ABD'li tarihçi: Türkü incitirsen iki şey yapar...
ABD'nin Louisville Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Justin McCarthy, sözde Ermeni soykırımına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Justin McCarthy, "Ermeni soykırımı" iddialarına karşı Türkiye'nin daha aktif hareket etmesi gerektiğini belirterek, "Bazen güçlü olmanın yanı sıra yüksek sesle konuşmak da gereklidir" dedi. Tarih ve nüfus bilim alanındaki çalışmalarıyla tanınan, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemi konusunda uzman olan McCarthy, "Amerika'daki Türk İmgesi" ve "Osmanlı Türkleri, 1281'den 1923'e"kitaplarının Türkçe çevirilerinin yayımlanması dolayısıyla Taksim'deki bir otelde düzenlenen konferansta konuştu.
''TÜRK KENDİSİNE ACINDIRMAZ''
McCarthy, iyi özelliklerin bazen dezavantaja dönüşebildiğini, bunun bireyler için de toplumlar için de geçerli olduğunu söyledi.
Türklerin güçlü, şeref kavramına sahip, şikayet etmeyen kişiler olduğunu aktaran McCarthy, "Türkü incitirsen iki şey yapar, ya boşverir ya da sert bir karşılık verir. Ağlamaz, kendisine acındırmaz" dedi.
Bunun iyi bir özellik olduğunu ifade eden McCarthy, şöyle devam etti:
"Ama bunun kötü yanı, dışarıdaki insanların duyduğu tek şeyin ağlayanlar olmasıdır. Türklere bu nedenle aktif olmalarını tavsiye eder dururum. Olanı biteni anlatın, Ermenilerin evlerinden ettiği 1 milyon Türk'ü ve Ermeni'yi, Van'da Müslümanların 3'te 2'sinin katledilmesini anlatın. Bazen güçlü olmanın yanı sıra yüksek sesle konuşmak da gereklidir."
McCarthy, "Amerika'daki Türk İmgesi" kitabında "mutlu bir öykü" anlatamadığını, Türkler hakkındaki geleneksel Amerikan ve Avrupagörüşünü tasvir için kullanılabilecek tek kelimenin "ön yargı" olduğunu vurguladı.
Bu konuyla ilgilenmeye Müslümanlara yönelik etnik temizlik hareketlerini incelerken başladığını dile getiren McCarthy, şunları kaydetti:
"Bu çalışmalarım sırasında milyonlarca Osmanlı Müslümanı'nın katledildiğini veya evinden sürüldüğünü keşfetmekle kalmadım, Amerika'da hiç kimsenin bu olup bitenlerden haberdar olmadığını da fark ettim. Müslümanların maruz kaldığı katliamların ABD'de ne gazetelere yansıdığını, ne de ders kitaplarında yer bulmuştu. Tersine, hem gazeteler hem de ders kitapları sadece Ermenilerin ve Rumların çektiklerini yazıyordu. Üstelik bu yazılanların çoğu da yanlıştı."
''KORKUNÇ TÜRK EFSANESİ''
McCarthy, ABD'de Ermeni meselesinin tartışılmasının bile güç olduğunu söyledi. Siyasetçiler, hatta akademisyenlerin Türklerin soykırım yaptığına çok fazla ikna olduğunu belirten McCarthy, şöyle devam etti:
"O kadar ikna olmuşlardı ki Birinci Dünya Savaşı'ndaki diğer felaketlere yönelik başka açıklamaları dikkate bile almıyorlardı. Gerçek tarih hakkında çok az şey biliyorlardı ama zihinleri de tamamen kapalıydı. Bu konuyu tartışmak isteyenlerimizin de karşısına 'Korkunç Türk efsanesi' konuluyordu. Efsaneler tanımları gereği akılcı değildir. Onlara sadece inanılır. Efsaneler 'Bunu herkes bilir,' 'Doğru olmalı, çünkü herkes inanıyor' denile denile kültürleri, ülkeleri etkisine alır."
McCarthy, Türklerle ilgili Ortaçağ'a dayanan ve çoğunlukla da dinden kaynaklanan ön yargıların etkisindeki Amerikalıların Türkleri "doğal katliamcılar" olarak gördüğünü, bunda Osmanlı topraklarında misyonerlik faaliyeti yürüten Amerikalıların 1830'lardan itibaren yazdıkları raporların da etkili olduğunu dile getirdi.
ABD'deki "olumsuz Türk" imajının siyasi konularda etkili olduğunu ancak bu ülkeye göç eden Türkleri bireysel olarak etkilemediğini ifade eden McCarthy, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sorunlara karşı Amerika ifade özgürlüğünün olduğu bir ülke. Türklerden hoşlanmayanların siyasi veya ekonomik gücü olabilir. Bu gücü gazeteleri ve televizyonları etki altına almak için kullanabilirler de fakat beni işten attıramaz veya hapsedemezler. Ben sözde 'Ermeni soykırımını' reddediyorum. Fransız veya İsviçre parlamentolarının tersine, Amerikan Kongresi asla ifade özgürlüğüne karşı bir yasa çıkarmayacaktır. Anayasamız buna izin vermez. Tarihçi Bernard Lewis'in veya Doğu Perinçek'in yargılanmasına benzer şeyler ABD'de hiçbir zaman olmayacaktır. Bu da Amerika'nın iyi yönü."
''TÜRKİYE ÇOK DAHA ÖZGÜR''
McCarthy, Türklerin kendi tarihlerini ve özellikle de Türkler ile Ermeniler arasında yaşanan olayları öğrenmelerini gerektiğini aktardı.
Tarihin derinliğine ve doğru bir şekilde öğretilmesi gerektiğini vurgulayan McCarthy, "Eğer bir meselenin iki tarafı varsa, bunlar da tartışılmalı ancak doğrusunu söylemem gerekirse, Türkiye'de herhangi bir kitapçıya girdiğimde Taner Akçam'ın kitaplarını görüyorum.Ermenistan'da bir kitapçıya girdiğimde Justin Mccarthy'nin kitaplarını görüyor muyum Kesinlikle hayır. Türkiye çok daha özgür bir yer" şeklinde konuştu.
McCarthy, dinleyicilerden gelen bir soru üzerine de "Ermeni milliyetçilerin 3 amacı var. Birincisi, Türkiye'nin bir soykırımın gerçekleştiğini kabul etmesini istiyorlar. İkinci olarak, Türkiye'nin 80 milyar doları aşkın bir tazminat ödemesini istiyorlar. Üçüncü olarak da Türkiye'nin ErmenistanCumhuriyeti'ne Erzurum, Bitlis, Van, Trabzon ve Tunceli'yi de içine alan bir toprak parçasını vermesini istiyorlar" yanıtını verdi.
''MÜSLÜMANLARI KOVMAK YA DA ÖLDÜRMEK''
McCarthy, Ermenistan'daki milliyetçilerin bu taleplerinin yaratacağı sonuçları konusunda dürüst olmadığını belirterek, "Türkiye'den talep edilen topraklarda, bütün dünyadaki Ermeni nüfusunun iki katından daha fazla Müslüman yaşıyor. Demokrasilerde bir adam, bir oy ilkesi vardır.Söz konusu topraklarda yeni bir Ermenistan yaratmanın tek yolu da Müslümanları kovmak ya da öldürmek olabilir. Başka yolu yoktur. Ermeni milliyetçileri dürüst olurlarsa gerçek isteklerinin de bu olduğunu kabul edeceklerdir" diye konuştu.
Türkiye'de Ermeni meselesiyle ilgili pek çok konferans yapıldığını ve buralarda"soykırım" tezinin savunulabildiğini belirten McCarthy, şöyle devam etti:
"Bu, Türkiye'nin özgür bir ülke olduğunun kanıtı. Bu iyi bir şey ancak daha da iyisi, bunu söyleyen insanların bu konuyu bizimle yüz yüze tartışacak cesarete sahip olması olurdu.Tartışmaktan kim korkar Kaybedeceğini bilenler."
''ABDÜLHAMİT İYİ DİPLOMATTI''
McCarthy, bir soru üzerine, Sultan 2. Abdülhamit'in, döneminde iyi bir diplomasi yürüttüğünü belirterek, "Abdülhamit'ten hoşlanabilir veya hoşlanmayabilirsiniz ancak bir şey kabul etmelisiniz ki iyi bir diplomattı. 'Tamam, bir şeyler yapacağız ama yavaş yavaş' diyecek kadar akıllı biriydi.Osmanlı Bankası'nın Ermeniler tarafından basılmasını insanlar çoğunlukla sadece bir baskın zannediyor, halbuki banka bombalandı, bütün İstanbul'da bombalar patladı, insanlar öldü. Abdülhamit o ortamda sükuneti sağlamayı başardı. Tabii yarın gazetelerde 'McCarthy Abdülhamit'i çok sevdiğini söyledi' diye haberler de çıkmasın" diye konuştu.
Justin McCarthy, konferansın ardından okuyucuları için kitaplarını imzaladı.