289 fiili darbe davasının 271'i karara bağlandı
Adalet Bakanlığı Sözcüsü Ertuğrul Çekin, darbe girişimiyle ilgili davalar hakkında son durumu açıkladı. Çekin, 289 fiili darbe davasının 271'inin karara bağlandığını söyledi.
Adalet Bakanlığı Sözcüsü Ertuğrul Çekin, "Açılan 289 fiili darbe davasının 271'i karara bağlanmıştır" dedi.
Sözcü Çekin, arabuluculuk sınavı ile ilgili olarak ''Sınavda, 91 ve üzerinde puan alan 6 bin 271 kişi başarılı olmuştur" ifadelerini kullandı.
Sözcü Çekin'in açıklamaları şöyle;
Değerli basın mensupları,
Sizleri saygıyla selamlıyorum. Hepiniz hoş geldiniz.
Katılımlarınız için teşekkür ediyorum.
Halen Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı olarak görev yapmaktayım.
Aynı zamanda Sayın Bakanımız tarafından “Adalet Bakanlığı Sözcüsü” olarak görevlendirilmiş bulunmaktayım.
Bakanlığımızın ilk “basın bilgilendirme toplantısını” gerçekleştirmek üzere huzurlarınızdayım.
Basının doğru ve hızlı bilgilendirilmesini kamuda şeffaflığın önemli bir gereği olarak görüyoruz.
Bu görevi, siz değerli basın mensuplarımızla karşılıklı iletişim ve işbirliği içerisinde yürütmeye çalışacağız.
Bu toplantıları belirli periyotlarla yapmayı hedefliyoruz.
İhtiyaç halinde herhangi bir takvime bağlı kalmaksızın sizlerle bir araya gelmeyi de planlıyoruz.
Esasen bu ilk toplantıyı bir tanışma vesilesi olarak görüyoruz.
Bildiğiniz gibi Anayasamızın 9’uncu maddesi uyarınca mahkemeler görevini bağımsızlık ve tarafsızlık esasına uygun olarak sürdürmektedirler.
Yürütme organının bir parçası olan Adalet Bakanlığı’nın, yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili herhangi bir görevi bulunmamaktadır.
Bu bakımdan yürütülen soruşturmaların ve görülen davaların seyrine etki edecek ve yargıya müdahale anlamına gelebilecek değerlendirmelerden kaçınacağımı özellikle belirtmek istiyorum.
Bugün, Dünya İnsan Hakları Günü…
Aynı zamanda bu gün İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin 1948 yılında kabul edilişinin de yıldönümü.
O tarihten bugüne, dünyada ve Türkiye’de büyük dönüşümler yaşandı.
Siyasal, toplumsal ve ekonomik alanlardaki ilerlemeyle birlikte demokrasi ve hukuk bilinci de gelişti.
Bütün demokrasilerde olduğu gibi ülkemizde de hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla birçok mevzuat değişikliği ve kapsamlı reformlar hayata geçirildi.
Halihazırda yürüttüğümüz yargı reformu çalışmalarının temel amaçlarından birini de hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi oluşturuyor.
Yargı Reformu Strateji Belgemizde bu konuya ilişkin önemli yenilikler öngörmüştük.
Bunların daha da geliştirmesi için yeni bir İnsan Hakları Eylem Planına yönelik çalışmalarımız devam etmektedir.
Dün de, sizlerin de yakından takip ettiği İnsan Hakları Eylem Planının Hazırlanması ve Uygulanmasına Destek Projesinin açılış toplantısında Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Mariya Buriç’i ağırladık.
Bu süreçte Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi’nin görüşleri ve işbirliğine önem veriyoruz.
İnsan Hakları Eylem Planı hazırlıklarını katılımcı bir yaklaşımla sürdürüyoruz.
Bu kapsamda, tüm paydaşlarımızla bir araya geliyoruz.
Geniş bir bakış açısıyla belirlediğimiz başlıklar üzerinden müzakerelerimiz devam etmektedir.
Toplumun bütün kesimlerinin görüş ve önerilerini yansıtacağımız bir İnsan Hakları Eylem Planı hazırlama kararlılığındayız.
Kadına yönelik her türlü şiddet, hak ve özgürlüklerin ihlali anlamına geliyor.
Bildiğiniz gibi Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 2012 yılında kabul edildi.
Bu konuda, Kanunun yürütülmesinden sorumlu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının koordinasyonunda önemli mesafeler kat edildi.
Örneğin; şiddet mağdurlarına destek verilmesi ve çeşitli hizmetlerin sunulması için Aile Bakanlığı tarafından Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) kuruldu.
ŞÖNİM’ler kadına karşı şiddetle mücadelede büyük bir boşluğu doldurdu.
Diğer taraftan kadına yönelik şiddet vakalarında mahkemeler tarafından koruyucu ve önleyici tedbir kararları verilmektedir.
Tedbir taleplerini hassasiyetle değerlendiren mahkemelerimiz 2019 yılında 553 bin 463 önleyici ve koruyucu tedbir kararı vermiştir.
Bununla birlikte ilgili kurumların işbirliğiyle kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusundaki çalışmalar yeni tedbirlerin alınması suretiyle tam bir koordinasyon içerisinde sürdürülmektedir.
Daha etkin bir sistem oluşturmak üzere 2020-2021 yılında yürütülecek faaliyetler; “Acil Faaliyet Planı” adı altında Aile Bakanlığının koordinasyonunda, Bakanlığımız, İçişleri, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları’nın ortak çalışmalarıyla belirlenmiştir.
25 Kasım 2019 tarihinde de “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Kurumsal İşbirliği ve Eşgüdümün Artırılmasına Dair Protokol” imzalanmıştır.
Bakanlığımız, bu kapsamda üzerine düşen sorumlulukları hızla hayata geçirmektedir.
Aile Bakanlığı İl Müdürlükleri tarafından şiddet vakalarında, olaya özgü hazırlanacak sosyal inceleme raporlarının savcılıklar ile mahkemelere sunulması hedeflenmektedir.
Öte yandan, sadece tedbirlere hükmedecek ve tedbir uygulamalarını takip edecek mahkemeler belirlenecektir.
Yani şiddete maruz kalan kadınlarla ilgili tedbir kararlarını hızla alacak ihtisas mahkemeleri kurulacaktır.
Bakanlığımızın kadına karşı şiddetle mücadele konusunda kurumsal sorumlulukları belirleyen Genelgesi yeni ihtiyaçların da dikkate alınması suretiyle güncellenmektedir.
Yenilediğimiz Genelge kısa bir süre sonra teşkilatımıza ve kamuoyuna duyurulacaktır.
Geçtiğimiz günlerde, Ordu ilimizde üniversite öğrencisi Ceren Özdemir menfur bir saldırı sonucu yaşamını yitirmiştir.
Kendisine Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyoruz.
Bu elim olayın hemen ardından şüpheli yakalanmış ve “canavarca hisle kasten öldürme” suçundan tutuklanmıştır.
Şüphelinin daha önce işlediği kasten öldürmeye teşebbüs suçu ve diğer suçları nedeniyle verilen cezalar, 15 Ağustos 2005’ten bu yana aralıksız olarak 14 yıldır infaz edilmekteydi.
1 Aralık 2019’da Ordu Açık Cezaevinden firar ettiği tespit edilen hükümlü hakkında aynı gün Ordu Cumhuriyet Başsavcılığınca yakalama emri çıkarılmışsa da katil zanlısı yakalanamadan bu elim hadise yaşanmıştır.
Konuyla ilgili medyaya yansıyan tartışmalarda infaz sisteminin sıkça gündeme getirildiğini gördük.
Ülkemizde dünya uygulamalarıyla uyumlu, yüksek güvenlikli, kapalı, açık gibi ceza infaz kurumları bulunmaktadır.
Her infaz kurumuna alınma usul ve esasları ve bu kurumlardan diğerine geçiş şekilleri mevzuatımızda açıkça belirlenmiştir.
Ordu Cumhuriyet Başsavcılığınca hükümlünün açık ceza infaz kurumuna ayrılması ve açık ceza infaz kurumundan firar etmesi konusunda idari soruşturma başlatılmıştır.
Bu kapsamda en ufak bir ihmal veya kusurun tespiti halinde gerekenin yapılacağından kimse şüphe duymamalıdır.
Bildiğiniz gibi, kapsamlı ve önemli bir yargı reformu süreci geçiriyoruz.
Hatırlanacağı üzere Yargı Reformu Strateji Belgesi 30 Mayıs 2019 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuna açıklanmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen Birinci Yargı Reformu Paketi 24 Ekim 2019 Tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Önemli bir başlangıç olan bu paketle yapısal değişiklikler yapılmıştır.
Bunu, ilerleyen süreçte Meclisimizin gündemine gelmesini beklediğimiz diğer mevzuat değişiklikleri takip edecektir.
Birinci paketle yasalaşan konular büyük önem taşımaktadır.
İfade özgürlüğünün genişletilmesi, tutukluluk sürelerinin yeniden belirlenmesi, istinaf kararlarına karşı temyiz yolunun genişletilmesi, yeni yargılama usullerinin oluşturulması, mağdur haklarına ilişkin yeni hükümler getirilmesi gibi birçok düzenleme yapılmıştır.
Türkiye, FETÖ, PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle eş zamanlı mücadele etmektedir.
Türkiye’nin terörle mücadelesi, demokrasi, özgürlük ve insan hakları mücadelesidir.
15 Temmuz hain darbe girişimiyle ilgili soruşturma ve davalar yargı mercileri tarafından büyük bir hassasiyetle yürütülmeye devam etmektedir.
Fiili darbe soruşturmalarının tümü tamamlanmıştır.
Açılan 289 fiili darbe davasının 271’i karara bağlanmıştır.
Bununla birlikte terör örgütü yöneticiliği ve üyeliğine ilişkin soruşturma ve davalar da devam etmektedir.
Bakanlığımızca firari örgüt üyelerinin iade süreçleri de büyük titizlikle sürdürülmektedir.
Örgüt üyelerini bir şekilde barındıran ülkelerin uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerine uymalarını bekliyoruz.
Yargının FETÖ silahlı terör örgütüyle mücadelesi kesintisiz sürmektedir.
15 Temmuz’dan sonra FETÖ konusunda yargıda önemli bir arınma süreci başlatılmıştır.
Bu süreç teyakkuz halinde devam ettirilmektedir.
Ulaşılan yeni bilgi, belge ve deliller dikkatle değerlendirilerek adli ve idari mercilerle paylaşılmaktadır.
Son yıllarda, yargı sistemimize kazandırılan önemli uygulamalardan biri de arabuluculuktur.
İdeal olan taraflar arasındaki ihtilafların yine taraflarca anlaşmak suretiyle çözümlenmesi ve böylelikle her ihtilafın adliyelere taşınmamasıdır.
Dostane çözüm yöntemlerinden biri olan arabuluculuk, yargı sistemimize 2013 yılında dahil edilmiştir.
1 Ocak 2018 tarihinde iş uyuşmazlıklarında, 1 Ocak 2019 tarihinde ise ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk uygulamasına başlanmıştır.
Bugüne kadar, ihtiyari ve zorunlu arabuluculukta 1 milyon 62 bin 183 dosyanın yüzde 66’sı anlaşmayla sonuçlanmıştır.
Vatandaşlarımız tarafından benimsenen bu uygulamayı daha da geliştirmeyi hedefliyoruz.
2013 yılından itibaren sekiz arabuluculuk sınavı yapılmıştır. Yapılan sınavlarda toplam 13 bin 445 kişi başarılı olmuştur.
Son sınav ise Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi tarafından 24 Kasım 2019 tarihinde yapılmıştır.
Bu sınava 28 bin 903 kişi girmiştir.
Sınav sonuçları dün itibariyle açıklanmıştır.
Sınavda, 91 ve üzerinde puan alan 6 bin 271 kişi başarılı olmuştur.
Sınava hukukçularımız tarafından gösterilen teveccüh, arabuluculuğun sistemimizde yerleştiğinin somut bir göstergesidir.
Bu sınava yönelik bazı haksız eleştirilerin dile getirildiğine şahit olduk.
İlgili mevzuat uyarınca Bakanlığımız arabuluculuk eğitimi vermemektedir.
Eğitimler, bünyesinde hukuk fakültesi bulunan bazı üniversiteler ve Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.
Sınav sorularının hazırlanması ve sınavın yürütülmesi, ilgili üniversite tarafından gerçekleştirilmiş olup Bakanlığımızın bu süreçlerde bir rolü bulunmamaktadır.
12 Ekim 2017 tarihine kadar, yazılı sınavların ardından Bakanlığımız tarafından mülakatlar da yapılmaktaydı.
Bu tarihten sonra ise mülakat sınavı kaldırılmış sadece yazılı sınav yapılması usulü benimsenmiştir.
Yani yazılı sınavda en yüksek puan alanların arabulucu olması esas alınmıştır.
2020 yılında yeni arabuluculuk sınavı açılması planlanmaktadır.
Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde yer alan icra ve iflas sistemine ilişkin hedeflerimiz bağlamındaki bir yanlış anlaşılmanın düzeltilmesinde fayda görüyoruz.
İcra sistemimize ilişkin hedefler kapsamında, icra satış işlemlerinin yeniden yapılandırılması amaçlanmıştır.
Sayın Bakanımızın da daha önce ifade ettiği üzere; Bakanlığımızın, icra ilanlarının yazılı basın kuruluşlarında yayınlanması usulünü sona erdirecek bir çalışması yoktur.
Ceza infaz kurumlarınca gerek iş yurtları gerekse denetimli serbestlik hizmetleri kapsamında çevre konusundaki farkındalığı artırmaya yönelik çalışmalar yapılmaktadır.
2019 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde gerçekleştirilen “Geleceğe Nefes Kampanyası” kapsamında 40 bin hükümlüyle 383 bin 210 fidan dikimi yapılarak adalet ormanları oluşturulmuştur."