Devlet okullarında yine kayıt parası skandalı
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı anaokulu, ilkokul ve ortaokullarda bağış adı altında fahiş miktarda kayıt parası talep ediliyor. Okul idareleri tarafından yasaya aykırı bir şekilde zorla toplanan bu kayıt paraları velilerin tepkilerine neden oluyor.
SoL’da yer alan habere göre; devletin kendi haline terk ettiği ve sağlaması gereken temel ihtiyaçlardan yoksun bıraktığı okullarda veliler çocuklarının eğitim hakkının engellenmesi tehdidiyle karşı karşıya bırakılıyor.
İstanbul Şişli’de bulunan 2 okulda ortaokul kademesi için 40 bin lira, ilkokul kademesi için 30 bin lira talep edildiği iddiası gündeme bomba gibi düştü. Hatta okullardan kayıt ücretlerinde "ikincisi yüzde 25 indirimli" kampanyası dahi başlatılmış durumda.
soL Haber’e konuşan bir veli biri ilkokul, biri ortaokul çağındaki iki çocuğunu okullara yazdırmak istedi. Okul idaresi tarafından veliden toplam 60 bin lira talep edildi.
Bir diğer veli, yine İstanbul Şişli'de bulunan bir ortaokul için de 60 bin lira bağış talep edildiğini belirtti.
Yine İstanbul Şişli'de bulunan bir başka ilk okul da kayıt için fahiş miktarda para isteyen okullardan bir diğeri. Burada velilerden istenen kayıt ücreti 30 bin lira.
“40 BİN LİRA VERİN VEYA İKİ SINIFA KLİMA TAKTIRIVERİN”
Başka bir veli, bağış adı altında talep edilen kayıt paralarının okulun bulunduğu semte, ailenin maddi durumuna göre değişkenlik gösterdiğini dile getirdi. Çocuğunu şu anki okulundan başka bir ilkokula nakletmek istediğini, fakat gittiği ilkokulda kendisine ya 40 bin lira ödeme ya da iki sınıf için klima bağışlama seçenekleri sunulduğunu belirtti. Veli, "Nakil yaptıramadım" dedi.
Tüm bu gayriresmi haraç uygulaması, kayıt yaptırdıktan sonra da bitmiyor. Bazı okullarda, kayıtlı çocuğunuz için sınıf ve öğretmen seçiminde bulunmak istediğinizde, tüm kayıt ücretlerine ek olarak 20 bin lira talep ediliyor.
Kayıt parası ödemeyi kabul etmeyen bir aile, çocuklarına yönelik ayrımcılık uygulandığı aktardı.
Ailenin çocuğu, İstanbul Beyoğlu’nda bir ilkokula gidiyor. Aile kayıt parası ödemeyince, çocuk, arkadaşları önünde tahtaya kaldırılarak aşağılanıyor: “Gerek kayıt süreçlerinde gerekse sonrasında devlet görevini yerine getirmiyor. Devlet okullarında para talep edilmesi anayasaya aykırı. Okul idarecileri devletten yardım alamıyoruz diyerek el altından bağış adı altında yüklü kayıt paraları talep ediyor."
Aile, kendisini iki arada bir derede kalmış hissediyor: "Bu masrafları karşılayabilir durumda değiliz. Öte yandan bu paraları ödeyemediğimiz için çocuklarımız huzursuz ediliyor.”
ANAYASAYA AYKIRI
Avukat Volkan Bora Uğur, konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, olayın yasalara aykırılığına dikkat çekti:
“Anayasanın 42. maddesinde ‘İlköğretim kız ve erkek çocuklar için zorunludur ve devlet okulları parasızdır’ ibaresi yer almaktadır. Ayrıca MEB Okul Aile Birliği Yönetmeliğinde velilerin hiçbir şekilde bağış yapmaya zorunlu tutulamayacağı da yazmaktadır."
Söz konusu yönetmelik, okul aile birliklerinin bağış toplamasını yasaklamıyor, bağışın zorunlu kılınmasını yasaklıyor. Av. Uğur'a göre burada iki noktanın altını çizmek gerekiyor:
"Birincisi, Okul Aile Birliği çoğu örnekte okulun ihtiyaçlarını karşılamak için bağışlarla bir bütçe yaratmaya çalışıyor. Ancak hijyen, güvenlik, kırtasiye gibi temel ihtiyaçların karşılanması kimsenin inisiyatifine bırakılmamalı, velilerin sırtına bir yük olarak bindirilmemelidir. Okulların ihtiyaçları için Bakanlık bütçe aktarmalıdır. Burada sosyal devlet ilkesi gereği devlet, öğrencilere eğitimde fırsat eşitliği ve çağdaş standartlarda bilimsel, laik parasız eğitim alma hakkını sunmak zorundadır. Bu çok temel bir insan hakkı olup devletin uluslararası hukuktan ve Anayasa’dan kaynaklanan sorumluluğunu ısrarla vurgulamalıyız."
Zorunlu bağışın okul idareleri tarafından suistimal edildiğini söyleyen Av. Uğur şunları ekledi:
"Ortaya çıkan fahiş rakamlar ve usulsüzlükler bunun en büyük kanıtıdır. Aileler hiçbir şekilde hukuksuz olarak talep edilen bu bağışları ödemek zorunda değiller."
Devlet okullarında ortaya çıkan bu tablonun sebebi, yalnızca AK Parti hükümetinin okullara gerekli bütçeyi aktarmaktan kaçınması değil. Bir diğer sebep, AK Parti'nin uzun yıllara yayılmış olan, çocukları imam hatip okullarına gitmeye mecbur bırakma politikası.
Mevcut durumda İstanbul'da aileler, çocuklarını ancak ikamet ettikleri bölgelerdeki okullara kaydedebiliyor. Fakat yıllar içinde çok sayıda okulun imam hatibe çevrilmesi nedeniyle birçok aile için bu okullar, tek erişilebilir seçenek. Servis paralarının fahiş fiyatlara ulaşmış olması da bu durumu tetikliyor.
Bu yüzden aileler yakın bölgelerdeki okullara yöneliyor. Fakat kayıt parasındaki "esnaflık" içgüdüsü burada da devreye giriyor. İkamet ettiği bölgedeki imam hatip okulundan kaçınmak için, çocuğunu yakındaki bir başka okula kaydettirmek isteyen ailelerden talep edilen kayıt parası da daha fazla oluyor.