Bilirkişilik Sempozyumu
Adalet Bakanı Bozdağ: (2)- "Sivil insanlar zarar görmesin diye kılı kırk yararcasına büyük bir titizlik ve hassasiyet içerisinde terör örgütüne ve teröristlere karşı, hukuk içerisinde ve hukuka uygun biçimde bir operasyon yürütülmektedir. Dünyanın her hür
İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, terörle mücadele konusunda değinerek, "Sivil insanlar zarar görmesin diye kılı kırk yararcasına büyük bir titizlik ve hassasiyet içerisinde terör örgütüne ve teröristlere karşı, hukuk içerisinde ve hukuka uygun biçimde bir operasyon yürütülmektedir. Dünyanın her hür ve demokratik hukuk devleti olan ülkesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bugün yaptığını kendi ülkesinde benzer durum olsa yapmaktan asla çekinmez. Türkiye kendi ulusal güvenliğini temin etme ve koruma konusunda her türlü anayasal ve yasal adımları atma hakkına haizdir. Bu adımları atmak için uluslararası çevrelerden veya başka yerlerden izin almaya da ihtiyacı yok" dedi.
Bozdağ, Bilirkişilik Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, kamuoyuyla paylaşılan Yargı Reformu Stratejisi Belgesi ve Yargı Reformu Eylem Planı'yla da takvimlendirilen yol haritaları bulunduğunu, 4 yıllık süreçte önemli adımların atılacağını söyledi.
Türkiye'nin ihtiyacı olan müesseseleri büyük bir çaba ve gayretle hayata geçireceklerini ifade eden Bozdağ, bunlardan birinin bilirkişilik müessesesi, diğerinin de geçtiğimiz günlerde TBMM'ye sevk edilen kişisel verilerin korunması konusunda hazırlanan tasarı olduğunu kaydetti.
Türkiye'de kişisel verilerin işlenmesinin bugüne kadar müstakil bir yasaya tabi olmadığını vurgulayan Bozdağ, özel kanunlarda hükümler çerçevesinde kişisel verilerin işlendiğini, şimdi ise kanun çerçevesinde kişisel verilerin işlenmesinde uyulacak asgari kuralların getirildiğini anlattı.
Bozdağ, bunun adeta "kişisel verilerin işlenmesinin anayasası" düzenlemesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Herkes buna uyacak, bu çerçevede kişisel verileri işleyecekler. Vatandaşlar bu verilere ulaşma, muhtevasını öğrenme, eksiği varsa tamamlanmasını isteme, yanlışı varsa da bunu sildirme hak ve imkanına da sahip olacak. Herkes kendisiyle ilgili kişisel verileri işleyenlerin ellerinde ne veriler var, bunlara daha güvenli yoldan ulaşma imkanına, onları sildirme, düzeltme, tamamlama imkanına kavuşmuş olacak. Türkiye'de bu kanun gündeme gelince 'milleti hükümet fişleyecek' diye haber yapanlar, işin aslını ya bilmeden yapıyorlar ya da bilerek bir algı operasyonu çerçevesinde bunu yapıyorlar. Bu kanun gündeme geldi ve yasalaşıyor diye Türkiye'deki vicdanlı ve objektif bakan herkesin bu kanunu hazırlayanlara, 'şu eksiği var bunu düzeltin ama bu haliyle bile bir teşekkürü hak ediyor' demesi lazım. Çünkü bugüne kadar keyfekeder işlenen bilgiler, işleyenlere hesap sormayan, sordurmayan bir sistem. Bunların ötesinde büyük bir mekanizma oluşturuluyor, güvence getiriliyor."
Kişisel verileri hukuka aykırı işleyenlere ceza maddelerinin dışında ayrıca idari yaptırımlar getirildiğini aktaran Bozdağ, cezalarda da kısmı artışlar sağlanacağını bildirdi.
"Bu, kişileri fişleme değil, kişileri fişleyenlere karşı kişileri koruma, kişilerin verileri koruma kanunudur" diyen Bozdağ, ilk defa verileri işleyenlere de hesap soran bir düzen getirileceğini kaydetti.
- Uzayan yargılama süreçleri
Adalet Bakanı Bozdağ, önemli konulardan bir tanesinin de uzayan yargılama süreçlerini kısaltmak olduğunu ifade ederek, bu konudaki şikayetleri ortadan kaldırmak, yargılamaları hızlandırmak ve adaletin tecellisini temin etmek bakımından bu dönemde önemli adımların atılacağını dile getirdi.
Bozdağ, şunları kaydetti:
"Şu anda Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde görülen en eski tarihli dava 1932 yılında açılan Çanakkale'deki bir davadır. Tam 83 yıldır devam ediyor. Bu son derece büyük bir ayıp. Daha bunun gibi pek çok dava var. Yılan hikayesine dönmüş bu davaları sona erdirecek bir mekanizma kuracağız. Arkadaşlarımız onun üzerinde çalışıyorlar. Belki bölge adliye mahkemeleri nezdinde, belki Türkiye'de ayrı bir mahkeme kurarak veya başka bir formül bularak hakimlerin karar vermekten çekindiği bu davaları karara bağlayıp kesin hükümle sonuçlandıracak bir mekanizmaya ihtiyaç var. Bu davalarla ilgili ayrı bir mekanizma oluşturmak suretiyle bu davaları bitiren önemli bir adımı atacağız. Türkiye'de 83 yıllık bir davayı bundan sonra kimse konuşmayacaktır."
- İstinaf mahkemeleri
Yargıda zaman yönetimi adında projeyi de hayata geçireceklerini vurgulayan Bozdağ, vatandaşın eline davanın ne zaman bitirileceğine ilişkin belge verileceğini kaydetti. Yeni dönemde istinafın Türkiye'de faaliyete geçeceğini belirten Bozdağ, Avrupa Konseyi'ne üye ülkeler içinde istinaf mahkemesi bulunmayan tek ülkenin Türkiye olduğunu anlattı.
Bozdağ, 2004'te bu mahkemelerin kurulmasına ilişkin yasal altyapı oluşturulmasına rağmen 12 yıldır fiilen faaliyete geçirilemediğini kaydederek, yeni dönemde hem adli hem de idari yargıda istinaf mahkemelerinin 20 Temmuz 2016 itibarıyla faaliyete geçeceğini söyledi.
Bu mahkemelerin yargılama süreçlerini uzatmayacağını anlatan Bozdağ, "Ceza yargılamalarının yüzde 91'i, hukuk yargılamalarının yüzde 89'u, idari yargılamaların yaklaşık yüzde 80'i istinaf mahkemelerinde kesinleşecek. Yargıtay'a gelmeyecek" dedi.
- Terörle mücadele
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, terörle mücadele konusunda da bazı ilçe ve mahallelerde sokağa çıkma yasakları olduğunu hatırlatarak, "Sokağa çıkma yasakları vatandaşımızın can ve mal emniyetini sağlamak, temel insani ihtiyaçlarına güvenlik, huzur ve barış içerisinde ulaşmasını temin etmek, eğitim hakkının, sağlık hakkının ve diğer haklarının ülkemizin bütün il ve ilçelerindeki gibi doğru ve sağlıklı bir biçimde yerine getirilmesini sağlamak, kamu düzeni ve kamu güvenliğini tesis etmek, bölgede teröristler tarafından kazılan hendekleri kaldırmak, kurulan barikatları kaldırmak, mayınları temizlemek, bombaları, tuzakları yok etmek ve oradaki insanlarımızın yaşamını yaşanmaz hale getiren teröristleri bölgeden temizlemek maksadıyla ilan edilmiştir" dedi.
Sivil insanlar zarar görmesin diye kılı kırk yararcasına büyük bir titizlik ve hassasiyet içerisinde terör örgütüne ve teröristlere karşı, hukuk içerisinde ve hukuka uygun biçimde bir operasyon yürütüldüğünü ifade eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"Dünyanın her hür ve demokratik hukuk devleti olan ülkesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bugün yaptığını kendi ülkesinde benzer durum olsa yapmaktan asla çekinmez. Türkiye, kendi ulusal güvenliğini temin etme ve koruma konusunda her türlü anayasal ve yasal adımları atma hakkına haizdir. Bu adımları atmak için uluslararası çevrelerden veya başka yerlerden izin almaya da ihtiyacı yok. Bizim yasalarımız ve hukukumuz bu konuda nelerin yapılması gerektiğini açık açık ortaya koymaktadır. Bugün Türkiye gibi teröre muhatap ülkelerden, terörle mücadele eden ülkelerden hiçbirisi Türkiye Cumhuriyeti kadar terörle mücadelesini yaparken hukukun kurallarına azami riayet konusunda hassasiyet içinde değillerdir. Fransa'da olaylar oldu. Başka ülkelerde de olaylar oldu, Amerika'da 11 Eylül oldu. Başka konular oldu. Orada da anayasa, insan hakları, demokrasi ve hukuk var. Ben vicdanlı, objektif, ideolojilerin esiri olmayan, terör örgütlerinin maşası olmayan herkese diyorum ki elinizi vicdanınıza koyun. Amerika'nın, Fransa'nın, Belçika'nın, terör söz konusu olduğu zaman yaptığı düzenlemeler, aldığı tedbirler, attığı adımlar Türkiye Cumhuriyeti'nin yaptığı düzenlemeler, aldığı tedbirler ve attığı adımları mukayese edin. O zaman Türkiye'nin farkını daha rahat bir şekilde görme imkanı olacaktır. Bugün dünyadaki ülkeler arasında terörle mücadelesini hukuk devletinin ilkelerine azami riayet ederek sürdüren yegane ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Bizim eksiğimiz yok mudur? Vardır elbette. Ama bu konuda en fazla hassasiyeti göstererek mücadelesini yürüten ülke Türkiye'dir. Terör örgütü, güvenlik güçlerimizin sivil vatandaşlarımıza zarar vermesi için büyük bir çaba içerisinde."
Bozdağ, bugüne kadar bilerek herhangi bir sivil vatandaşa zarar verilmediğini, bölgede hayatını kaybeden sivil vatandaşların da olduğunu, bunların büyük bir kısmının ya terör örgütünün infazı ya da terör örgütünün kurşunlarıyla hayatını kaybettiğini söyledi.
Çatışma sırasında hayatını kaybeden çok az sayıda vatandaşın da teröristlerin mi yoksa güvenlik güçlerinin silahından çıkan kurşunla mı hayatını kaybettiğine ilişkin de adli incelemelerin devam ettiğini anlatan Bozdağ, adli tıp kurumu yönetmeliğinde yapılan değişikliğe de değindi.
Bozdağ, morglarındaki cenazelerin terör örgütünün baskısıyla alınamadığını belirterek, yönetmelikteki değişiklikle cenazelerin defnedilmesi için belediyenin yanında mülki idare amirliğine de yetki verildiğini anlattı.
Değişikliğin yürürlüğe girdiği gün teslim alınan cenazelerin, defin yerine PKK terör örgütünün baskısıyla ailelerce belediyelere verilmek zorunda kalındığını, belediyelerin de cenazeleri mezbahaneye koyduğunu ifade eden Bozdağ, sonrasında yapılan örgüt propagandasının da yalan ve iftira olduğunu kaydetti.
(Bitti)