Bilim Kurulu Üyesi'nden ''sokağa çıkma yasağı'' açıklaması
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, koronavirüsle mücadelede etkin yöntemlerden biri olan sokağa çıkma yasağının nasıl alınmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, pandemiyle mücadelede son koz olarak kullanılan sokağa çıkma yasaklarının nasıl alınması gerektiğini değerlendirdi, bu konuda İl Pandemi Kurullarına önemli görev düştüğünü kaydetti.
Azap, “Her şehirde aynı önlem gerekmeyebilir. Salgını kontrol etmek için alınan izolasyon, karantina önlemlerini en iyi bilen kişiler halk sağlığı uzmanlarıdır. İl pandemi kurullarına ve halk sağlıkçılara bırakılması gereken bir karar” görüşünü dile getirdi. Azap, 2 günlük sokağa çıkma yasağı kararı öncesi insanların sosyal mesafe kurallarına uymadan marketlere ve fırınlara akın etmesine ilişkin görüntülerinden hem yöneticilerin hem yurttaşın ders çıkarması gerektiğini de kaydetti.
İSTANBUL İÇİN GEREKİRDİ
Prof. Azap, “2 günlük yasak virüsün yayılımını engeller mi” sorusuna yanıt verirken sokağa çıkma yasağı uygulamasının bölgelere ve sosyoekonomik koşullara göre farklı sonuçları olabileceğine işaret etti.
Azap, şöyle konuştu: “Farklı uygulama şekilleri olabilir, saatlik yasaklar ilan edebilirsiniz. Dersiniz ki akşam 20.00 sonrası her gün dışarı çıkmak yasak ya da 5 gün çalışılacak 2 gün yasak ya da cuma cumartesi, pazar yasak gibi. Her şehirde aynı önlem gerekmeyebilir. Her önlemin bir dezavantajı, sosyal ve ekonomik sonuçları da var. Bu sonuçlar da o kadar kötü olabilir ki tıbbi faydanız onun yanında az kalabilir. Sosyal ve ekonomik sorunlar salgının kontrolünü de zorlaştırabilir. İnsanlar yan yollara başvurabilir, kontrolsüz davranışlara başvurabilir. Bana sorarsanız İstanbul için gerekirdi ama Ankara için gerekmeyebilirdi. Çünkü Ankara’da epeyce sosyal mesafeyi korumaya uyuyorlar. Bu nedenle bütün Türkiye’yi ilgilendiren bir karar aldığınızda bazı yerler için çok uygun olur ama bazı yerler için çok uygunsuz olur.”
AYRINTILI TARTIŞMA OLMADI
Salgını kontrol etmek için alınacak izolasyon, karantina, sokağa çıkma yasağı gibi önlemleri en iyi bilen kişilerin halk sağlığı uzmanları olduğunu kaydeden Azap, “İllerdeki pandemi kurullarında halk sağlığı uzmanları var. Bu nedenle il pandemi kurullarına ve halk sağlığı uzmanlarına bırakılması gereken karar. İl pandemi kurulları salgındaki en önemli yapılardır” dedi.
“Bilim kurulunda sokağa çıkma yasağı ya da aralıklı sokağa çıkma yasakları gibi durumlar konuşuldu mu” sorusuna Azap “Aslında salgının en başından beri konuşulan şeyler bunlar. Öyle bir oturup ciddi şekilde İstanbul’da vaka sayısı şöyle, şu ilçede bu kadar vaka var, İzmir’de, Ankara’da böyle gibi oturup ayrıntılı bir tartışmalı oturumlarda olmadı. Halk sağlığı hocalarının olduğu bilim kurulunun alt gruplarında tartışılmış olabilir diye düşünüyorum” yanıtını verdi.
KÖTÜMSER DEĞİLİM
Sokağa çıkma yasağı kararı sonrası insanların marketlere ve fırınlara akın etmesini eleştiren Azap “Görüntüler çok kötüydü. Bundan ileriye dönük ders çıkarmalıyız. Sokağa çıkma yasağının insanlara nasıl duyurulması gerektiği ve endişelerinin nasıl giderileceğine dair dersler. Günlerdir sosyal mesafenin ne kadar önemli olduğunu vurguluyoruz. Sokağa çıkma yasağı, salgının kontrolü için bu hafta sonu avantaj sağlayacak diye düşünüyordum. Yasak ilanından sonraki görüntüler hem endişe verici hem üzücü. Çünkü ister istemez o sosyal mesafenin kaybolduğu ortamda virüsle karşılaşan kişiler olmuştur. Ama bu şu anlama da gelmiyor: ‘Bu zamana kadar tüm emekler boşa gitti.’ Ben çok kötümser değilim” dedi.
HER YÖNTEMİN BEDELİ VAR
TAM SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI;
Çin Wuhan’da 3 ay yaptı. Salgının toplumda dolaşmasını çok ciddi engelliyorsunuz. Size çok şey kazandırır ama bir bedeli var. Karantinayı kaldırdığınız zaman, toplumda kitle bağışıklığının oluşmasına izin vermediğiniz için, halen toplumunuzda pek çok insan duyarlı olduğu için ortadan kalkmadığı veya aşısı bulunmadığı için ikinci dalga yaşarsınız.
KONTROLLÜ KISITLAMA;
O zaman da evet belki biraz daha fazla hastalanan kişi olur, toplum bağışıklığının oluşmasına izin vermiş olursunuz. Onun avantajı şu olur, vaka sayısı birden artmayacağı için hastalananlar elbet olur ama sizin sağlık sisteminiz bu hastalanan kişilere yeterli bakımı ve tedaviyi vermek konusuda yetersiz kalmamış olur.
HIÇBIR ÖNLEM ALMAZSANIZ;
Salgın hızlı bir şekilde toplumda çok kısa sürede yayılır, çok fazla insan hastalanır. Kitle bağışıklığına kısa sürede ulaşırsınız. Ama bunun da ciddi bedeli olur, İngiltere o yüzden hemen vazgeçti. Bu kadar kısa sürede olunca çok sayıda hasta sağlık sistemini iflas ettirir, korkunç tablolar ortaya çıkar, bir sürü insan hastaneye bile yatamadan ölebilir.