Anne ve oğlu dava açtı: Mal varlığını yönetemiyor
Başka bir kadınla birlikte yaşayan, ailenin mal varlığını kötü yönettiği gerekçesiyle bir vatandaş hakkında eşi ve oğlu vesayet davası açtı. Mahkeme davayı reddetti, Yargıtay ise yeniden yargılama istedi.
Kocaeli’nde başka kadınlarla evlilik dışı birliktelik yaşadığı, mal varlığını kötü yönettiği, aileye ait taşınmazları sattığı ve ailesiyle ilgilenmediği belirtilen şahıs hakkında vesayet (kısıtlama) kararı alınması için eşi ve oğlu tarafından dava açıldı. Kocaeli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, dava konusunun aile mahkemesinin görev alanına girdiği, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığı hükmünü verdi. Bu karar anne ve oğlu tarafından temyiz edildi.
MEDENİ KANUNA ATIFLA, BOZDU
Temyiz üzerine dosya Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin gündemine geldi. Daire temyiz talebini yerinde görerek, yerel mahkemenin kararını bozdu. Gazete Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre kararda, Türk Medeni Kanunu’nun 406. maddesinde yer alan, “Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya mal varlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır” hükmüne atıf yapıldı. Dava dilekçesinde, kısıtlanması istenilenin mal varlığını kötü yönetmesi ve savurganlık ile kötü yaşam tarzı iddiası olduğu halde; yerel mahkemece, 406. maddesi uyarınca herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmadığına dikkat çekilen kararda şöyle denildi:
“Vesayet hakkındaki hükümlerin kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece re’sen araştırma yapılabileceği de gözetilerek, Türk Medeni Yasası’nın 406. maddesinde yer alan hususlar yönünden re’sen ve tarafların gösterecekleri delillerin toplanıp değerlendirilmesi yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi yerine, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.”
Bu karar uyarınca dava Kocaeli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yeniden görülecek. Mahkeme, araştırmaları yaptıktan sonra kısıtlama talebinin reddine ya da kabulüne karar verecek.
VASİ KARARI VERİLİRSE
Vasi, kısıtlıya ait gayrimenkuller, maaşı ve kira gelirlerini gösteren bir rapor hazırlayarak mahkemeye sunuyor. Banka ve tapu kayıtları, ziynet eşyaları da bu deftere yazılıyor. Sonra kişinin ödemeleri, masrafları belirleniyor. Kişiye mahkeme tarafından bir vesayet hesabı açılıyor, tüm gelir bu hesapta toplanıyor.
Vasi izin alarak ve mahkemeye bildirerek yaptığı iki işlem türü bulunuyor. Vasinin belli bazı harcamalarını bildirimde bulunarak gerçekleştirebiliyor ancak mal varlığı ile ilgili riskli kararlarda mahkemeden izin alması gerekiyor. Kısıtlıyı borca sokacak taahhüt işlerinde muhakkak mahkeme izni aranıyor. Vasi, kısıtlama kararı alınanın maaşını da çekebiliyor ve bu maaştan kısıtlananın lüks olmayan harcamalarını mahkemeye bildirim yapmadan yapabiliyor.