Bilim Kurulu üyesi yapılmaması gerekenler listesini açıkladı
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, herkes altında diyerek, “Bu dönemde ev içi toplanmalar, mevlit, nişan, söz, sünnet, günler, pasta kesmeler çok mahsurlu. Zorunlu görüşmeler ise kısa, maskeli ve mesafeyi koruyarak yapılmalı” dedi.
Sağlık Bakanlığı Korona Virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, korona virüs salgınına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kötü günlerin geride kalmadığının ve daha kötü günlere gidilebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Kötüyü geride bırakmış değiliz, daha kötü günlere gidebiliriz. Salgının seyrine bakılırsa hiçbir duraklama yok, yani baştan beri giderek artıyor. Dolayısıyla yani henüz daha salgını durdurmuş, yavaşlatmış değiliz. Salgın devam ediyor, hem bulaşıyor hem hastalandırıyor hem öldürüyor" dedi.
HERKES RİSK ALTINDA
Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Virüsün erken teşhis edilmesi ve erken tedaviye başlanması ölüm oranlarını azalttı dünyada ama hala çok sayıda insan ölüyor." diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bakın Türkiye'de günde 70'in üzerinde insan ölüyor. Bu virüs hala öldürüyor. Yani her gün 70 eve ateş düşüyor. En sevdiğimiz insanları kaybediyoruz. Bu ölümler başkası için diye düşünmeyelim, bunlar bizim çevremizde, bildiğimiz, tanıdığımız insanlar. Artık tehdit yakından geliyor. Herkes bence risk altında. Elbette çoğu zaman tedaviyle iyi sonuçlar alıyoruz ama bazen de olmayabiliyor. Genç de olsa ağrı seyredebiliyor, ölümle sonuçlanabiliyor. Hepimizin çok daha fazla dikkatli ve tedbirli olmamız lazım. Çok basit yani herkesin yapabileceği kadar basit. Bu dönemde olabildiğince kalabalıklara girmeyelim. Kapalı alanlarda çok vakit geçirmeyelim, maskemizi usulüne uygun takalım. Bir de insanlarla mesafemizi koruyalım. Bunlara dikkat edersek yüzde 100'e yakın korunuyoruz. Yani önlemler başarılı, işe yarıyor. Bunlar çok güçlü, etkili tedbirler. Şu anda en güçlü tedbirler bunlar. Maskeni tak, mesafeni koru, bir de kalabalıklara girme, yüzde 100'e yakın korunursunuz."
Özlü öte yandan, korona virüs vakalarının sadece İstanbul’da artmadığı ayrıca genel olarak bakıldığında Türkiye’nin her yerinde artışın olduğunu aktardı. Özlü ayrıca, toplu, kapalı bulunulan alanda havalar soğudu için pencerelerin daha az açıldığını, içerinin havasının daha da kirlendiğini ve virüs yükünün arttığını da vurguladı.
AİLE İÇİ TEMASLARA DİKKAT
Bazen kırılma noktalarının bulunduğunu, bu noktada aile içi temasların çok önemli olduğunu dile getiren Özlü, "Eş, dost, hısım, akraba, komşular bir araya geliyor. İnsanlar, eskisi gibi ev oturmaları, davetler, birlikte yeme, içmeler, sohbetler oluyor. Bunlar şu anda tehlikeli. Çünkü o karşısındaki birlikte oturup yemek yediğiniz, sohbet ettiğiniz dostlarınızın, akrabalarınızın içinden birinin kovid pozitif olmadığını bilemezsiniz. Sizin de kovid pozitif olup, olmadığınızı bilemezsiniz. Dolayısıyla aile içi bulaşmalar da çok yüksek. Onun için bu dönemde ev içi toplanmalar, mevlit, nişan, söz, sünnet, günler, pasta kesmeler çok mahsurlu. Zorunlu görüşmeler ise kısa, maskeli ve mesafeyi koruyarak yapılmalı." şeklinde konuştu.
TOPLU TAŞIMA KULLANAN HERKESİN UYMASI GEREKEN KURAL: MASKE
Prof. Dr. Özlü, toplu taşımaların en önemli kırılma noktalarından biri olduğuna dikkati çekerek, "Toplu taşımada mesafeyi korumak mümkün değil, çünkü en büyük korucu unsur mesafedir. Mesafe gidiyor. Sadece maske kalıyor. Toplu taşımada aracın içerisinde bir kişi maskesizse o tehdittir. Yani buna asla müsamaha edilmemeli. Toplu taşımada herkes maskesini takacak, bunun kaçarı yok. Toplu taşımaya binen herkesin maskesini usulüne uygun, yani burnunu ve ağzını kapatacak şekilde kapatması lazım. Maske tüm seyahat boyunca açılmamalı, bir şey yiyip, içilmemeli." ifadelerini kullandı.
Toplu taşımalarda havalandırmanın da çok önemli olduğunu, mutlaka dış atmosfer havasıyla iç ortam havasının değişiminin sağlanması gerektiğini vurgulayan Özlü, eğer kapı, pencere açılabiliyorsa kapı pencere, havalandırma sistemi varsa da iç havayı dış havayla değiştirecek şekilde klima çalıştırılması gerektiğini aktardı.
Özlü, ayrıca toplu taşımada el hijyeninin de önem kazandığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kötüyü geride bırakmış değiliz, daha kötü günlere gidebiliriz. Salgının seyrine bakılırsa hiçbir duraklama yok, yani baştan beri giderek artıyor. Dolayısıyla yani henüz daha salgını durdurmuş, yavaşlatmış değiliz. Salgın devam ediyor, hem bulaşıyor hem hastalandırıyor hem öldürüyor. 'Kötüyü geride bıraktık, biz bunu atlattık' zannetmeyelim. Önümüzde daha ne olduğu belli değil. Mutlaka ve mutlaka kış ve güz döneminde kapalı ortamlarda kalabalıklaşma nedeniyle bulaşma riski daha yüksek. Tedbirlere daha çok uymamız lazım."