Atatürk orada harf inkılabının temelini atmıştı... Ahır oldu!
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 20 Eylül 1928’de harf inkılabı için gittiği Kayseri’de Anadolu Selçuklu Devleti döneminden kalma Kayır Hanı, ahır oldu. Özel mülkiyete alınan han artık ahır olarak kullanılıyor.
Tarihçi Bilgin Yazlık, Atatürk’ün harf inkılabı için ziyaret gerçekleştirdiği Kayır Hanı’nın durumu hakkında açıklamalarda bulundu.
Yazlık, “Kayır Hanı, bugün ne yazık ki kaderine terk edilmiş bir durumda bulunuyor. Şu an özel mülk halinde. Gönül ister ki, restore edilsin ve kendi geçmişine layık bir şekilde eğitim müzesi olsun” dedi.
Tarihi han hakkında bilgi veren tarihçi Bilgin Yazlık, şöyle devam etti:
“Burada harap halde bulunan yapı, aslında bir han. Burası Kayır Hanı. Kayır Hanı isminin, Alaeddin Keykubad döneminde emirlerden birisi olan Kayır Han’dan geldiğini düşünmekteyiz. Bu han, mevcut haliyle son 100 yıl içinde tadil görmüş bir han. Tabii bu han Türkiye için önemli bir ziyarete ev sahipliği yapmış. Mustafa Kemal Atatürk, ‘Harf İnkılabı’ olan 1 Kasım 1928’den 40 gün önce 20 Eylül 1928’de Sivas’tan Kayseri’ye ziyarete geliyor. Gelirken de özellikle öncesinden Gesi, Mancusun ve Isbıdın bölgesindeki öğrencilerden bir grup oluşturuluyor. Burası Sivas güzergahında olduğu için geçerken uğrayacağı, mükellef sofrası da kurulmuş bir karşılama merasimi düzenleniyor. Atatürk, burada yeni harflerin tetkikini gerçekleştiriyor. Bu bölgedeki öğrencilerin konuya vakıfiyeti, sorulan sorulara verdikleri cevaplar Atatürk’ü son derece memnun ediyor. Hatta bazılarına ‘bu çocuklarda potansiyel var’ dediği biliniyor. Bu durum o çocukların torunları tarafından halen anlatılır. Atatürk bu ziyaretinden sonra hemen Kayseri’ye devam ediyor”
Kayseri-Sivas kara yolunun 18’inci kilometresinde bulunan Kayır Hanı, 1200’lü yıllarda Anadolu Selçuklu Devleti tarafından yapıldı. Hana, o dönem Alaeddin Keykubad’ın emirlerinden olan ‘Kayır Han’ ismi verildi.
İpek Yolu üzerindeki han, geçen süreçte birçok medeniyete ev sahipliği yaptı.
Öte yandan, tarihi hanın bazı bölümlerinin de bakımsızlık nedeniyle tahrip olduğu görülüyor.