Küçük Ahmet tedavi edilmezse ölecek

Afyonkarahisar’da mermer fabrikasında çalışan baba, bir tür kas hastalığına yakalanan 8 yaşındaki çocuğunu tedavi ettirmek için hastane hastane geziyor.

Afyonkarahisar’ın Bayat ilçesine bağlı Sağırlı Köyün’de yaşayan Ahmet Oruç Bostan, henüz 8 yaşında. Bundan iki yıl önce okulda arkadaşlarından geri olduğu için öğretmeninin fark etmesi üzerine muayene edilen çocuğun, bir tür kas hastalığı olan tıp dilinde Musküler Distrofi adı verilen hastalığa yakalandığı anlaşıldı. Doktorların, çare bulunamayan küçük Ahmet’in 12-13 yaşlarında tamamen yürüyemeyeceğini, 20’li yaşlarda da hayatını kaybedebileceğini bildirmesi aile yıktı. Hangi doktora gittilerse hep olumsuz cevap alan aile, hastalığın Türkiye’de tedavisinin olmadığını ancak Almanya’da bir tedavi yöntemi olduğunu öğrendi. Ahmet’in anne ve basası oğulları için aç ve açıkta kalmaya da razı ancak Almanya’da tedavi ettirecek maddi imkânları olmadığı için elleri, kolları bağlı kendilerine uzanacak bir yardım eli bekliyorlar.

“Kardeşim gibi koşamıyorum ben diyor”

Anne Nuray Bostan, çocuğunun arkadaşları gibi koşup oynayamadığını ve bisiklet süremediği içinde çok üzüldüğünü belirterek, “Oğlumun biraz yürüme sıkıntısı var bacaklarında. Çocuğumun yürümesi için ilacı, tedavisi varsa başka yerlerde onlardan yardım istiyorum. İki seneye giriyor, iki senedir böyle çocuğum yürüyemiyor, bacaklarından rahatsız oluyor. İlk önce Eskişehir Osmangazi’ye götürdük, oradan İzmir Tepecik Hastanesi’ne götürdük. Ondan sonra geldik Afyon’a, ’Ankara var Ankara’ya götürün’ dediler. Ankara GATA’ya götürdük. İşte ilacı var ama buralarda değil, tedavisi yok diyorlar. Dış ülkelerde her halde var. Çocuğumun hapı, ilacı varsa ilaç istiyorum başka kimseden bir şey istemiyorum. Arkadaşlarıyla oynaşmaya çalışıyor ama onlar gibi fazla koşamıyor, onlar gibi bisiklet süremiyor ve onlara falan çok üzülüyor. Ağlıyor, çok ağlıyor, üzülüyor yapamıyorum ben, koşamıyorum diyor, kardeşim gibi koşamıyorum ben diyor. Onun için bizde üzülüyoruz” diye konuştu.

“Dediler ki bu çocuğun tedavisi yok. Ama sadece geciktirici, tamamen silme yok. Zaten silinmeyen bir hastalık”

Baba İsmail Bostan ise 4 çocuğundan biri olan oğlunu tedavi ettirmek için gösterdiği çabayı anlatarak nereye gittiyse bir sonuç alamadığını belirtti. Bostan, “İscehisar’da mermer fabrikasında çalışıyorum, asgari ücretle çalışıyorum. Bundan başka 3 tane daha çocuğum var. Bu 1. sınıf okula başladığında hocası buna ’hal ve hareketleri zayıf’ dedi. Ben bunu hastaneye götürdüm, orada MR çektirdim. Bize dediler bir şey yok, bu çocuk sağlam. Kan tahlili yaptılar onda da bir şey çıkmadı. Tekrar biz hocasına gittik, hocası dedi tamam bir şey yoksa. Aradan 1 hafta sonra tekrar bir daha düştü. Kafası kaşından itibaren komple yüzüldü. Yine işten geldim bunu hastaneye götürdüm getirdim. Öğretmen dedi siz bu çocuğu tedavi ettirmiyorsunuz. Ben bunu araştırma hastanesine götürdüm ve orada Deniz isminde bir doktor bizim bu hastalığın burada yapılamayacağı, İzmir Tepecik hastanesine sevk etti. Ben önce Eskişehir Osmangazi Araştırma ’ya gittim. Osmangazi’de bunu muayene ettiler 5-6 doktor heyet gibi. Kan tahlili verdik, bir ay sonra sonucun çıkacağını söylediler. Yemedim, içmedim İzmir’e götürdüm. İzmir’de benden aynı kan tahlilini bir daha istediler. Kan tahlilini yine aynı gün Afyon’a geldim gece otobüsle, aynı gün sabah da Eskişehir’e gittim. Oradan raporu aldım aynı gün tekrar İzmir’e gittim. İzmir’de bana dediler ki bu çocuğun tedavisi yok” dedi.

“12-13 yaşında yatalak olur, 20 yaşında da ölür dediler” 

Doktorlar tarafından oğlunun tedavisinin Almanya’da olduğunun söylendiğini belirten Bostan, tedavi edilmezse 8 yaşındaki Ahmet’in 20 yaşına geldiğinde öleceğinin söylendiğin dile getirdi. Oğlu için aç kalmaya razı olduğunu belirten Baba İsmail Bostan şu ifadelere yer verdi: 

“Yine benim için elvermiyor, Isparta’ya da götürdüm Süleyman Demirel Üniversitesi’ne orada da dediler bunun tedavisi yok. En son emekli olmuş bir milletvekilinin sayesine Ankara GATA’ya götürdüm seçimlerden 20 gün önce. Orada dediler buna su tedavisi uygulayacağız, yüzdüreceğiz. Peki, tedavisi var mı hocam? Tedavisi yok dediler. Nerede var? Almanya’da. Yani benim elimden gelen bu. Bir kırık arabam var, bir de kırık traktörüm. Onu satsam Almanya’ya götürür müyüm? Belki götürürüm ama tedavisi ettiremem. Bilmediğim yer. Yetkililerden ben maddi olarak hiç bir şey istemiyorum. Benim çocuğumun muayenesini yaptırıversinler, nerede tedavi ediliyorsa oraya götürüversinler bana yeter. Ben mahşer gününe kadar aç kalayım. Eğer tedavi edilmezse 12-13 yaşlarında yatalak olur, daha bu ağırlaşırsa 20 yaşında vefat eder dediler. O benim çok zoruma gidiyor. Yapacak bir şey yok, Rabbim kimseye evlat acısı yaşatmasın." 

Sonraki Haber