Binlerce ''yardımcı doçent'' için flaş karar !
TBMM Genel Kurulu'nda "yardımcı doçentlik" kadrosu yerine "doktor öğretim üyesi" kadrosunun konulmasını öngören 36 maddelik kanun teklifinin 6 maddesi kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu'nda "yardımcı doçentlik" kadrosu yerine "doktor örğetim üyesi" kadrosunun ihdas edilmesini öngören Ak Parti'nin 36 maddelik kanun teklifinin ilk 6 maddesi kabul edildi. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, görüşmelerde halen 35 bin 995 yardımcı doçent olduğunu belirterek, düzenlemenin yasalaşmasının ardından bunların doktor ve öğretim üyesi olacağını bildirdi.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz,, düzenleme yasalaştığında eser inceleme araştırmasında başarılı olan adayların üniversiteler arası kurulca sözlü sınava gerek kalmaksızın doçentlik unvanının verileceğini, unvan alınmasıyla birlikte de diğer sürelerin başlayacağına işaret etti. Yılmaz, eski kriterler ışığında eser inceleme araştırmasında başarılı olup, sınavda başarısız olanların güncel doçentlik kriterlerine tabi tutulmayacağını ifade etti.
Yardımcı doçentlikten "doktor öğretim görevlisi" kadrosuna geçirilmesinin tenzili rütbe olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığını, özlük haklarına ilişkin de iyileştirmelerin daha yüksek olması temennisine kendisinin de katıldığını vurgulayan Yılmaz, "Türkiye'nin ekonomik durumu iyileştikçe, milli gelirden eğitime daha fazla kaynak ayırdıkça bu kadrolara verilen ücretleri de daha iyi duruma getiririz" diye konuştu.
Yılmaz, teklifin "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın isteği üzerine mi" gündeme geldiğini sorusuna, şu an yardımcı doçent kadrosunda bulunan çalışanları dinlediğini onların da bu düzenlemeden memnun olduğunu söylediklerini belirtti.
Profesörlerin, sınavdan geçmiş olanların ise "böyle bir değişiklik yapılırsa üniversitelerde kalite bakımından geriye gitme olur mu?" şeklinde kaygılarının olduğuna değinen Yılmaz, "Ama istisnasız hangi yardımcı doçente sorarsanız sorun 'bu bizim talebimizdi' diyor. Bu talepler milletvekili olarak bize geldiği gibi halkın oyuyla seçilen Cumhurbaşkanına da geliyor. Herkes vatandaşın sorunlarını yerine getirsin ama Cumhurbaşkanı getirmesin yaklaşımını doğru bulmayorum" değerlendirmesinde bulundu.
"İÇİŞLERİ BAKANLIĞIMIZA RİCA ETTİM..."
Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açığa alınan 500 civarında öğretmenin bulunduğunu, bunun dışında valilikler tarafından açığa alınmış 3 bin öğretmenin olduğunu ifade etti. İçişleri Bakanlığına konuyla ilgili ricada bulunduğunu anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
"İçişleri Bakanlığımıza rica ettim ve valiliklere talimat verilmesini istedim. Kamudan ilişiğinin kesilmesinin daha uygun olduğu düşünüyorlarsa bunu bize bildirsinler. Ya da 'bu kimselerin kamuda çalışmasında bir sakınca yoktur' diye bize bildirsinler ki hem açıkta olan öğretmene ücret ödüyoruz hem de açıktaki öğretmenin yerine ücretli öğretmen görevlendiriyoruz. Dolayısıyla biz bakanlık bünyesinde bir çalışma yaptık ve valiliklerimizin çalışmasının da neticelenmesini bekliyoruz. Sonuçta ister suçlu, ister suçsuz bunlar bizim vatandaşımız. Hakkını, hukukunu bizim korumamız gerekir diye düşünüyorum. Darbe döneminde bir tsunami vardı ve devletin buna tepki göstermesi normaldi. Şuan yargı yolu açıldı. Yargı ne talimat verirse gereğini yerine getiririz. Hukuk devleti olmanın gereği de budur."
AF YOK
Yılmaz, üniversite öğrencilerine yönelik bir affın söz konusu olmadığını da vurguladı.