Aksem Eğitim Hayatına Başladı
Başbakan Davutoğlu: (3)- "Hiçbir siyasi parti AK Parti kadar çok tartışmaya ve analize ihtiyaç hissedilecek özellik taşımadı. Hakkımızda bazen hakarete varan, bazen ağır eleştiriye, bazen övgüye varan ama büyük bir literatür oluştu. Çünkü farkımız şu, biz
İSTANBUL (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hiçbir siyasi parti AK Parti kadar çok tartışmaya ve analize ihtiyaç hissedilecek özellik taşımadı. Hakkımızda bazen hakarete varan, bazen ağır eleştiriye, bazen övgüye varan ama büyük bir literatür oluştu. Çünkü farkımız şu, biz siyasetin nesnesi olmaya değil siyasetin öznesi olmaya geldik, siyasetin öncüsü olmaya geldik. Biz tarihin nesnesi değil, tarihin öncüsü olmaya geldik." dedi.
AK Parti İstanbul İl Teşkilatı ve ilçe teşkilatlarında görev yapanların, kişisel ve mesleki gelişimine yönelik eğitim programlarının planlandığı AK Parti Sürekli Eğitim Merkezi (AKSEM) eğitim hayatına, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun verdiği ilk dersle başladı.
Davutoğlu, AKSEM'in ilk dersindeki konuşmasında, Çanakkale Savaşı'na değindi.
"1. Dünya Savaşı'nda, Çanakkale Harbi'nde o zamanki bütün iklimlerden, bölgelerden gelenlerin saadeti savunmak için şehit düşmüşlerse nasıl Kut'ül Ammare'de, Arap, Türk, Kürt, Sünni, Şii sömürgecilere karşı omuz omuza savaşmışsa, nasıl İstiklal orduları İzmir'e doğru yürürken arkalarında Hint Müslümanlarını, Kırım Müslümanlarının, Afganistan Müslümanlarının Afrika'daki Müslümanların bütün mazlum milletlerin duasını hissetmişse, nasıl o mazlum milletler yönlerini dönüp, İstiklal Harbi için ellerindeki son bileziği bu topraklara göndermişse işte biz de diyoruz ki AK Parti hareketi hem milli bir harekettir, hem de gönül coğrafyamızın mazlum milletlerin bugünkü sesidir ve olmaya da devam edecektir" diye konuştu.
Cumhuriyet tarihinde birçok siyasi partinin doğduğunu ama hiçbir siyasi parti üzerine AK Parti kadar çok uluslararası makalenin yazılmadığını dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu.
"Hiçbir siyasi parti, AK Parti kadar çok tartışmaya ve analize ihtiyaç hissedilecek özellik taşımadı. Hakkımızda bazen hakarete varan, bazen ağır eleştiriye, bazen övgüye varan ama büyük bir literatür oluştu. Çünkü farkımız şu. Biz siyasetin nesnesi olmaya değil siyasetin öznesi olmaya geldik, siyasetin öncüsü olmaya geldik. Biz tarihin nesnesi değil, tarihin öncüsü olmaya geldik. Onun için mazlum milletlerin sesi bizim sesimizdir. Onun için birçok dost ülkede, AK Parti adı başka partilere ilham oldu. 'Adalet, kalkınma' adına nice partiler kuruldu. Siyaset sahnesine çıktıklarında AK Parti siyasi hareketinin başarı hikayesini yazmak isteyenler, aynı yoldan aynı yöntemle yürümek isteyen partiler çıktı. Çünkü onlar biliyorlardı ki sizler AK Parti teşkilatının neferleri ve bizler AK Parti teşkilatının dünyaya akseden yüzleri, sadece kendimiz için sadece bu aziz ülke için değil, bütün o milletler için siyaset yapıyoruz. O kadar etkilidir ki bu hepimiz yaşadık. Gazze, Mescid-i Aksa, orada edilen dualar... Filistin halkı her seferinde adalet ve vicdan aradığında yönünü bize döndü."
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 2012'de İsrail uçaklarının bombardımanı altında Filistinlilerle Gazze topraklarında buluştuğunda, Al Bayrakla sokağa çıkan Gazzelilerin kendilerini beklediğini anlattı.
"Nasıl Al Bayrak Çanakkale'de bir semboldü bütün mazlum milletlerin, nasıl Al Bayrak İstiklal harbinde herkesin gönlündeydi. Hint'den Afrika'ya kadar emin olun, AK Parti iktidarları döneminde de Al Bayrak, sadece bu aziz milletin milli sembolü değil mazlum milletlerin İstiklal ve adalet sembolü haline geldi. Suriye'den gelen bir çocuğa bir doktor hanımefendi, insani yardım kampanyasına gittiğinde, başını okşuyor kampta. 'Okula gidiyor musun?' diyor. Suriyeli çocuk 'Evet' diyor 7-8 yaşlarında. 'Peki okuyunca ne olacaksın' diyor. Suriyeli çocuğun verdiği cevap ilginç. 'Okuyunca Türk olacağım, büyüyünce' diyor. Onun için Türk olmak vicdanlı olmak, adaletli olmak, merhametli olmak, şefkatli olmak demek. 14 yıl önce bırakın mazlum coğrafyaya yardım etmeyi, bırakın 3 milyon mülteci kardeşini evinde ağırlayabilmeyi, kendi işçisine, esnafına helal rızk sunamayan aciz bir devlet vardı. Gururla ifade ediyoruz ve bütün oyunlara, bütün planlara rağmen her biriniz bu davanın savunucusu olacaksınız. Bu ebediyete kadar sürecek. Biz sadece kendi milletimize değil bütün mazlum milletlere şefkat ve kudret elini uzatan köklü bir siyasetin, hareketin adı olduk. AK Parti siyasette adaletin, vicdanın ve mazlum milletleri sahiplenmenin hareketidir. Arakan'a gidiniz, Çad'a gidiniz nereye giderseniz gidin artık AK Parti adı biliniyor. Daha önceki partilerin adı kendi dönemlerinde bilinmezdi çünkü onlar kendi ülkelerine bile deva olamamışlardı. Arakan'a gittiğimizde bizi al bayraklarla karşılayanlar, Somali'de Sayın Cumhurbaşkanımızla gittiğimizde yüzlerini semaya dönmüş, İstanbul'dan, Ankara'dan gelecek uçağı bekleyenler. İşte onların siyasi hareketidir AK Parti hareketi."
-"AK Parti hareketinin bu özünü kimse yok edemeyecek"
Davutoğlu, 10 milyona yakın üyenin bu ülkede en geniş kapsamlı siyasi hareket olduklarını gösterdiğini belirterek, üye sayılarının 10 milyonla sınırlı olmadığını daha nice 10 milyonlar, bütün bir mazlum milletler coğrafyasında kendileri için dua ettiğini, ellerini kaldırdığını söyledi.
Onun için bu AK Parti'yi zaafa uğratmak isteyenlerin olduğunu anlatan Davutoğlu, "Onun için vesayet odakları, paralel yapılar, 27 Nisanlar, 17-25 Aralıklar yaşadık. Kırmak istedikleri omurga sadece AK Parti omurgası değil, İstiklal Harbi'nden ve kadimden bu yana gelen bir gönül coğrafyasının omurgasıydı. 1 Kasım'da bir Suriyeli alim, bir haber gönderdi bana hemen seçim neticelerini almadan önce. Dedi ki; ' Bugün bütün Türk kardeşlerimiz, bütün dostlarımız elleriyle oylarını sandıklarda kullandı, biz ise Rabbimize ellerimizi, semaya doğru döndük ve oylarımızı dualarla kullandık' dedi" ifadelerine yer verdi.
"Bu özü unutmayın. Dünya 5'ten büyüktür diye haykıran bir hareket olmazsa dünyada bir eksiklik olur, bu özü unutmayın" diyen Davutoğlu, Filistin'in devlet olarak Birleşmiş Milletler'de (BM) tanındığında o salonda onu kucaklayan bir Türkiye Cumhuriyeti dış işleri bakanı olmazsa, 2012'de olduğu gibi Filistinlilerin öksüz kalacağını söyledi.
Başbakan Davutoğlu, şunları anlattı:
"Eğer Somalililer bize 'Dermanımıza yetişecek kimse yok mu? Rabbim katından bize yardımcı gönder' dediklerinde, Somali semalarında oraya doğru yürüyen Ay Yıldızlı bir uçağın içinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olmazsa, bu hareket ruhunu kaybeder. Biz siyasetimizin kadim bir gelenekten, milli bir hareketten ve vicdani bir özden alıyoruz. AK Parti hareketinin bu özünü kimse yok edemeyecek. Bizim hareketimizi kimse konjoktürel hesapların parçası haline getiremeyecek. Biz bu milletin gönlündeki özü, cevheri harekete geçirdik ve bununla birlikte 4. temel ilkemiz AK Parti bütün bir insanlığa hitap eden evrensel bir çağrının sözcüsüdür. Bu çağrı insan onuruna saygı çağrısıdır. Dünyanın neresinde olursa olsun, ister gönül coğrafyamızda, ister ötesinde insan onuruna kim saldırırsa, kim insanın en önemli hakkı olan özgürlük ve güvenliği tehdit eder, yok etmeye çalışırsa karşısında bizi bulur. İnsan onuru bizim en temel siyasi ilkemiz, bu anlamda da evrensel özümüzdür. Biz özgürlükçüyüz, kula kul olmadığımız gibi kimsenin kula kul olmasına da izin vermeyiz. Biz özgürlüğü sadece söylemsel düzeyde değil, kendi içimizde yaşayarak geliştiririz. Biliriz ki bütün insan hakları deklarasyonunda bütün insanların sözleşmelerinde yer alan temel esaslar bizim Veda hutbesinden beslenerek, içselleştirdiğimiz, benimsediğimiz esaslardır. Eğer insan onuru söz konusuysa evrensel bir değer olarak insan onurunu savunmak söz konusu olursa, AK Parti takipçileri, sözcüleri o insanın dinine, diline, etnisitesine, kökenine bakmaksızın sahip çıkarlar. Onun için gururla söylüyorum, nasıl Somali'ye inen ilk uçak bizim uçağımız ise aramızda kültürel hiç bir bağ gözükmemesine rağmen Haiti'de deprem olduğunda oraya inen ilk ilk uçak da Türkiye'den, sizin yardımlarınızı götüren Türk Hava Yolları (THY) uçağıydı."
- "AK Parti bir vizyon hareketidir"
Tsunami olduğunda da Filipinler'e ilk inen yardım uçağın THY uçağı olduğunu, siyasetlerinin milli bir özden beslenmekle birlikte evrensel bir temel esasa dayandığını aktaran Davutoğlu, bunun insan onuru esası olduğunu ve savunmaya devam edeceklerini vurguladı.
AK Parti'nin evrensel bir hareket olduğunu, bütün insanlığa hitap edebilecek evresel bir siyasi eylemin ve söylemin partisi olduğunu aktaran Davutoğlu, partilerinin bir kadim hareketin sözcüsü olduğunu söyledi.
AK Parti'nin milli olduğunu ifade eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mazlum milletlerin adalet arayışının sözcüsüdür, evrensel bir arayışın sözcüsüdür. Evrensel bir sestir. AK Parti bir vizyon hareketidir. AK Parti sadece çok sağlam bir tefekkürün ürünü olmakla kalmayıp aynı zamanda o tefekkürden büyük bir hizmet vizyonu üreten bir partidir. Eğer biz bütün bu sağlam, iddialı tefekkür dünyamızla ve onun öncülleriyle düşünüp ama bugün bir hizmet vizyonu üretememiş olsaydık belki sağlam bir fikir hareketi olarak kalır ama siyasi hareket olarak başarılı olamayabilirdik. Ama AK Parti hareketi iddia ile söylüyorum, 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en kapsamlı vizyonu üretmiş ve bu vizyonu hizmet anlayışıyla hayata geçirmiş bir partidir. Hangi alanı alırsanız alın ister sağlık, ister ulaştırma, ister eğitim, ister savunma sanayi her alanda bizim zihnimizde bir hayal var. Bir rüya var. Bir iddia var. Bu iddianın adı devletimizi milletimizle buluşturduktan sonra demokratik milli mücadelemizin bir sonucu olarak, devletimizi kudretli ve şefkatli kılma iddiasıdır. Bir devlet kudretini kaybederse ne kadar şefkatli olursa olsun, o şefkati hayata yansıtamaz, acizleşir. Bir devlet kudretli olup şefkatini kaybederse bu sefer tiranlaşır, zorbalaşır. Kudret ve şefkat eliyle aynı ölçekte güçlü Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yeni bir misyon, yeni bir vizyon kazandırdık. Kudretimizden herkes emin olsun, şefkatimizden herkes mutmain olsun. 100. yıl, 2023 hedeflerinde inşallah küresel bir güç olmanın bütün iddiasını taşıyacağız. 14 yıl önce bu ülkenin vakur insanları dünyada başı eğik dolaşıyorlardı, çünkü borç isteyen bir Türkiye vardı. Çünkü deprem olduğunda İstanbul'dan, Ankara'dan bu iki büyük şehrin ortasındaki Sakarya'ya ulaşamayan, aciz bir devlet vardı. Çünkü duble yolları bırakın, büyük şehirlerin dahi duble yollarla birleşemediği bir Türkiye vardı. Çünkü sağlık... Hastanelerin önünde sıra beklerken vefat eden yaşlılar vardı. Şimdi ise elhamdülillah borç isteyen değil, borç veren bir Türkiye var."
(Sürecek)