Biri yetmiyormuş gibi ikinci YÖK geliyor
"Alo Fatih"in ağabeyi yeni YÖK Başkanı Yekta Saraç, Yükseköğrenim Kalite Güvencesi Yönetmeliği taslağını görüşler almak üzere “askıya çıkarıklarını” açıkladı.
Yönetmeliğin 4. Maddesine göre, Kurulun şu üyelerden oluşuyor: “Yükseköğretim Kalite Kurulu, Yükseköğretim kurumlarını temsilen Yükseköğretim Kurulu tarafından seçilen beş, Üniversitelerarası Kurul tarafından seçilen dört, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını temsilen bir, Kalkınma Bakanlığını temsilen bir, Milli Eğitim Bakanlığını temsilen bir, Sağlık Bakanlığını temsilen bir, Mesleki Yeterlilikler Kurumunu temsilen bir, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunu temsilen bir, Türkiye Bilimler Akademisini temsilen bir, Türk Akreditasyon Kurumunu temsilen bir, üye olmak üzere toplam on yedi üyeden oluşur.”
Bu oluşuma göre Kurulu oluşturan YÖK’ün Kurul’da beş üye ile temsil edilmesi ve diğer tüm üyelerin hükümet ağırlıklı kuruluşlardan ve bakanlıklardan atanan üyelerden oluşması, ikinci bir YÖK oluşturulmasının düşünüldüğü görüşüne yaygınlık kazandırıyor.
http://www.yok.gov.tr/AskiyaCikardik |
Onsekiz yaşının üstündeki yurttaşların, öğrenci, çalışan ve öğretim üyesi olarak bulunduğu kurumlar olan üniversiteler, sanki YÖK öncesi çok kalitesizmiş, otuz yıla varan YÖK macerası da pek bir şey yapamamış gibi bir kanıya varmış olan, kendi tabiriyle Yeni YÖK Başkanı Saraç, bu Kalite Kurulu ile de yetinmeyip, her beş yılda bir dış değerlendirme adıyla, ikinci YÖK’ten başka bir şey olmayacak olan Kurul’dan kalite değerlendirme tescil belgesi yetkisi almış bağımsız ulusal ve uluslararası kuruluşlarca, standartları ölçülecek. Bir soba borusu fabrikası muamelesi ile karşılaşan üniversiteler bu yeni Yeni YÖK girişimi karşısında şimdilik suskun.
Görüşlerine başvurduğumuz bir öğretim üyesi, adını vermekten çekinerek şunları söyledi: “açıkça YÖK ne yaptığını bilmiyor, öğrenci sayılarından, öğretim elemanları sayılarından bile habersiz; şu anda zaten bütün bilgileri özlük dosyalarında bulunan öğretim üyelerininin kendilerinin YÖKSİS gibi bazı elektronik veri toplama araçlarına kendi bilgilerini girmeleri isteniyor. Bu demek ki, YÖK ve üniversiteler öğretim elemanlarının bilgilerinden yoksun. Bu kurum mu standartları ölçecek? Devlet üniversitelerine, “bağzı” vakıf üniversitelerine uyguladığı standartları uygulasa, açık devlet üniversitesinin sayısı beşe ona düşer. Böylesine merkezi ve bir sayet kurumu olan YÖK, yavru YÖK’ler yaratıp, kanserin metestaz yapması gibi bir süreci başlatmış durumda.”
Yeni YÖK tarafından 7 Haziran seçimleri öncesi planlanan yeni üniversite akreditasyon süreçleri, görülüyor ki, özellikle vakıf üniversitelerinin kontenjan, ücret ve öğretim üyesi sayıları ile hükümete yakınlık, uzaklık kriterlerine göre veseyat altına alınmasının değişik bir kılıfı. Görüşlerine başvurduğumuz öğretim üyelerinin önemli bir kısmı, “koalisyon kiminle kurulursa kurulsun, yolsuzluk vs. gibi afaki konularla değil, YÖK, MEB ve ÖSYM’yi ele almalı ve gençlerin önünü açmalı,” diyorlar.