Özgecan'ı öldürmeye birlikte karar vermişler !
Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili davada gerekçeli karar açıklandı.
Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi, üniversite öğrencisi öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili 3 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdiği kararın gerekçesini açıkladı.
Mahkeme tarafından hazırlanan 74 sayfalık gerekçeli kararda, savcılığın davaya ilişkin iddianamesine, sanıklar Ahmet Suphi ve babası Necmettin Altındöken ile Fatih Gökçe ve tanıkların ifadeleri ile delillere yer verildi.
Olayın detaylarıyla anlatıldığı kararda, okuldan çıktıktan sonra bir arkadaşıyla Tarsus ilçesindeki alışveriş merkezine giden Özgecan Aslan'ın, evine dönmek üzere yolcu taşımacılığı yapan sanık Ahmet Suphi Altındöken'in minibüsüne bindiği, aracın normal seyrinde E-5 karayoluna çıktığı, daha sonra Mersin istikametine doğru ilerlerken birden sanığın aracı otoban bağlantı yoluna doğru sürdüğü belirtildi.
Sanık Ahmet Suphi Altındöken'in Aslan'ın tepkisine rağmen aracın kapılarını açmadığının anlaşıldığı ifade edilen kararda, "Sanığın aracı yolun kenarına tenha bir yere çekerek durdurduğu, böylelikle mağduru hürriyetinden yoksun kıldığı, akabinde maktule nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu" bilgisine yer verildi.
Maktulün sanığa direndiği ve yüzünü tırnakladığı kaydedilen gerekçeli kararda, sanığın Aslan'ı darbettiği, bu darbelerin etkisiyle genç kızın aracın koridorundaki demir aksamlara çarparak baygınlık geçirdiği bildirildi.
Kararda, "Nitelikli cinsel saldırı suçu için maktulün hürriyetini tahdit ettiği de dikkate alındığında sanık Ahmet Suphi'nin cinsel amaçlı, cebir, tehdit ve hile kullanarak hürriyeti tahdit ile insanların toplu yaşama zorunluluğunda bulunduğu halk otobüsü gibi bir yerin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediği anlaşılmaktadır" değerlendirmesinde bulunuldu.
Öldürüp, delilleri yok etmeye çalıştılar
Panikleyen Altındöken'in daha sonra arkadaşı Fatih Gökçe'yi aradığı ve ne yapacaklarına karar vermek üzere üniversite yerleşkesi yakınlarındaki ıssız alana gittikleri belirtilen kararda, sanıklardan Gökçe'nin, olaydan haberi olmadığı kanaatine varılarak hakkında ek takipsizlik kararı verilen tanık Osman T'den benzin istediği, şahsın benzini getirmesinin ardından sanıkların, Altındöken'in babası Necmettin Altındöken'in evine gittikleri kaydedildi.
Altındöken'in, babasına, "Arabada kavga ettiğim birisi yatıyor, öldü mü, kaldı mı, bilmiyorum" dediği, yaptıkları kontrolde Aslan'ın halen yaşadığı ve kendisinden gelen hırıltıyı fark ettikleri aktarılan kararda, Ahmet Suphi Altındöken'in eve çıkarak üzerini değiştirip, elini ve yüzünü yıkadığı bilgisine yer verildi.
Kararda, Gökçe'nin minibüse girdiği ve nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Sanık Gökçe cinsel saldırı suçunu işlemediğini belirtmiş ise de sanık Ahmet Suphi Altındöken ile eskiye dayalı sıkı dostlukları bulunması, başının belada olduğunu duyduktan sonra bir telefonla hemen yardımına gitmesi nazara alındığında, sanık Altındöken'in, sanık Gökçe'ye iftira atması için sebep bulunmadığı, ayrıca olayı haber almasından sonra özellikle maktulün öldürülmesi, bileklerinin kesilmesi ve yakılarak suç delillerinin gizlenmesindeki gayreti, hayatın olağan akışına göre maktule karşı suç işlemeyen kişinin sırf arkadaşı için yapabileceği yardım olarak değerlendirilememiştir."
Gerekçeli kararda, sanıkların maktulü öldürme ve delilleri yok etme konusunda hep birlikte plan yaptıkları aktarılarak, sanıklardan Gökçe'nin minibüste maktule cinsel saldırı eylemini gerçekleştirmesi karşısında kendisinin de delil bırakmış olabileceği şüphesiyle sanık Ahmet Suphi Altındöken'e, "Başladığın işi bitir, öldür, sen kimliğini kızın parmakları arasında bıraktın, oradan her türlü seni bulurlar, bileklerini kes" dediği, sanık Necmettin Altındöken'in bu sözü duymasına rağmen karşı davranış göstermediği, sanıkların hepsinin maktulden gelen hırıltıyı duydukları vurgulandı.
Maktulün yakılması konusunda da sanıkların fikir birliğine vardığı bildirilen kararda, şu ifadelere yer verildi:
"Sanık Ahmet Suphi'nin işlemiş olduğu cinsel saldırı ve hürriyeti tahdit suçlarını gizlemek için canavarca hisle ve eziyet çektirerek, baygın olması sebebiyle kendisini savunamayacak durumdaki maktule karşı kasten öldürme suçunu işlediği, sanık Gökçe'nin işlemiş olduğu nitelikli cinsel istismar suçunu gizlemek için canavarca hisle ve eziyet çektirerek, baygın olması sebebiyle kendisini savunamayacak durumda bulunan maktule karşı kasten öldürme suçunu işlediği, sanık Necmettin'in ise yine diğer sanıklarla konuşmalarında müsnet cinsel saldırı suçunu gizlemeye dönük öldürme fiillerinde bizzat yanlarında bulunarak, maktulün sanık Ahmet Suphi tarafından bıçakla boğazının ve bileklerinin kesildiği sırada can çekişme seslerini duymasına rağmen engel olmayarak, maktulün kesilen bileklerini saklayarak, öldürülme fiilinin başından sonuna kadar diğer sanıklarla fikir birliğiyle hareket edip fiile ortak hakimiyet kurarak, diğer sanıklarla, onların cinsel saldırı suçlarını gizlemek için canavarca hisle, baygınlığı sebebiyle kendisini savunamayacak durumdaki maktule karşı kasten öldürme suçunu işlediği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur."
Gerekçeli kararda, sanıklara verilen cezalara ilişkin detaylar da yer aldı.
Verilen cezalar
Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 Aralık'taki duruşmada, sanıklardan Ahmet Suphi Altındöken'in "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs ve cinsel saikle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve çeşitli suçlardan 27 yıl hapisle cezalandırılmasına karar vermişti.
Mahkeme heyeti, Fatih Gökçe'nin "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, nitelikli cinsel saldırı, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve çeşitli suçlardan 24 yıl hapisle cezalandırılmasını kararlaştırmıştı.
Mahkeme, baba Necmettin Altındöken'i ise "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmıştı.