Bakan Soylu: Kadına yönelik şiddetin gerekçesi olamaz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Her temas, her paylaşım bizim için önemli. Özellikle işin sebeplerine dönük çalışmalar, tespitler, ayrıca önemli. Bizim bu konuda tavrımız nettir. Kadına yönelik şiddetin gerekçesi olamaz, 'hafifletici sebep' diye bir şey olamaz" dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu Başkanı Öznur Çalık ve Komisyon üyelerini Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi'nde (GAMER) kabul etti. Bakan Soylu, KADES uygulamasını şu ana kadar 3 milyon 384 bin kadının indirdiğini ifade ederek, "Aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele alanında çalışan personelimize, 2018 yılında 59 bin, 2019 yılında 40 bin, 2020 yılında 153 bin 500, 2021 yılında 95 bin, 2022 yılı 1 Mart itibariyle 9 bin 500 olmak üzere toplam 357 bin eğitim verilmiştir. Aynı anda bin elektronik kelepçeyi izleyebilen bir merkez kurduk. Bu merkezden elektronik kelepçe ile şu ana kadar toplam 1384 vaka takibi yapılmıştır. Bunların halen 553 tanesi aktif olarak takip edilmeye devam etmektedir. Olay anı müdahalede ise özellikle KADES programından çok ciddi verim aldık. KADES uygulamamızı şu ana kadar 3 milyon 384 bin kadınımız indirmiş durumdadır. Şiddete karşı acil durum butonu işlevi taşıyan, uluslararası ödül almış bu uygulamamız, 2018 yılından beri kadınlarımızın hizmetinde ve bugüne kadar 337 bin 355 bin ihbarın hepsine anında ulaştık. Bunlardan asıllı ihbar olan 189 bin 437 olaya anında müdahale ettik" ifadelerini kullandı.

'HAFİFLETİCİ SEBEP DİYE BİR ŞEY OLAMAZ'
Kadına yönelik şiddetin gerekçesinin olmayacağını söyleyen Bakan Soylu, "Kadına karşı şiddet, farklı dinamiklerden beslenen, kendine has özellikleri olan, diğer asayiş olaylarına göre daha karmaşık bir yapısı olan, uzmanlığa daha fazla ihtiyaç duyan bir konudur. Herkesin katkısına ihtiyaç var. Üniversitelerden sivil toplum kuruluşlarına kadar herkesin bilgisine, bulgusuna, tecrübesine ihtiyaç var. O yüzden her temas, her paylaşım bizim için önemli. Özellikle işin sebeplerine dönük çalışmalar, tespitler, ayrıca önemli. Bizim bu konuda tavrımız nettir. Kadına yönelik şiddetin gerekçesi olamaz, 'hafifletici sebep' diye bir şey olamaz. Bildiğiniz gibi töre saikiyle işlenen cinayetin hafifletici sebep olarak görülmesi anlayışını Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu hassasiyetle kaldırdık. Yine aynı anlayışla daha pek çok adım atıldı. İnşallah bunları daha da ileriye götürmenin gayreti içindeyiz" diye konuştu.

'HER ADIMA ELEŞTİREL BAKAN BİR ANLAYIŞ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
Kadına yönelik şiddet konusunda yapılanları görmeyen ve kadına karşı şiddet konusundaki Komisyon'da itiraz eden bir anlayışın olduğunu ifade eden Soylu, "Bugün özellikle siyasal saikle ve ideolojik yaklaşımlar yapıldığına inandığım bu mücadelelerin ve ortaya koyduğumuz bu kararlılığın hiçbirisini olumlu görmeyen, yaptığımız her adıma eleştirel bakan bir anlayış ile karşı karşıyayız. Yukarıdan aşağıya bir liste yapılsa 2002'nin başından itibaren Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki Türkiye'de özellikle kadın meselesinde anayasa değişikliği, pozitif ayrımcılık, çalışma hayatı, eğitim hayatı, kız çocuklarının okula gönderilmesi ve okutulması ve bütün bunlarla sahada mücadeleyi en üst seviyeye getirmeyi dahil olmak üzere birçok adım yukarıdan aşağıya sayıldığında, şu dönem içerisinde gerçekleştirildi ve yapıldı. Hiçbirisini görmeyen, hiçbirisini duymayan ve hepimizi bu konuda yetersizlik ile suçlayan ama kendileri de hiçbir iş yapmayan, ellerinde bulunan belediyeler dahil olmak üzere hiçbir adım atmayan ve ben çok üzüldüm aile içi şiddet ve kadına karşı şiddet konusundaki Komisyona da itiraz eden, bu Komisyon'un ortaya koyduğu gayretleri de yok sayan bir anlayış ile karşı karşıyayız" dedi.

Komisyon Başkanı Öznur Çalık, kadına yönelik şiddetle ilgili hazırladıkları raporu Bakan Soylu'ya verdi. Çalık, "Komisyonumuz çalışmaya başladığı andan itibaren öncelikle tüm dünyadaki şiddet kavramını ve özelinde kadına yönelik şiddet kavramını hep birlikte bir daha ele aldık. Uzun yıllardır bu konuda verilen mücadeleler ve çalışmalar var. Bu mücadele, topyekün bir mücadele gerektirir. Sadece kurum ve kuruluşlarla, yasal düzenlemelerle, idari yaptırımlarla ya da kolluk kuvvetleriyle çözülebilecek bir sorun değildir. Bu vesile ile bu topyekün mücadele için komisyona TBMM'nin izleme, denetleme yetkilerine istinaden bütün Türkiye'de ne kadar sözü olan insan varsa herkesi davet edip sözlerinin dinlemek, kamu kurum kuruluşlarımıza ve bakanlarımızın nezdinde yapılan çalışmaları da Komisyonumuzda dinleme fırsatı bulduk. Size ve sizin nezdinizde tüm ekibe, kolluk kuvvetlerimize, uzmanlarımıza da canı gönülden teşekkür ediyorum" diye konuştu. (DHA)

Sonraki Haber