AK Parti'ye yakınlığıyla bilinen Necmettin Batırel de sonunda isyan etti
Yıllar önce Prof. Dr. Özgür Demirtaş ile birlikte katıldığı canlı yayında yaptığı dolar açıklamaları zihinlerden silinmeyen ekonomi yazarı Necmettin Batırel bu kez hükümete sert çıktı. Enflasyon ve akaryakıt fiyatlarındaki artışın gelmesi gerekenden daha fazla olduğunu belirten Batırel, devleti harekete geçmeye çağırarak, mevcut yönetime tepki gösterdi.
Dolar kuru ve küresel piyasalardaki dalgalanma nedeniyle hemen her gün yeni bir zam gelen benzin ve motorin fiyatları, yandaş yazarları da isyan ettirdi. Dolar hakkında yaptığı absürt tahminler ve 'Şakkadanak satarım'' sözleriyle hafızalara kazınan Türkiye Gazetesi yazarı Necmettin Batırel bu kez AK Parti'nin ekonomi politikalarını eleştirdi.
Yurtta yaşanan enflasyonun büyük bir sorun haline geldiğini itiraf eden Batırel,''Enflasyon, yani hayat pahalılığı en büyük problem hâline geldi. Fiyatları düşürmek için Hazine, Merkez Bankası, BDDK, SPK, bütün imkânlarını seferber etti. Peş peşe kararlar açıklanıyor. Amaç Türk lirasına değer kazandırmak. Ama iki önemli gelişme var ki, hesapları altüst ediyor. Birincisi akaryakıttaki büyük artış. Ekonomik düzenin bozulmasında birinci derecede rol oynuyor. Fiyatlar 1 yılda anormal arttı. 13 Haziran 2021’de dolar kuru 8,5 TL idi. Bugün 17,25 TL, %102 artmış. Brent petrol aynı tarihte 70 dolardan satılıyormuş, bugün 119 dolar, %70 artmış…'' yorumu yaptı.
Akaryakıt fiyatlarının olması gerekenden daha yüksek seviyelerde izlediğini iddia eden Batırel, şöyle devam etti:
Ama gelin görün ki, benzinin litresi 1 yılda 7,15 TL’den 28,45 TL’ye çıkmış, tam %297 artmış. Fiyat 4’e katlanmış. Dolardaki artışla Brent petroldeki artışın ortalaması olan %85’lik artışı benzine uygularsanız, litre fiyatı 13,22 TL çıkıyor. Oysa bugün fiyat 15 lira daha yüksek. Peki bu tablo nasıl oluştu? 20 Aralık 2021’de dolar kuru 18,36’ya çıkınca fiyatlar anormal yükseldi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası Brent petrolün 140 dolara tırmanmasıyla ipler koptu. Ama daha sonra hem kur artışı durdu, hem de petrol gevşedi, ama fiyatlar bir türlü normal seviyesine inemedi. Devlet akaryakıttan büyük oranda vergi alıyor. Toplanan vergiler bütçede en büyük gelir kaynağı oluşturuyor. Devletin buna büyük ihtiyacı var. Vatandaşa hizmet olarak yansıtıyor. Bunların hepsine tamam, itirazımız yok. Ama aşırı yükselen akaryakıt maliyetleri tavana çıkarıyor, tepeden tırnağa zam geliyor. Enflasyon zirvede kalıyor.
Hükümetin vatandaşa yeterli gıda temin etmeden yurtdışına ucuz gıda ihraç etmesini de eleştiren Batırel, ''İkinci büyük sıkıntı gıdada…Türkiye'nin ihracatı yılın ilk 5 ayında 102 milyar 504 milyon dolara yükseldi. Geçen sene bu rakam, 80,7 milyar dolardı. 21,8 milyar dolarlık artış var. Rakamlar çok yüksek, bize gurur veriyor… Ama bunun arasında 13,5 milyar dolarla cumhuriyet tarihinin en büyük tarım grubu ihracatı var ki, güleceğimiz yerde bizi ağlatıyor. Küresel çapta gıdaya erişimin zorlandığı, ülkelerin bu konuda ihracat kısıtlamalarına gittiği bir dönemde biz niye aynı yolu izlemiyoruz. İhracatın artması güzel, ama bunu yaparken, halkın sırtına büyük bir yük bindirdiğimizin farkında mıyız? Rusya dünyaya gıda satmıyor, Hindistan onu izliyor. Çin, gelecek 5 yılda yaşanacak büyük gıda krizine karşı sürekli stok yapıyor. Hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri %32 artışla 4 milyar 469 milyon dolar, meyve ve sebze mamulleri %30 artışla 970 milyon dolarla rekor kırmış. Zeytin ve zeytinyağı sektörünün dış satımı yüzde 48 artarak 167 milyon 317 bin dolara ulaşmış. İşte bunun için bir kilo pirinci 20, mercimeği 24, şekeri 20, zeytinyağının (riviera) litresini 55 liradan alıyoruz'' dedi.
Necmettin Batırel sözlerine şöyle devam etti:
Ticaret Bakanlığı, Tarım Bakanlığından ülkemizin yıllık hububat, sebze – meyve ihtiyacını öğrenmeli. Bunun üzerindeki rakamların satışına kesinlikle izin vermelidir. Gıda ihracatına mutlaka kota getirilmelidir. Satmayın kardeşim “Önce benim vatandaşım” deyin.. Bizim ihtiyacımız varken dışarıya niye mal satıyoruz. İhracat artsın ülke döviz kazansın buna itiraz yok. Ama kaş yapayım derken göz çıkarmayalım. Gıda fiyatlarını düşürmek istiyorsak yurt içinde mal bolluğu yaşatmalıyız. Ne oluyor biliyor musunuz?
5 ayda 13,5 milyar dolarlık tarım ürünü ihracatının bedelini vatandaş 20 milyar dolar olarak cebinden ödüyor. Olmaz böyle şey. Gıda fiyatlarının TÜFE üzerindeki payı %23,3.. Akaryakıtın %4,9… Bu iki kalemin TÜFE üzerinde %30 etkisi var. Ama diğer kalemler bu maliyet artışlarından dolaylı olarak aşırı etkileniyor. Akıntıya karşı kürek çekiyoruz. Bu yöntem derhâl değişmeli. Enflasyonla mücadele topyekûn yapılmalı ki sonuç alınsın.