev yaptığı 1999 yılında JİTEM ile ilgili hazırladığı fezlekeye, 11 yıldır bakacak mahkemenin bulunmadığı ortaya çıktı.
Savcı Cihaner'in 8 Ocak 1999'da görevsizlik kararı vererek o dönemdeki Diyarbakır DGM'ye gönderdiği fezlekeden açılan ve ilk JİTEM davası olarak bilinen davanın 11 yıldır DGM, Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi, Askeri Mahkeme, Uyuşmazlık Mahkemesi arasında gidip geldiği ve son olarak 31 Aralık 2009'da Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilerek Diyarbakır Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği belirtildi.
SANIKLAR ERSEVER, DOĞAN, YÜZBAŞI, ASTSUBAY, İTİRAFÇILAR VE KORUCULAR
Başsavcı İlhan Cihaner'in daha sonra kapatılan DGM'ye gönderdiği fezlekede, sanık olarak Ahmet Cem Ersever, Arif Doğan, Yüzbaşı Sinan Yaşar, Astsubay Şaban Bayram, itirafçı İbrahim Babat ve köy korucusu Faysal Şanlı'nın adı geçerken, diğer sanıklar da açık kimlik ve sayıları tespit edilimeyen itirafçı, korucu ve kamu görevlileri olarak gösterildi. Hasan Caner, Hasan Utanç ve Tahsin Sevim'in öldürülmesi olayını gerçekleştiren sanıkların "Suç işlemek için silahlı çete oluşturmak, birden fazla kimseyi tahamüden öldürmek' suçunu işledikleri belirtilen 3 sayfalık fezlekede çarpıcı tespitler yer aldı.
Kapsamı ve işledikleri suçlar tüm ülke geneline yayılan kamu görevlileri, itirafçılar, ve koruculardan oluşan bir çetenin soruşturma konusu suçu işlediği belirtilen fezlekede, şöyle denildi:
"Bu çete önceleri terörle/teröristle mücadele amacı ile kurulduğu, teröre destek veren şahısların yasal yöntemler kullanılmadan cezalandırılmasını yöntem yöntem olarak benimsedikleri, daha sonraları başka saiklerle adam öldürme, kaçırma, çek senet tahsilatı, bombalama, tehdit v.s gibi suçları işledikleri iddialarının olduğu, soruşturma konusu 3 kişinin öldürülmesi eyleminin ise çete mensuplarının Faysal Şanlı'yı yönlendirmesi ile kişisel husumet ve deşifre edilmemek saikiyle Silopi grubunda bulunan şahıslarla gerçekleştirildiği görülmüştür.
DİYARBAKIR'DA DOĞAN, SİLOPİ'DE ERSEVER GRUP BAŞI
Fezlekenin sonuç bölümünde ise şöyle denildi:
"Sonuç olarak açık kimlikleri yukarıda yazılı olan şahısların suç işlemek amacıyla çete oluşturdukları, sanık Arif Doğan'ın daha sonra farklı bölgelerde bir çok suçlar işleyen çetenin Diyarbakır grubunun başında olduğu, bu şahsa bağlı Silopi grubunun başında ise Ahmet Cem Ersever'in olduğu, tespit edilebilen diğer mensupların İbrahim Babat (Hacı Hasan), Sinan Yaşar, Şaban Bayram, Faysal Şanlı'nın olduğu, bunlardan Ahmet Cem Ersever, İbrahim Babat, Şaban Bayram ve Faysal Şanlı'nın maktülleri önce sorgulayıp sonra Cizre-Nusaybin karayolunda öldürdükleri tüm evrak kapsamında anlaşılmıştır."
SANIĞI MİDYAT'A GETİREMEYİNCE KENDİSİ GİTMEK İSTEDİ
Dava dosyasındaki belgelere göre, savcı İlhan Cihaner'in ilk JİTEM soruşturmasındaki fezlekesini hazırlamadan önce çok geniş kapsamlı bir soruşturma yapmak istediği ancak, engellemelerla karşılaştığı ortaya çıktı. Savcı Cihaner, sanık olarak adı geçen ve o dönemde Kırklareli Cezaevi'nde bulunan İbrahim Babat'ın ayrıntılı ifadesinin alınması, yer gösterme işlemleri ve bazı kişilerle yüzleştirilmesi için Midyat Cezaevi'ne nakledilmesini istedi. Ancak, bu talebi Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce reddedildi. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne 12 Kasım 1998 tarihinde "Çok acele-önemli' başlıklı bir yazı göndererek, Kırklareli Cezaevi'nde başka bir suçtan tutuklu bulunan İbrahim Babat'ın ifadesini gidip almak istediği görüldü. Bu talebi de kabul edilmeyen Cihaner'in son olarak Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazarak gönderdiği 60 sorunun Babat'a sorulmasını ve ifadesinin bu şekilde talimatla alınmasını istediği ortaya çıktı. Savcı İlhan Cihaner'in ilk JİTEM soruşturmasını derinleştirmek için Babat'a sorulmasını istediği bazı sorular şöyle:
- İbrahim Babat kimliğinin nasıl düzenlendiği ve kim tarafından alındığının ayrıntılı sorulması
- Yasal operasyonların, silahlı operasyonların neler olduğunu, kullanılan silahların nereden temin edildiği
- Yapmış olduğu faaliyetleri resmi ya da gayri resmi olarak güvenlik güçlerine bildirip bildirmediği
- Silopi grubunda kendisi, Ersever, İsmail Öztoprak, Yaşar, Bayram dışında bulunduğunu söylediği 30-40 korucu,sivil, askerden tanıdığı ve isimlerini bildiği kimler olduğu
- Silopi grubunda kullandıkları araçların ayrıntılı nitelikleri, plakaları
- Öldürme kararlarının ne şekilde ve kimler tarafından verildiği ve kendilerine ne şekilde ulaştırıldığı
- Öldürülen şahısların üzerindeki kimlik, para ve eşyaların ne yapıldığı, kimin tarafından alındığı
- Kendisi yada Silopi grubundakiler özellikle Ahmet Cem Ersever adına banka hesapları olup olmadığı
- Yaklaşık olay saatleri ve bölgenin o anki şartları gözönüne alınarak kontrol noktalarını nasıl geçtikleri
- Yetkileri ve kullandıkları yöntemleri kendilerine nasıl ve kimler tarafından bildirildiği
- 3 kişinin öldürülmesinde kendisi, Ersever, Yaşar ve Bayram'ın kullandıkları silahların neler olduğu
- Bir dergiye verdiği demeçte geçen Asayiş Komutanı ve Kurmay başkanı Kuru'nun kimler olduğu
- Ersever öldürüldükten sonra kendisine öldürüleceği bilgisinin nereden geldiği
- Yakalanıp serbest bırakılan ve kanun dışı işlerde kullanılan itirafçıların kod adları ve gerçek adlarını, eylemleri ve şu anda nerede bulundukları
- Silopi, Batman, Diyarbakır ve İstanbul'da katıldığı olaylarda kullandığı silahları nereden temin ettiği
- İfadesinde belirttiği uzaktan kumandalı bombayı, ya da bombaları, patlayıcıları ne şekilde temin ettikleri
- Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın katıldığı olayların neler olduğunu
- Aynı yıllarda bölgemizde bir çok faili meçhul olayda kullanılan beyaz Renault araç ile ilgili olarak bilgisinin olup olmadığı