AHEF’ten Türkiye Barolar Birliği'ne tepki
Türkiye Barolar Birliği’nin avukat adaylarına beden ve ruh sağlığı raporunu tek hekiminde vermesinin önünü açan yönetmelik değişimine Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu AHEF’ten tepki geldi.
Türkiye Barolar Birliği tarafından yapılan yönetmelik değişikliği ile artık avukat adaylarının mesleği yapabileceklerine dair beden ve ruh sağlığı raporu aile hekimleri tarafından da verilebilecek.
Avukatlık eğitimini tamamlayan ve stajyer avukat olmaya hak kazanan kişilerin mesleğe başlayabilmeleri için beden ve ruh sağlığı yani akli meleke raporu almaları gerekiyordu.
Ancak Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan ve 14 Aralık 2018 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelik ile rapor için hastane ve uzman hekim şartı kaldırıldı. Buna göre pratisyen hekimler ile aile hekimleri tarafından da avukatlara bu rapor verilebilecek.
Konuyla ilgili konuşan Aile Hekimlerinin en büyük meslek kuruluşu Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Şenol Atakan, Türkiye Barolar Birliği’nin yaptığı yönetmelik değişikliğinin bir çok açıdan sakıncalı olduğunu ifade ederek tepki gösterdi.
AHEF Başkanı Dr. Atakan: “Açıkça Büyük Bir Sorundur, Ciddi Sakıncaları var”
AHEF Başkanı Dr. Atakan; “Aile hekimleri Türkiye’de bütün nüfusa dokunan bir meslek grubudur. Aile Hekimlerimizin hali hazırda çok ciddi bir iş yükü bulunmaktadır. Hal böyle iken Aile Hekimlerimize aile hekimliği disiplini dışında bu tür rapor verme işinin dayatılmasının çok ciddi sakıncaları bulunmaktadır” dedi.
Dr. Atakan sözlerine şöyle devam etti; 26 bin Aile Hekimimizin işe giriş veya işe uygunluk gibi rapor verme görevi yoktur.
Aile Hekimlerimizin son yıllarda birinci basamak sağlık alanında gösterdiği başarılar, maalesef onlara birçok başka iş yükünü de beraberinde getirmiştir. Bizler birey ve toplum sağlığı açısından birinci basamak sağlık hizmetlerinde en önemli görevi yürütürken sanki tek görevi sağlık raporlarıymış gibi ek iş yüklerinin üzerimizden alınması için çalışırken Türkiye Barolar Birliği’nin yayınladığı yönetmelik değişikliğini üzüntü ile karşıladık.
Bizlerin haklarının savunucusu olan avukatlarımızın, akla bilime yatkın davranmasını beklemekteyiz. Doğru olan budur.
Ülkemizde bürokrasinin azaltılması konulu bir genelge dahi var iken ısrarla ve inatla tüm kamu ve tüzel kişiliklerin sağlık raporu isteyerek vatandaşlarımızın işini yokuşa sürmeleri anlamsızdır. Bir kişiye hasta diyebilmek kolaydır, ancak sağlıklı diyebilmek imkansızdır. Tek hekim imzası ile alınmak istenen raporlar tamamen asıl amacının dışına çıkmış, sadece olası olumsuzluklarda sorumluluğu hekimin üzerine yıkma belgesi haline gelmiştir. talep eden açısından sadece basit bir belge olan sağlık raporu, hekim açısından ciddi bir hukuki risk olduğundan, hekim arkadaşlarımızın şartları belli olmayan raporları tanzim etmekten haklı olarak imtina etmeleri neticesinde geçmişte çok sayıda sağlıkta şiddet olayı yaşanmıştır.
Halbuki çözüm basittir. Vatandaşlarımızın sağlıklı olduklarına dair beyanlarına itibar edilmesi yeterlidir. Beyanına güvenilemeyecek vatandaşın ne işe alınması, ne de kendisine herhangi bir sorumluluk verilmesi zaten anlamsızdır.
Ayrıca konu her ne olursa olsun bunu da Aile Hekimleri yapsın anlayışından tüm kurumların bir an önce kurtulması gerekmektedir.
Aile Hekimlerinin son yıllarda gelirlerinde olan azalma, ek iş yükleri ve uğradıkları sağlıkta şiddet olayları onları tükenmişliğe götürüyor.
Avukat Adayları ve Aile Hekimleri Karşı Karşıya Gelebilir
Aile Hekimliği disiplinin gereklerine sahip çıkmamız ve üzerimizdeki ek iş yükünün kaldırılması gerekiyor. Şayet Türkiye Barolar Birliği bu yeni yönetmelikteki düzenlemeyi iptal etmez ise, hem avukatlarımız hem de aile hekimlerimiz için zor ve sıkıntılı bir süreç başlayacaktır. Asıl olan ortak akılda buluşarak doğru adımların atılmasıdır.