Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanı Ramazanoğlu:

"Türkiye'de, 2002'de sosyal yardım ve hizmetlere 1,3 milyar lira kaynak ayrılmışken, bu rakam 2015'te yaklaşık 28,5 milyar lira oldu. Günümüzde de gelişmiş ülkeler, sosyal politikalar alanına bütçelerinden ciddi finans kaynakları aktarmaya devam etmektedi

İSTANBUL (AA) - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, 2002'de sosyal yardım ve hizmetlere 1,3 milyar lira kaynak ayrılmışken bu rakamın 2015'te yaklaşık 28,5 milyar lira olarak gerçekleştiğini belirterek, "Günümüzde de gelişmiş ülkeler, sosyal politikalar alanına bütçelerinden ciddi finans kaynakları aktarmaya devam etmektedir. Bu anlayıştan hareketle 2016'ta bakanlığımıza tahsis edilen kaynakların yüzde 97'si sosyal yardım ve hizmetlerde kullanılacaktır" dedi.

İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) Meclis Toplantısı'nda konuşan Ramazanoğlu, terör olaylarını lanetlediğini ifade ederek, terörün coğrafya tanımaksızın sivil ve masum insanları öldürmeye ve katletmeye devam ettiğini söyledi.

Ramazanoğlu, sosyal politikaların, uygulanabilirliğiyle çağdaş toplumların refah düzeylerini artıran, toplumda gelir dengesizliğini önleyen önemli bir uygulama aracı olduğunu dile getirerek, son yüzyılda yaygın olarak uygulanan sosyal politikaların, toplumların özellikle dezavantajlı kesimlerini içine aldığını anlattı.

Sosyal politikaların Avrupa'da sanayi devrimi sonrası çalışanların sosyal haklarının korunması, toplumda yoksul kesimlerle zenginler arasında oluşan uçurumun minimize edilmesi amacıyla yaygın şekilde uygulanmaya başlandığını vurgulayan Ramazanoğlu, Türkiye'de sosyal politikaların uygulanışına bakıldığında 1980'de kurulan ancak 1986'ya kadar aktif görevini icra edememiş Fakir Fukara Fonu'nun görüldüğünü dile getirdi.

Bakan Ramazanoğlu, bu tarihten sonra "Şartlı Para Transferi" uygulamasının hayata geçirildiğini ancak kısıtlı kaynaklar nedeniyle talebi karşılamakta yetersiz kaldığını belirterek, şunları kaydetti:

"AK Parti hükümetleriyle 2002'de fon kaynakları güçlendirilmiş ve yaygın hale getirilmiştir. Sosyal politika, sosyal yardım ve sosyal devlet kavramları yine 2002 sonrası gerek parti ve gerekse hükümet programlarında, hükümetlerimizin acil eylem planlarında etkin şekilde yer almıştır. Farklı isimlerle faaliyet gösteren bu kurumlar, sosyal politikaların etkin ve hızlı biçimde uygulanabilmesi, yeni bir vizyon ve misyon ortaya konulması, bu alanda yürütülen hizmetlerin sevk ve idaresinin bir merkezden yürütülmesi, hizmet sunumunda 'Talep odaklı değil, arz odaklı' bir anlayışın hayata geçirilmesi amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız kuruldu."

Bakanlığın, hizmet kalitesini artırmak, devlet politikası haline gelen sosyal politikaların toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde yaygın hale getirmek amacıyla etkin bir yapıya kavuştuğunun altını çizen Ramazanoğlu, devletin öncelikle kadın, çocuk, engelli, yaşlı, gazi ve şehit yakınları gibi toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik hizmetlerinin, çoğunlukla sosyal politikanın konusu içinde yer aldığını aktardı.

Ramazanoğlu, bu yapı içerisinde sosyal politikanın, devletin toplumda refah ve sosyal koruma sağlamak amacıyla uyguladığı politikalar olarak belirlendiğini, bu kavramın genellikle "sosyal devlet" ve "refah devleti" kavramlarıyla birlikte kullanıldığını belirtti.

Sosyal politikaların çağın ve toplumun değişen ihtiyaçlarına göre şekillendiğini fakat temel felsefesinin aynı kaldığını anlatan Ramazanoğlu, şöyle konşutu:

"Sosyal politikanın eğitim, sağlık, konut, şartlı para transferi, çalışma, hak ve özgürlükler gibi kapsamlı alana sahiptir. Yoksullukla mücadeleyi ve toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik önleyici ve koruyucu tedbirlerin hayata geçirilmesini içerir. Bu kapsamda hükümetlerimiz döneminde yoksullukla mücadelede dikkate değer bir başarı elde edilmiştir. 2002'de sosyal yardım ve hizmetlere 1,3 milyar lira kaynak ayrılmışken bu rakam 2015'te yaklaşık 28,5 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. Günümüzde de gelişmiş ülkeler, sosyal politikalar alanına bütçelerinden ciddi finans kaynakları aktarmaya devam etmektedirler. Bu anlayıştan hareketle 2016'ta bakanlığımıza tahsis edilen kaynakların yüzde 97'si sosyal yardım ve hizmetlerde kullanılacaktır. Değişen dünya şartlarına uygun olarak hayata geçirdiğimiz sosyal politikalar ve sosyal hizmet modelleriyle önemli başarılar elde edilmiştir. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İnsani Gelişmişlik Raporu'nda Türkiye, insani gelişme açığını en hızlı kapatan 9. ülke olmuştur. Son 10 yılda, 'orta insani gelişmişlik' düzeyinden 'yüksek insani gelişmişlik' düzeyine çıkmıştır. OECD tarafından 2014'te yayınlanan raporda Türkiye, gelir dağılımını en ciddi iyileştiren ülkelerden biri olmuştur."

- "Çağdaş toplum olmanın şartı, sosyal devlet olmaktan geçer"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, bu başarının, bölgede ve dünyada yaşanan ekonomik krizlerin, savaşların, sosyal çalkantıların yaşandığı bir dönemde elde edilmesinin kayda değer olduğunu vurguladı.

Bir toplumda ilericiliğin, demokratikleşmenin, gerçekten çağdaş bir toplum olmanın ön şartının, sosyal devlet olmaktan geçtiğini ifade eden Ramazanoğlu, sosyal devletin, vatandaşlarına her alanda fırsat eşitliğini sunup, denetlediğini söyledi.

Ramazanoğlu, insani gelişimi sağlamak, yeni bir anlayışla zihniyet dönüşümünü gerçekleştirmek, yeni bir vizyon ortaya koymanın emek istediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsan odaklı politikalar üretmek, insanı ve insani değerleri en üst seviyede tutmak refah devletinin temel prensibidir. O nedenle son 14 yıldır gelişen ekonomimize paralel sosyal politikalarımızı yaygınlaştırıyor, çalışanların sosyal haklarında iyileştirmeler yapıyoruz. Özellikle toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik destek uygulamalarımızı artırıyoruz. Yoksullukla mücadelede önemli bir eşiği daha geçmek üzereyiz. Birinci eşik, sosyal politikaların uygulanabilmesi için sağlıklı bir sistemin kurulması, ikinci eşik, yönetim mekanizmalarının kurulması ve gerekli finansal kaynakların oluşturulması, üçüncü ve son eşik ise sosyal politikalar sisteminin ASDEP ile toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde tabana yayılması. Aile merkezli, vatandaşın ihtiyacını yerinde ve ivedilikle gidermeye ve ailelere rehberlik hizmeti sunmaya yönelik bütüncül bir sistemin hayata geçirilmesi. Bu kapsamda bin 500 personel alım sürecini başlatıyoruz. İkinci etapta bin 500 personel alımı daha gerçekleştireceğiz. Sosyal politikalarımızı sistemli hale getirdiğimizde bugün konuştuğumuz birçok sorunun zamanla kendiliğinden ortadan kalktığını birlikte göreceğiz."

- "Kadın-erkek fırsat eşitliğinin sağlanmasının üzerinde titizlikle duruyoruz"

Bakan Ramazanoğlu, üzerinde titizlikle durdukları konuların başında kadın-erkek fırsat eşitliğinin sağlanması olduğunu ifade ederek, bu amaçla kadınları eğitim, sağlık, istihdam, girişimcilik konularında desteklediklerini anlattı.

Toplumların ekonomik ve sosyal gelişme süreçlerinin kadınların etkin şekilde bu sürece katılmalarıyla istikrar kazanacağını aktaran Ramazanoğlu, şunları aktardı:

"Kadınların yer almadığı ekonomik ve sosyal gelişme süreci eksik kalacaktır. Ülkemizin nüfusunun yarısını kadınlar oluşturmaktadır ve potansiyel iş gücünü oluşturan bu nüfusun bilgi, yetenek ve tecrübelerinden yeteri kadar yararlanmamak ciddi kayıp olur. Kadının üretimde ve girişimcilikte üstlendiği rolü sürekli kılmak, geliştirmek için eğitim faaliyetlerine önem veriyoruz. Okul öncesinden başlayarak kızların eğitimini destekliyoruz. İlkokul düzeyinde kız çocukları için net okullaşma oranı yüzde 96,57, ortaokul düzeyinde net okullaşma oranı yüzde 94,30'a ulaşmıştır. Ortaöğretimde ise kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 79,26'a, yükseköğretimde okullaşma oranı yüzde 41,1'e yükselmiştir. Kız çocuklarımızı okullarda tutabilmek için 2 milyon haneye Şartlı Eğitim Yardımı projesiyle burs desteği sağlıyoruz."

Kırsalda okuma fırsatı bulamayan kızlar için şehir ve ilçe merkezlerinde kız yurtları inşa ettiklerini aktaran Ramazanoğlu, bir toplumda kadın erkek fırsat eşitliğini sağlamanın yolunun eğitimden geçtiğini söyledi.

Ramazanoğlu, eğitimli her kadının toplumu daha güçlü kılacağına işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İş gücüne katılım oranı ancak eğitimle istenilen düzeye yükseltilebilir. Kadınların meslek sahibi olmaları için yürütülen çalışmalarda Halk Eğitim Merkezleri ve İş-Kur gerçekten herkese örnek olmuştur. Burada sivil toplum kuruluşlarımıza, meslek odalarımıza büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Özellikle istihdam ve kadın girişimciliği konusunda iş dünyamızın daha fazla katkılarını bekliyoruz. Bu konuda her türlü iş birliğine, proje ortaklığına hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Yapılan araştırmalar, kadının iş gücüne katılımında çoğu zaman vasıfsız işlerde, hiç de adil olmayan ücretlerle çalıştırıldığını göstermektedir. Kadınların daha nitelikli işlerde çalıştırılması, sermayeye erişimlerinin kolaylaştırılması, ön yargıların ortadan kalkması ve zihniyet dönüşümünün gerçekleştirilmesi son derece önemlidir. Kadınlar, ekonomiye katılım alanında girişimcilik yoluyla daha fazla fırsat bulabilirler. Kitlesel işsizliğin ve yoksulluğun azaltılmasında kadın girişimcilere ihtiyaç vardır. Bir başka ifadeyle, kadın girişimciler bulundukları ülkelerde iş yerlerinin, iş ağlarının, finansal kurumların, kültürün yeniden belirlenmesine ve şekillenmesine yol açıp yoksullukla mücadeleye ve istihdam yaratılmasına katkı sağlamaktadırlar. Çünkü kadın, duygu ve zekasıyla çağı ve dünyayı değiştirebilen önemli ve ayrıcalıklı bir güce sahiptir."

- "Bilgi çağı, kadınlara daha fazla girişimcilik fırsatı sunmaktadır"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, kadınların çalışma hayatında yer almalarının ülkenin ekonomik refahı ve kalkınmışlığına sunacağı katkılar açısından son derece önemli olduğuna dikkati çekerek, istihdama katılımın, kadının güçlenmesinin en önemli aracı olduğunu dile getirdi.

Bu durumun kadın emeğini daha görünür kıldığını, kadınların sosyal, kültürel haklara ve fırsat eşitliğine daha kolay ulaşmasını sağladığını belirten Ramazanoğlu, şunları kaydetti:

"Bilgi çağı, dinamik yapısı ile sanayi çağına göre kadınlara daha fazla girişimcilik fırsatı sunmaktadır. Hükümetlerimiz döneminde alınan tedbirler ve yürütülen çalışmalarla, kadın istihdamı ve kadın girişimciliği konusunda önemli mesafeler alınmıştır. 2004'te yüzde 20,8 olan kadın istihdam oranı, 2015 Kasım verilerine göre yüzde 27,5'e yükselmiştir. Yine 2004'te kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 23,3 iken 2015 yılı Kasım verilerine göre yüzde 31,6'e yükselmiştir. Kadınlarımızın iş gücüne katılımının artırılmasına yönelik politikaları desteklemeye devam ediyoruz. Ulusal İstihdam Stratejisi'nde 2023 yılında, kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 41'e çıkarılması ve kayıt dışı çalışma oranının yüzde 30'a düşürülmesi hedefine yer verilmiştir. Büyüyen, gelişen Türkiye'de mutlaka lider kadın girişimcilerimizin sayısı artmalıdır. Girişimcilik konusunda kadınlara yönelik her türlü desteği vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Yeter ki kadınlarımız gerekli bilgi ve tecrübeyle projeleriyle adım atsınlar. Girişimcilik yeteneklerine güvensinler. Girişimci, bilgilerini daha iyi ve farklı kullanmayı bilen, başarmak için bunları harekete geçiren kişidir. Bu yaklaşımdan hareketle tüm çabamız kadın girişimcileri desteklemek, onları cesaretlendirmek, ülke ekonomisine katkılarını artırmaktır."

- "Girişimci desteğinden faydalanların yüzde 49'u kadın"

Bakan Ramazanoğlu, kadın girişimcilerin desteklenmesi amacıyla Milli Eğitim, Bilim Sanayi ve Teknoloji, Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarıyla işbirliği protokolleri gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, "KOSGEB ve İş-Kur aracılığıyla kadın girişimcilerimize yönelik eğitim ve sermaye desteğini daha aktif hale getirdik. Türkiye genelinde 2009-2015 yılları arasında 'KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitim Programı' ile 176 bin kadına girişimcilik eğitimi verilmiştir. Yine KOSGEB aracılığıyla 2010-2015 yılları arasında 374 milyon 133 bin lira kredi desteği sağlanmıştır. Girişimci desteğinden faydalananların yüzde 49'unu kadınlar oluşturmaktadır." şeklinde konuştu.

Kadın İş Geliştirme Merkezleri ile kadın girişimcilerin AB Projesi kapsamında KOSGEB tarafından desteklendiğini ifade eden Ramazanoğlu, kadın girişimcilerin her alanda geliştirdikleri projelerin çeşitlenmesini, yaygınlaşmasını desteklediklerini söyledi.

Ramazanoğlu, ulusal ve uluslararası kaynakları kullanarak yürüttükleri projelerle kadın girişimciliğini desteklemeye devam edeceklerini vurgulayarak, "Bu toplantı vesilesiyle de kadınlarımızın girişimcilikte lider konuma gelmesini, rol model oluşturmasını önemsediğimi özellikle belirtmek istiyorum. Kadınlar, her zaman değişimin ve yenilikçiliğin öncüleri olmuşlardır. Biz, kadınların ideallerine, bilgi ve cesaretine, girişimci ruhlarına güveniyoruz." dedi.

Sonraki Haber