Bakanlıktan Salda'daki bu skandal görüntüye tepki çeken açıklama
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Mehmet Ali Karaca, Türkiye’nin Maldivleri Salda Gölü'nde oluşan görüntülere ilişkin tepki çeken bir açıklama yaptı.
“Türkiye’nin Maldivleri” olarak anılan UNESCO’nun doğal miras listesine alınması için çalışmaların başlatıldığı; Burdur’un Yeşilova ilçesindeki Salda Gölü, Kurban Bayram’ındaki ziyaretçiler nedeniyle bir kez daha gündeme geldi.
Bayram tatiline çok sayıda ziyaretçinin akınına uğrayan göl hakkında Salda Gölü Koruma Derneği açıklama yaptı.
Dernek, gölde bazı yerlerde suyun 50 metre çekildiğini belirterek, “Salda Gölü can derdinde, Yetkililer para derdinde. Salda Gölünde bazı yerlerde su 50 metre çekildi. Suya girenler nedeniyle kenardaki hidromanyezit stromatolitlerin oluşumu bozularak balçık oluşmakta. #Saldayadokunma #SaldaDünyaMirasıdır Salda Gölü için tam koruma istiyoruz!” dedi.
“BİR DEĞİŞİKLİK YOK”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Mehmet Ali Karaca, derneğin açıklaması ve gölün son durumu ile ilgili ANKA Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı.
“Toprak ve kil yapısından dolayı balçıklaşmış olan nokta. Bir değişiklik yok…Nehirlerin ve sazlıkların göl ile buluştuğu noktalarda bu tip çamurlaşmalar ve balçıklar oluşuyor” dedi.
“ESKİSİNDEN ÇOK DAHA İYİ KORUMA”
Karaca, gölün çevresinde korumanın eskiye oranla daha iyi olduğunu söyleyerek; “Semaver vs getirenler oluyor fakat görevliler uyarıyor ve cezai işlemler yapılıyor. Eskisinden çok daha iyi koruma tedbirleri açısından. 3 sene önce göle araç ile giriliyordu biliyorsunuz. İnsanların görüldüğü yerde araçlar da vardı” dedi.
“ZİYARETÇİLERİN ŞİKAYETİ DE KORUMA TEDBİRLERİNİN FAZLA OLDUĞU YÖNÜNDE”
Karaca, Salda Gölü Koruma Derneği’nin resmî olarak değil ama sosyal medyadan “göle girişin tamamen yasaklanması talebinde bulunduğunu” aktararak, şunları belirtti:
“Resmi bir talep şeklinde değil kamuoyunda tweetler atarak ara sıra bunu dile getiriyorlar. Ancak ziyaretçilerin şikayeti de koruma tedbirlerinin fazla olduğu yönünde. Şu anda üniversitelerle yürütülen biyo-çeşitlilik çalışması tamamlanınca kullanım kararları daha net ortaya çıkacak.”