Bakan Fidan: Güvenliği tehdit altında olan İsrail değil, Filistinliler ve bölge ülkeleridir
Amman’da Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Güvenliği tehdit altında olan aslında İsrail değil tam aksine Filistinliler ve bölge ülkeleridir" dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Amman’da Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuştu.
Bakan Fidan şu açıklamaları yaptı:
"İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını güvenlik gerekçesiyle meşrulaştırmaya çalışması asla kabul edilemez. İsrail’in kendi güvenliğini sağlama iddiasıyla yaptığı yayılmacılık, işgalden başka bir şey değildir.
Her savaştan, her krizinden sonra İsrail’in topraklarını genişletmesi bunun en somut kanıtıdır. İsrail, Batı Şeria’da yerleşim diye adlandırdığı işgal faaliyetleri ile de Filistinlilerin topraklarını da çalmaktadır. Açık konuşalım, güvenliği tehdit altında olan aslında İsrail değil, tam aksine Filistinliler ve bölge ülkeleridir. Tüm dünyanın bu gerçeği görmesi gerekmekte."
Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ise, "(Gazze Şeridi'ndeki) Tehcirin durdurulması çok önemli. Gazze'yi Filistin toprağı olarak görüyoruz. Gazze tektir, birliği çok önemlidir. İki devletli çözüm olmalıdır. Başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İsrailli yetkililer kışkırtıcı söylemlerini devam ettiriyor" dedi.
BAKAN FİDAN, PAKİSTANLI VE İRANLI MEVKİDAŞLARIYLA TELEFONDA GÖRÜŞTÜ
Dışişleri Bakanı Fidan, Pakistanlı mevkidaşı Jalil Abbas Jilani ve İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile bugün yaptığı telefon görüşmesinde bölgede yeni sorunlar yaşanmaması gerektiğine dikkati çekti. Fidan’ın her iki tarafa da itidal çağrısında bulunduğu belirtildi. Görüşmede Bakan Jilani ve Bakan Abdullahiyan’ın Fidan’a, kendilerinin de gerilimin tırmanmasını istemediklerini ifade ettikleri öğrenildi.
Konuyla ilgili Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’ndan bugün yapılan ayrı bir açıklamada gelişmelerden endişe duyulduğu belirterek “Sorunların, BM Şartı başta olmak üzere, uluslararası hukukun temel ilkeleri çerçevesinde ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı temelinde dostluk ve kardeşlik anlayışıyla çözülmesi gerektiğine inanıyoruz.
Tüm meselelerin bölgesel güvenliği ve istikrarı daha fazla tehdit etmeden diyalog ve işbirliği yoluyla çözümlenmesini temenni ediyoruz. Dost ve kardeş İran, Irak ve Pakistan’a itidal ve sağduyuyla suhuletin sağlanması çağrısında bulunuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözümü konusunda bölge ülkeleriyle deneyimlerini paylaşmaya ve katkı sunmaya hazırdır” denilmişti.