İstanbul'u kana bulayacaklardı! 100 dolara anlaşmışlar
İstanbul'da 15 Temmuz Demokrasi Otogarı'nda 5 kilogram patlayıcıyla yakalanan 3 kişi hakkında 39,5 yıla kadar hapis istendi. Zanlıların 100 dolar karşılığında bombayı taşıdığı ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nca hazırlanan 19 sayfalık iddianamede, Kovid-19 salgını sebebi ile kapanma öncesi yoğun insan ve araç trafiği oluşması öngörülen yerlerde denetimlerin sıklaştırıldığı, bu kapsamda terör örgütleri tarafından eylem yapma fırsatına dönüşmemesi için de 28 Nisan 2021'de Büyük Esenler Otogarı'nda İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince çalışmalar yapıldığı belirtildi. Olay günü şüpheli davranışlar sergileyen ve kontrol için yaklaşan polislerden kaçan şüphelilerden Ramazan Arslan takip sonucunda yakalandığı, kaçarken yol kenarına bıraktığı siyah renkli spor çanta içerisinde yapılan kontrollerde bomba olduğu değerlendirilen malzemeler ele geçirildiği kaydedildi. Bulunan bomba nedeniyle soruşturmanın derinleştirildiği, kaçan şüpheli İbrahim Zal'ın ise uzun yol otobüs firmasına ait bir araç içerisinde yakalandığı anlatıldı.
DİĞER ŞÜPHELİ TESLİM OLDU
Çantada sigara paketlerinin olduğu, paketlere bakıldığında içerisinde sert, metal parça bulunduğu, bunun patlayıcı olabileceği değerlendirilerek Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ile Bomba İnceleme ve İmha Şube Müdürlüğü'ne haber verildiği belirtildi. İddianamede, şüphelilerin çantayı teslim edecekleri ismin şüpheli Yaşar Samur olduğunu söylemesi üzerine arama çalışmaları yürütüldüğü ancak şüphelinin o esnada kendisinin teslim olduğu kaydedildi.
6 EL YAPIMI BOMBA ELE GEÇİRİLDİ
Bombalar üzerine uzmanlarca yapılan incelemede 3 adet uzaktan komutalı, 1 adet zaman ayarlı ve 2 adet harekete duyarlı/tuzaklı olarak tasarlanan içerisinde patlayıcı maddelerden yapılan tartı tutanağına göre 4.707 gram PETN maddesi bulunan bomba olduğu ve canlılarda öldürücü ve yaralayıcı, çevrede ise yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliğe sahip olduğunun belirlendiği belirtildi. Ele geçirilen malzemelerde iki şüphelinin de parmak izlerinin tespit edildiği, bomba malzemelerinin Ankara Kriminal Daire Başkanlığınca yapılan incelemesinde PKK/KCK silahlı terör örgütü tarafından hazırlanan bombalara benzer nitelikte olduğu da vurgulandı.
KURYE VASITASIYLA GÖNDERİLMESİ AMAÇLANDI
Bombalar üzerindeki tanımlı telefonlardaki sim kartların HTS incelemesi sonucunda sinyallerin ilk kez Şanlıurfa Suruç üzerinde alındığı, şüpheli İbrahim Zal'a bombayı teslim eden şahsın kullandığı GSM hattının ilk kez Hatay sınır bölgesinde baz vermesi birlikte değerlendirilerek bombanın Suriye'de hazırlanarak kuryeler vasıtasıyla İstanbul'a gönderildiği kaydedildi. İddianamede, Suriye bölgesinde etkin olan YPG'nin PKK'nın Suriye kolu olduğu düşünüldüğünde kriminal dairece yapılan bomba irtibat raporunun güvenilir tespitlere dayandığı" belirtilerek hazırlanan bombanın Suriye Kamışlı'da bulunan Esat Köksal'ın cezaevinden arkadaşı olan Yaşar Samur ile irtibat kurması sonucu, İbrahim Zal'ın beyanına göre Arapça konuşan kurye vasıtasıyla Yaşar Samur gönderilmesinin amaçlandığı anlatıldı.
"BOMBA DEĞİL, SİLAH SANIYORDUK"
Şüpheli Ramazan Arslan'ın ifadesinde, PKK ya da başka bir örgütle alakasının olmadığını söylediği, Yaşar Samur ile yaklaşık 2 ay önce İbrahim Zal aracılığı ile tanıştığını, çanta içerisinde bomba olduğunu bilmediğini, silah sandığını, çantayı biz Yaşar Samur'a teslim edeceklerini söylediğine yer verildi. Şüpheli İbrahim Zal'ın da PKK ile alakasının olmadığını, Yaşar Samur ile işyerinde tanıştığını, Samur'un olay günü arayarak korona olduğunu söylediğini, kendisi için emanet getirmesini istediği, emanetten kastın silah olduğunu düşündüğünü, emanetini aldıktan sonra evinin oraya gelip kendisine bırakmasını söylediğini belirttiği kaydedildi. Şüpheli Zal, "Yakalanmamıza sebep olan çantanın içerisinde bomba malzemesi olduğunu bilmiyordum. Bilmiş olsam ne olursa olsun bu işlere girmezdim. Yakalanmasaydık bu çantayı Yaşar ağabeye verecektik" dediği de anlatıldı. Şüpheli Yaşar Samur'un ise ifadesinde, cezaevinden arkadaşı Esat Köksal'ın "Harem'de bir emanetim var, onu alabilir misin" dediğini, emanetin silah olduğunu söylediğini, sonrasında İbrahim Zal'ı arayarak emaneti almasını istediğini belirterek "Emanetin silah olduğunu sanıyordum. Beni, İbrahim Zal ve Ramazan Arslan'ı bilinçsizce kandıran Esat Köksal'dır. Bu işi sadece para kazanmak amaçlı silah olduğunu düşünerek yaptım" dediği yer aldı.
100 DOLAR KAZANMAK AMACIYLA TAŞIMIŞLAR
İddianamede, şüpheliler Ramazan Arslan ve İbrahim Zal'ın malzemeyi 100 dolar kazanmak amacıyla taşıdıklarını beyan ettikleri, şüphelilerin örgüt irtibat ve iltisakları bulunduğuna ya da silahlı örgüt adına suç işlediklerine ilişkin delil olmadığı kaydedildi. Şüpheli Yaşar Samur'un şüpheli Zal'ı kurye olarak kullandığı, Samur'un gelip teslim olduğu an öncesinde telefonunu sıfırladığına ilişkin beyanı ve bu beyan ile uyumlu dijital inceleme raporu, teslim alacağı malzemeyi silah olarak düşünmesi değerlendirildiğinde, örgüt irtibat ve iltisak silahlı örgüt adına suç işlediği öne sürüldü.
AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE YARGILANACAK
İddianamede, şüpheliler İbrahim Zal, Ramazan Arslan'ın, "Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi" suçundan 4 yıldan 8 yıla kadar, şüpheli Yaşar Samur'un ise "Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi" ve "Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım" suçlarından 19,5 yıldan 39 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianame kabul edilirse şüpheliler İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanacak.