AYM'den kapatılan YARSAV'ın eski başkanı hakkında karar
Anayasa Mahkemesi, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden 10 yıl hapis cezasına çarptırılan, KHK ile kapatılan YARSAV'ın eski başkanı ve eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Murat Arslan'ın bireysel başvurusunu kabul edilemez buldu.
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından tutuklanan ve yargılama sonucu FETÖ üyeliğinden 10 yıl hapis cezasına çarptırılan Murat Aslan, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunarak, hakkındaki tutuklama tedbirinin hukuki olmadığını, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini öne sürdü.
Yüksek Mahkeme, eski Anayasa Mahkemesi Raportörü de olan Murat Arslan'ın başvurusunu kabul edilemez buldu.
GEREKÇEDEN
Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde, başvurucunun, darbe teşebbüsünün arkasındaki yapılanma olduğu belirtilen FETÖ/PDY'nin mensubu olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında terör örgütü üyesi olma suçlamasıyla tutuklandığı hatırlatıldı.
Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliğinin tutuklama kararında, tanık ve gizli tanık beyanlarına atfen başvurucu yönünden kuvvetli suç şüphesini oluşturan somut olguların bulunduğu sonucuna varıldığı aktarılan gerekçede, tanık ifadelerinin, başvurucunun FETÖ/PDY ile bağlantılı bir suç işlediğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesinin mümkün olduğu vurgulandı.
Başvurucu hakkında düzenlenen iddianamede, tutuklama kararında değerlendirme konusu yapılan tanık beyanlarının yanı sıra başka bir kısım tanığın beyanları dayanak gösterilerek, başvurucunun ByLock programını kullandığının da ileri sürüldüğü ifade edildi.
Anayasa Mahkemesinin, daha önceki kararlarında ByLock uygulamasının özellikleri göz önüne alındığında kişilerin bu uygulamayı kullanmalarının veya kullanmak üzere elektronik/mobil cihazlarına yüklemelerinin soruşturma makamlarınca FETÖ/PDY ile olan ilgi bakımından bir belirti olarak değerlendirilebileceğini belirttiği hatırlatılan gerekçede, şunlar kaydedildi:
"Buna göre soruşturma makamlarınca ve tutuklama tedbirine karar veren mahkemelerce FETÖ/PDY üyesi olmakla suçlanan başvurucunun ByLock uygulamasını kullanmasının somut olayın koşullarına göre suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesi, anılan programın özellikleri itibarıyla temelsiz ve keyfi bir tutum olarak değerlendirilemez.
Sonuç olarak soruşturma makamlarınca soruşturma sürecinde ByLock programını kullandığı da anlaşılan başvurucu hakkındaki tanık ifadelerinin tutuklamanın hukukiliği bağlamında başvurucunun FETÖ/PDY ile bağlantılı bir suç işlediğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesinin temelsiz ve keyfi olduğu söylenemez."
KAÇMA ŞÜPHESİ
Gerekçede, başvurucunun tutuklanmasına karar verilen silahlı terör örgütü üyesi olma suçunun, Türk hukuk sistemi içinde ağır cezai yaptırımlar öngörülen suç tipleri arasında bulunduğu, isnat edilen suça ilişkin kanunda öngörülen cezanın ağırlığının, kaçma şüphesine işaret eden durumlardan biri olduğu belirtildi.
Gerekçede, "Dolayısıyla tutuklama kararının verildiği andaki genel koşullar ve somut olayın özel koşulları ile Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen kararın içeriği birlikte değerlendirildiğinde, başvurucu yönünden özellikle kaçma tehlikesine yönelen tutuklama nedenlerinin olgusal temellerinin olmadığı söylenemez." tespiti yapıldı.
Açıklanan gerekçelerle başvurucunun tutuklamanın hukuki olmadığı iddiasına ilişkin bir ihlalin bulunmadığı, başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerektiği dile getirildi.