Acıyla söylediği sözler torunundan etti !
İzmir'de kızının boşandığı eşi tarafının öldürülmesinin ardından öfkeyle torununu istemediğini söyleyen Tülay Aksakal, 4 yaşındaki torununun velayetini kaybetti.
İzmir'in Buca İlçesi’nde, öğretim görevlisi kızı, 38 yaşındaki Serpil Erfındık’ın, boşandığı eşi, 36 yaşındaki Vedat Atik tarafından öldürülmesi ardından, olayın üzüntüsüyle "Ben torunumu istemiyorum, bana kızımı ve katil kocasını hatırlatıyor, yurda verilsin" diyen Tülay Aksakal, basında yer alan bu sözü nedeniyle 4 yaşındaki torunu E.B.A.’nın velayet davasını kaybetti. Torunu E.B.A.’nın, babaannesinin yanında büyümesini kabul etmeyen Aksakal, başvurduğu Anayasa Mahkemesi’nden de ret yanıtı aldı. Olayın hemen ardından söylediği o sözler, kararın gerekçesinde yer aldı. Aksakal’ın, AİHM’e başvumak için hazırlık yaptığı ifade edildi.
Olay, 15 Aralık 2013 tarihinde Buca’ya bağlı Kaynaklar Mahallesi’nde meydana geldi. Dokuz Eylül Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim görevlisi Serpil Erfındık, 3 yıllık evliliğin ardından boşandığı Vedat Atik tarafından 6 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Cinayetten sonra arkadaşının evinde yaklaşık 1 hafta saklanan Vedat Atik, oğlu ve ailesini gördükten sonra teslim oldu. Oğlunu görmek için eski eşinin evine gittiğini, kucağına alıp sevdiği sırada altını kirlettiğini, temizlemesi için annesine verdiğinde ise, "Sen nasıl adamsın?" dediği için cinayeti işlediğini ileri süren Vedat Atik, İzmir 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanırken hakkında önce ömür boyu hapis cesası verildi. Ardından ’iyi hal ve pişmanlık’ indirimleri yapılarak cezasıÿ25 yıla indirildi. Sanık Vedat Atik, ’Hırsızlık, hakaret ve tehdit’ suçlarından verilenlerle birlikte toplamda 28 yıl 5 ay 7 gün hapis cezasına mahkum oldu.
TORUNUN VELAYET SAVAŞINI BABAANNE KAZANDI
Bu arada, cinayetten sonra teslim olmadan önce ailesiyle görüşen Vedat Atik’in, oğlu E.B.A.’nın velayetinin alınmasını istemesi üzerine, annesi Gülli Abaylı dava açtı. Babaanne Gülli Abaylı’nın velayet talebinin ardından Serpil Erfındık’ın annesi Tülay Aksakal da velayet başvurusunda bulundu. Babaanne bu başvurusunda, cinayetin hemen ardından Serpil Erfındık’ın annesi Tülay Aksakal’ın basında yer alan, "Ben torunumu istemiyorum, bana kızımı ve katil kocasını hatırlatıyor. Yurda verilsin" sözlerini delil olarak mahkemeye sundu. Babaanne ve anneannenin velayet mücadelesinde, belirlenen 3 kişilik bilirkişi heyeti, E.B.A.’nın velayetinin, şu anda kaldığı babaannesi Gülli Abaylı’ya değil, anneanne Tülay Aksakal’a verilmesi yolunda rapor hazırladı. Buna karşılık Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde görevli uzman ise anneanne Tülay Aksakal’ın torununun bir süre devlet korumasında kalmasını istemesi nedeniyle, velayetin babaanne Gülli Abaylı’ya verilmesinin uygun olacağı yönünde rapor verdi. Her iki raporu da değerlendiren İzmir 13’üncü Sulh Hukuk Mahkemesi hakimi, anneanne Tülay Aksakal’ın olayın üzüntüsüyle söylediği sözleri de dikkate alıp şu anda 4 yaşında olan E.B.A.’nın velayetinin, babaanne Gülli Abaylı’ya verilmesine karar verdi.
ANAYASA MAHKEMESİ’NDEN DE ÜZEN KARAR ÇIKTI
Yerel mahkemenin kararına tepki gösteren Serpil Erfındık’ın annesi Tülay Aksakal’ın ilk olarak Yargıtay’a yaptığı başvuru, itiraz makamı olmadığı gerekçesiyle kabul edilmedi. Bir üst mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi de kararı onadı. Torununun velayetini alma mücadelesinden vazgeçmeyen Tülay Aksakal, son umut olarak Anayasa Mahkemesi’ne gitti. Tülay Aksakal, avukatı aracılığıyla, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki ’Çocuğun yüksek yararına aykırı’ maddesini gerekçe gösterip Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Yaklaşık iki yıllık bekleyişten sonra yüksek mahkeme, karar verdi. Anayasa Mahkemesi, Tülay Aksakal’ın torununun velayetiyle ilgili talebini, reddetti. Yüksek mahkeme de, yerel mahkemede olduğu gibi anneannenin, kızının ölümünden sonra torunu için söylediği sözlere, kararın gerekçesinde yer verdi.
DAVA AİHM’E TAŞINABİLİR
Tülay Aksakal’ın torunu için verdiği mücadeleden vazgeçmeyeceği belirtildi. Türkiye’deki yargı yollarının tükenmesi nedeniyle Tülay Aksakal’ın torununun velayetini alabilmek için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmaya hazırlandığı ifade edildi.