Engelli kız çocuğuna istismarda mide bulandıran savunma
İzmir’de zihinsel engelli kıza cinsel istismarda bulunan sanığın mahkemedeki savunması mağdur Y.Ö.’ye sinir krizi geçirtti.
İzmir'de, yüzde 70 zihinsel engelli olan Y.Ö.'ye (25) cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 18 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan E.B. (32), "Zihinsel engelli olduğunu biliyordum. Ancak engel düzeyinin çok olduğunu bilmiyordum. Biz konuşurken birbirimizi anlıyorduk. Y.Ö., bana 'Biz seninle nasıl olsa evleneceğiz ben senin karın olmak istiyorum' dedi. Ben de nasılsa evleneceğiz diye kabul ettim. İlişkiye girdik" dedi. Bu sırada sinir krizi geçiren mağdur Y.Ö., salondan dışarıya çıkarıldı. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluğunun devamına karar verdi, duruşma ertelendi.
Karşıyaka'da geçen 7 Nisan'da, dışarıdan eve gelen yüzde 70 zihinsel engelli kızı Y.Ö.'nün davranışlarından şüphelenen anne D.Ö., ne olduğunu sorduğunda "Araba çarptı" cevabını aldı. Ancak D.Ö., kızının cinsel bölgesinde kanama olduğu görünce, önce doktora götürdü, sonra da polise başvurdu. Y.Ö., polis merkezinde cinsel istismara uğradığını söyledi, verdiği eşkalden yola çıkan polis ekipleri, kısa sürede sanık E.B.'yi evinde yakaladı. Emniyette suçlamaları kabul etmeyen E.B., "Ben hiçbir şekilde Y.Ö.'yü zorlamadım" dedi. Doktor muayenesinin ardından, Y.Ö.'nün bedensel ve ruhsal açıdan kendini savunacak durumda olmadığının ve cinsel bölgesinde zorlanmaya bağlı yırtık tespit edildiğinin belirtilmesinin ardından, E.B. tutuklandı. Sanık hakkında 'nitelikli cinsel saldırı', 'cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 18 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
'ZİHİNSEL ENGELLİ OLDUĞUNU BİLİYORDUM'
Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına tutuklu sanık E.B., mağdur Y.Ö., annesi D.Ö., sanık avukatı Hasan Yaylagül, mağdur avukatı İbrahim Erdem Aşçı katıldı. Mağdur Y.Ö.'ye cinsel istismarda bulunmadığını öne süren sanık, "Zihinsel engelli olduğunu biliyordum. Ancak engel düzeyinin çok olduğunu bilmiyordum. Biz konuşurken birbirimizi anlıyorduk. Y.Ö., bana 'Biz seninle nasıl olsa evleneceğiz ben senin karın olmak istiyorum' dedi. Ben de nasılsa evleneceğiz diye kabul ettim. İlişkiye girdik. Hiçbir şekilde Y.Ö.'yü zorlamadım" dedi.
Bu sırada sinir krizi geçiren mağdur Y.Ö., salondan dışarıya çıkarıldı.
'EN AĞIR CEZAYI İSTİYORUM'
Sanığın yalan söylediğini öne süren anne D.Ö. ise "Annem hasta olduğu için ben anneme gitmiştim. Kızımı da götürdüm. Kızım balık almak için dışarı çıkmış. Sanık balık alıncaya kadar kızımı takip etmiş. Kızımı alıp, evine götürmüş. Kızım eve geldiğinde korkudan sapsarı kesilmişti. Kızıma ne olduğunu sorduğumuzda 'Araba çarptı' dedi. Ben de 'Nerene çarptı bakayım' dedim. Baktığımda kızımın cinsel bölgesine çocuk elbisesi koymuşlar, kızımın kanaması olmuş. Doktora götürdüm ve polis çağırdık. Benim iki kızım da zihinsel engellidir. Ben onları kesinlikle evlendirmem. Sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Sanık ile aynı ortamda bulunmak istemiyorum. Kızım da istemiyor" diyerek duruşma salonundan ayrıldı.
Adli Görüşme Odası'nda mağdur ile görüşen pedagog, zihinsel engelli Y.Ö.'nün sağlıklı bir ifadeverebilecek zihinsel olgunluğa ve kendisini ifade etme yetisine sahip olmadığı yönünde görüş bildirdi.
Duruşma savcısı dosyadaki eksikliklerin giderilmesi ve sanığın tutukluluk halinin devamı yönünde talepte bulundu. Mahkeme heyeti, savcının talebini yerinde bulup, bu doğrultuda karar vererek duruşmayı erteledi.