Atatürk yerine padişah resmi asılınca ortalık karıştı
Sayıştay Başkanlığı'nın Şeref Salonu'nun duvarında Atatürk resmi yerine Osmanlı Padişahlarından Sultan Abdülaziz'in resminin asılı olması ortalığı karıştırdı.
Sayıştay Başkanlığı’nın Şeref Salonu’nda yaptığı tefrişat tartışmalara neden oldu. Yeni salona Sayıştay’ın kurulduğu tarihte Osmanlı Padişahı olan Abdülaziz’in büyük boy portresi asıldı. Atatürk’e ise yer verilmedi. Cumhuriyet’in izlerinin silindiğini belirten CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, “Sayıştay Başkanı da artık fes giysin” dedi.
Sözcü gazetesinden Deniz Ayhan'ın haberine göre Sayıştay Başkanının misafirlerini kabul ettiği Şeref Salonu yenilendi. Yeni salonun ilk görüntüsü de Başkan Ahmet Baş'ın Bilgi Sistemleri Denetim ve Kontrol Birliği–ISACA'nın İstanbul Şubesi yöneticilerini kabulünde ortaya çıktı. Salon Abdülaziz portresi ve Osmanlıca figürlerle süslendi.
CHP'li Kazım Arslan, yenilenen salonla ilgili şunları söyledi:
“Bu görüntülerden sonra Başkana da fes yakışır. Şatafatlı şeref salonları döşeyerek, Osmanlıcılığı Cumhuriyetin değerlerinin önüne geçirmek için büyük bir gayret olduğunu görüyoruz. Sayıştay'ın kurucusu padişahı ve onun fermanını reddettiğimiz yok. Bütün itirazımız, ülkemizin en sıkıntılı döneminde, ölçüsüz şatafattır. Cumhuriyet karşıtlığına, Atatürk düşmanlığına bu simgelerin alet edilmesidir. Kapıları altın rengi işlemeli, padişah özentisi…Kamunun hesaplarını denetleyen Sayıştay israfın ve şatafatın merkezi olmuş, balık baştan kokmuş''
SULTAN ABDÜLAZİZ KİMDİR ?
İstanbul 9 Şubat 1830 – 4 Haziran 1876 Osmanlı padişahlarının 32.’si. (25 Haziran 1861-30 Mayıs 1876) II. Mahmud’la Pertevniyal Valide Sultan’ın oğludur.
15 yıllık saltanatı iç ve dış politikalar, ekonomik buhranlar, toplumsal eylemler bakımında yoğun olaylar ve gelişmelerle geçmiştir. “Sultan Aziz Devri” denen bu kısa dönem Batı’ya açılışın getirdiği lüks ve sefahat, Padişahın Mısır’a ve Avrupa’ya yaptığı gezilerin yankıları, “Aziziye” denilen giyim kuşam ağırlıklı bir modanın doğması, basının günlük yaşama girmesi sonucu halkta yeni düşüncelerin ve özgürlük isteklerinin yaygınlaşması; askeri, endüstriyel ve ekonomik açıdan Avrupa’ya bağımlılığın artması, ayrılıkçı ayaklanmaların yoğunlaşmasıyla dikkat çekmiş ve 600 yıllık Osmanlı tarihinin önemli bir dönemini oluşturmuştur.
1861-71 dönemlerinde Karadağ, Eflak-Boğdan, Sırbistan ayaklanmalarıyla uğraşmıştır.. 3 Nisan 1864’te İstanbul’un en önemli yapıtaşı Galata Köprüsü hizmete girmiştir. 1867’de ilk kez, bir Osmanlı Padişahı sıfatıyla Avrupa’ya resmi geziye çıkmıştır. Bu gezinin etkileriyle Avrupa’dan borç alarak Çırağan ve Beylerbeyi Sarayları’yla; Ayazağa, Tokat Bahçesi, Alemdağ ve İcadiye Köşkleri’nin yapımlarını başlatmıştır.
1868’de ilk kurum sayılan “Şura-yı Devlet” oluşturulmuş, “bahriyye” ve “adliyye” nezaretleri kurulmuş, yabancılara Osmanlı topraklarında mülkiyyet hukuku tanınmış, pasaport ve mürur tezkiresi uygulaması yine bu yıllarda gerçekleşmiştir. Saltanatının on yıllık döneminin iki kötü olayı 5 Haziran 1870 Beyoğlu yangını ve 1871’de Sadrazam Ali Paşa’nın ölümüdür.
1875 Hersek ayaklanması, Sırbistan-Karadağ Savaşları, Bulgaristan’ın ayaklanması, Selanik Vak’a’sı, medrese öğrencilerinin ayaklanması, Rusya- Avusturya ve Almanya’nın Osmanlı’nın iç işlerine müdahale etmesi gibi gelişmelerin sonucunda askeri bir darbeyle Abdülaziz tahtan indirilmiştir.
Sultan Abdülaziz Kimdir Hayatı Ve Kişiliği. Osmanlı Sultanı 32. Osmanlı Padişahı 2. Mahmud Ile Pertevniyal Valide Sultan’ın Oğludur
Önce Topkapı Sarayı oradan Çırağan Sarayı Feriye Dairesi’ne kapatılan Abdülaziz tahttan indirilişinin beşinci gününde bilek damarlarını keserek intihar etmiştir.
Şişman, ablak yüzlü, ak düşmüş çember sakallı olarak betimlenen Abdülaziz bol kesimli giysileri tercih etmiştir. Batı-Doğu giyim tarzının karışımı olan bu biçim “Aziziye” denen bir modaya öncülük etmiştir. Tipine uygun tabla fese de o zaman “Aziziye” denilmiştir.
Hayal, ortaoyunu ile güreş O’nun döneminde altın çağını yaşamıştır. Tiyatroyu sevmeyen Abdülaziz’in köçek oynatması, horoz döğüşü ve Karagöz seyretmesi Batılılarca eleştirilmiştir.
Alafrangaya ilgi duymayan Padişah Doğu esintili üslubları tercih etmemiştir. Heykeli yapılan tek padişahtır.