Aile katliamının perde arkası...
Gaziantep'te yaşanan aile katliamının ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı.
Gaziantep’teki katliamın sırrı çözülüyor. Tuğba, 1.5 yıl önce tanışıp evlendiği Yusuf’un nikâhsız eşi ve 2 çocuğu olduğunu öğrenince ailesine sığındı, tehdit edildi, koruma aldı. Ama yetmedi. Silahla 1 hafta dolaşan koca, karısı dahil 9 kişiyi öldürdü ve kaçtı.
Hürriyet'ten Gülden Aydın'ın haberine göre; TUĞBA, Şanlıurfa Suruçlu. Annesi Kudret ile babası Ahmet Taş boşanmış. Velayeti babasında olsa da annesi ile birlikte Gaziantep’te yaşıyordu. Yusuf’la, 2014 sonbaharında hastalanan annesi Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tedavi olurken tanıştı. Yusuf’un annesi Zeynep ile babası Halil Taş da aynı hastanede tedavi oluyordu. Karayavaşlı Yusuf, 4 kardeşin en büyüğü. 16 yaşında gittiği İstanbul’dan, yıllık izinlerinde ve bayramlarda dönüyordu. Kendisi de, anne-babası da Tuğba’yı ilk görüşte beğendi. Soyadı benzerliği de aralarında espri konusu oldu. Kısa süre sonra Karayavaş’ta düğünleri yapıldı.
Yusuf, resmi nikâh kıyarak evlendiği Tuğba’yı, 1 hafta sonra İstanbul’daki evine götürdü. Tuğba kapıdan girdiğinde evde bir kadın ve 2 de küçük çocuk olduğunu gördü.
YUSUF İKİ EŞ İSTİYORDU
Kadının imam nikâhlı eş olduğunu öğrenen Tuğba’nın itirazı Yusuf’u öfkelendirdi. İlk dayağını sonrakiler takip etti. Tuğba, Gaziantep’e kaçmanın yollarını aradı. 4 ay sonra babasının evine geldi. Babası da alıp Yusuf’un babasının evine bıraktı. Yusuf’un babası, Tuğba ile annesini İstanbul’a gönderdi ancak Yusuf, ilk eşinden ayrılmıyor, iki eşli hayatta ısrar ediyordu. Tuğba’nın annesi, kızını bırakıp döndü.
SAVCILIK’TAN KORUMA İSTEDİ
Tuğba, şiddetlenen işkenceye daha fazla dayanamadı, yine kaçtı. Bu kez doğrudan Gaziantep Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdu. Şubat 2015’te savcılık kararıyla iki aylık koruma verildi. Bu süre içinde Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü yetkilileri, Tuğba ile bağlantı kurdu. Koruma süresi biterken, ikinci kararın acilen çıkarılması için başvurmasında ısrar ettiler. Tuğba o günden sonra telefonlara çıkmamaya başladı. Israrlı aramaların sonunda ise “Sorunlarımı çözüyorum. Desteğinize ihtiyacım yok. Yusuf’la barışacağız” dedi.
4 ay önce kaçıp geldiğinde Tuğba bu kez boşanma davası açmaya kararlıydı. Mahkemeye başvuracaktı. Annesiyle yaşamaya başladı. Eşinden boşanan teyzesi Şenel Çakmak’la sık sık görüşüyordu. Perşembe akşamı teyzesi çağırdı. Teyzesiyle sohbet ederken gece yarısı demir kapı yumruklanmaya başlandı. Kuzenleri Ahmet Can ve 1.5 yaşındaki Belinay ile Yusuf’un kuzeni Turan Taş uyuyordu. Kapıyı Tuğba’nın teyzesi açtı. Yusuf içeri daldı ve tabancasıyla ateş etmeye başladı. Minik kız çocuğunun dışında hiçbirine acımadı.
SONRA AMCASININ EVİNİ BASTI
Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde yaşayan amca Mustafa Taş, yeğeni Yusuf’un Tuğba’ya zulmetmesini başından beri eleştiriyordu. Yusuf’un ikinci adresi amcasının evi oldu. Yataktan fırlayan amca kapıyı açtığında tartışmaya başladılar. Amcayı öldüren silahın sesini duyan oğlu Furkan pencereden atlayıp kaçmaya çalışsa da kurşundan kaçamadı. Yusuf ardından içeriye girip diğer üç kişiyi de öldürdü. Arkasında 5 ölü bırakıp kaçtı.
Katliamın yaşandığı Düztepe Mahallesi, Sam Mahallesi ve Karayavaş Köyü’ndeki akrabaları Yusuf’u ve ikinci eş olduğunu bilmeden evlenen, öldürülen eş Tuğba’yı anlattı.
BABASININ TABANCASINI ELİNDE DOLAŞTIRMIŞ
Yusuf’un amcası, yengesi ve kuzenleri, cinayet silahı olan Glock marka tabancanın, Yusuf’un babası Halil Taş’a ait olduğunu söylüyorlar. “O tabancadan alındığı günden beri haberimiz vardı” diyorlar; “Oğlu gelip kutudaki tabancayı almış, bir hafta boyunca elinde dolaşmış. Babasının hiç haberi olmaz mı?” sorularına yine kendileri cevap veriyorlar: “Olacakları biliyordu, sessiz kaldı.”
‘GELSİN BİZİ DE VURSUN’
Yusuf, seri katliamından bir hafta önce Karayavaş Köyü’ne geldi. Amcası Ali Taş’ın eşi Iraz Taş’ın karşısına çıktı. Elinde, babası Halil Taş’a ait Glock marka tabancayı doğrulttu: “Tuğba’yı eve getiriyormuşsunuz. İki oğlunu, gelinini öldüreceğim” diyerek gitti. Iraz Taş, olanları akşam şehirden dönen eşi Ali Taş’a anlattığında, “Gelsin bakalım” cevabını aldı. Bu tehdidi önemsemeyen Taş, jandarmaya haber vermedi. Bugün kardeşini ve yeğenlerini toprağa vermenin derin acısını yaşayan Taş, “Gelsin, bizi de vursun. Canlarım gitmiş, yaşamam neye yarar?” diyor.