2016 Yılı Bütçesi Plan Ve Bütçe Komisyonunda

Adalet Bakanı Bozdağ (2): - "Sulh ceza hakimliklerinin kuruluşu talihsiz bir döneme rastladığı için çok haksız eleştirilere neden oldu. Ama Türkiye'nin geneline baktığınız zaman, vatandaşların soruşturma evresinde haklarının daha iyi korunması ve aleyhine

TBMM (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, sulh ceza hakimliklerinin kuruluşunun "talihsiz bir döneme rastladığı için çok haksız eleştirilere neden olduğunu" belirterek, "Ama Türkiye'nin geneline baktığınız zaman, vatandaşların soruşturma evresinde haklarının daha iyi korunması ve aleyhine sonuçların gelişmemesi bakımından önemli bir teminat olduğunu ifade etmek isterim" dedi.

Bakan Bozdağ, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Adalet Bakanlığı bütçesiyle ilgili milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Bozdağ, komisyonda milletvekillerinin yargıdan memnuniyet konusunda ciddi eleştirilerde bulunduğunu belirtti.

Yargıya işi düşenlerin tamamının memnuniyetini sağlamanın zor göründüğünü ifade eden Bozdağ, "Yargıya işi düşenlerin yarısı kaybediyor, yarısı kazanıyor, kazanan da istediği gibi kazanamıyor" dedi.

TÜİK'in, adalet hizmetlerinden memnuniyete ilişkin verilerine göre, 2014'te memnuniyet oranının 50.8 civarında olduğuna işaret eden Bozdağ, "Anketlerdeki durumumuz iyi gözükmüyor. OECD verilerine göre yargı sistemine güvenen vatandaşların yüzdesi 2014'te yüzde 48. Türkiye olarak olumsuz bir noktada olduğumuzu ifade etmek isterim. Amacımız bunu olumlu noktaya çevirmektir" diye konuştu.

Yargıya güveni sadece bakanlığın değil, bakanlıkla birlikte yargı çalışanların adaletli kararlarıyla tesis edebileceklerini vurgulayan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Yasalarımız önünü ilikledi, kravat taktı, boynunu büktü, 'Sen buna iyi hal indirimi yap' demiyor. Ama maalesef, çok da az olsa bazı hakimler bunu uygulayabiliyor. O zaman sanki bütün hakimler bunu uyguluyormuş gibi yapıyorlar. Zaman zaman çıkan bazı olumsuz örnekler nedeniyle herkes aynı uygulamayı yapıyormuş gibi hava oluşuyor. Bu noktada yargıda görev yapanların daha da dikkat etmesi bizim de temel arzumuz."

Bozdağ, Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan 2014'te çıkan dosyanın bin 125, gelenin 2 bin 541; Ceza Genel Kuruluna gelen dosyanın 855, çıkanın 554 olduğunu bildirdi.

- Sulh ceza hakimlikleri

Sulh ceza hakimlikleriyle ilgili aslında çok eskiden beri Türkiye'de çalışıldığını belirten Bozdağ, sulh ceza hakimlikleriyle, soruşturma evresindeki hakim kararı gerektiren durumlarda uzmanlaşmanın sağlanmasının hedeflendiğini, konuya, daha önceki HSYK ile Yargıtay ve AB'nin olumlu görüş verdiğini anlattı.

Bozdağ, şöyle devam etti:

"Sulh ceza hakimlikleri 17-25 Aralık sonrasında yapıldığı için büyük eleştiriye uğramıştır. Şu anda sulh ceza hakimlikleri yargılama yapıp, mahkumiyet kararı vermiyor. Sadece soruşturma aşamasında hakim kararı gerektiren konularda karar veriyor. Amaç, uzmanlaşmayı sağlamak. Çünkü soruşturma evresinde eskiden sulh ceza mahkemesi vardı, o bazı kararları veriyordu. Ama aynı zamanda yargılama yapıyor, soruşturma işlemlerine yeteri kadar vakit ayıramıyordu."

Anayasa Mahkemesinin, sulh ceza hakimliklerini hukuk devleti ilkesini ve adil yargılanma hakkını zedelemediği yönünde karar verdiğine dikkati çeken Bozdağ, "Ama dediğim gibi bu talihsiz bir döneme rastladığı için çok haksız eleştirilere neden oldu. Bazı kamuoyunun gündemine gelen soruşturmalar nedeniyle çok eleştiriliyor. Ama Türkiye'nin geneline baktığınız zaman, vatandaşların soruşturma evresinde haklarının daha iyi korunması ve aleyhine sonuçların gelişmemesi bakımından önemli bir teminat olduğunu ifade etmek isterim" diye konuştu.

Bozdağ, Çocuk Adalet Projesi kapsamında 25 ağır ceza merkezinde 31 görüşme odası kurulduğunu ve çocukların görüşmesi için uygun düzen sağlandığını bildirerek, ihtiyaç olan yerlere yenilerinin yapılacağını ifade etti.

Bakan Bozdağ, 278 idari hakimle ilgili medyada haberler yer aldığını belirterek, İçişleri Bakanlığının, bazı idari yargı mahkemelerinin açıkça anayasa ve kanunlara aykırı karar verdiği gerekçesiyle bu kişilerle ilgili HSYK'ya şikayette bulunduğunu anlattı.

Şikayet üzerine HSYK 3. Dairesinin, bunlardan bazılarıyla ilgili inceleme kararı verdiğini aktaran Bozdağ, "HSYK'nın ilke kararı gereği inceleme izni verildiği zaman terfi işlemleri yapılamıyor. Bu karar 22 kişi hakkında veriliyor. Bunlardan 10'u itiraz ediyor, itiraz üzerine kaldırılıyor. 12 kişi ise itiraz etmiyor. Şu anda konuyla ilgili inceleme devam ediyor. Yani bu tamamıyla ilke kararıyla ilgili konu. Yoksa birilerini cezalandırmak falan değil. Herkese eşit uygulanıyor, kim olursa olsun. Objektif bir durum. Takdir hakkı falan da yok. Ama biraz da siyasi nedenlerle kamuoyuna biraz da farklı yansıtıldı."

- Uyuşturucu suçları

Uyuşturucuyla ilgili cezaların ve bu cezaların infazının ciddi oranda artırıldığını anlatan Bozdağ, denetimli serbestliğin de Türkiye'de başarıyla uygulandığını ifade etti.

Denetimli serbestliğin süresinin artırılması konusunun çok sorulduğunu aktaran Bozdağ, şöyle konuştu:

"Tabii çok beklenti var. Bana da pek çok mesaj geliyor. Şu anda 18 ay hapis cezası alan bir vatandaşımız, denetimli serbestlik yoluyla içeri giriş işlemleri yapılıyor, birtakım usul işlemleri var, onlar bir günde iki günde, en geç bir haftada bitiyor, adeta içeri girmeden dışarı çıkmış oluyor. Denetimli serbestliği 2 yıla çıkardığımızda o zaman 36 ay hapis cezası alan bir vatandaşımız, cezası kesinleştikten sonra, gelecek cezaevine, birtakım işlemler yapılacak, işinin bitişine göre tekrar oradan çıkacak. Ben bunu komisyonun takdirine sunuyorum. 36 aya kadar ceza almış kişilerle ilgili cezasızlık uygulaması getirelim mi getirmeyelim mi? Bizim değerlendirmemizde bu cezasızlık uygulamasının toplumu daha çok rahatsız edeceği, kamu düzeni bakımından da olumsuz sonuçlar doğuracağı yönündedir."

Halen, yargı sürecinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi, paraya çevirme, erteleme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi müesseseler bulunduğunu hatırlatan Bozdağ, bütün bu müesseselerle beraber değerlendirildiğinde denetimli serbestliğin artırılması halinde pek çok suçla ilgili cezasızlık halinin ortaya çıkacağını ifade etti.

Bozdağ, "Biz de herkesi mutlu edecek adım atalım, arzu ediyoruz. Ama işin gerçeğini incelediğimizde böyle bir sorunla karşı karşıyayız. Kamuoyuna hep şunu söyledik, 'Bu konuda çalışmamız yoktur', dedik. İkincisi afla ilgili bir çalışmamız yoktur, böyle bir düşünce de söz konusu değil" diye konuştu.

- Yargı verilerindeki artış

Bakan Bozdağ, Türkiye'de suç, suçlu ve cezaevindeki kişi sayısının arttığını, bunun rakamsal olarak doğru olduğunu kaydetti. Türkiye'de 2008'e kadar suçların dosyaya göre değerlendirildiğini, dosya kadar suç olduğunun kabul edildiğini anlatan Bozdağ, 2008'den itibaren, bir dosyada kaç sanık varsa, onların hepsinin ayrı ayrı suç sayıldığını anlattı. Yine, bir kişinin dosyadaki birden fazla suçunun ayrı ayrı suç sayıldığını kaydeden Bozdağ, "Öyle olunca, rakamlar birden bire büyük artış gösteriyor" dedi.

Daha önce olmayan bilişim suçlarının da çok ciddi artış getirdiğini ifade eden Bozdağ, ayrıca hakim, savcı, mahkeme, Yargıtaydaki daire ve üye sayısını artırdıklarını, bunun, kararların hızla kesinleşmesini sağladığını belirtti.

Bozdağ, "Cezası kesinleşenler de infaz aşamasında cezaevlerine geldi. Ayrıca eskiden cezanın 5'te 2'si infaz ediliyordu, 2004'ten itibaren cezanın 3'te 2'si infaz ediliyor. İnfaz süresi arttı, ceza miktarları arttı, zaman aşımı arttı. Bütün bunların hepsi esasında sayı artışına neden oldu. Yoksa sadece suçların artmasıyla yani insanlar çok suç işlediğinden bu hale gelmedi. Cezadaki, infazdaki, Yargıtaydaki, hakim ve savcı sayısındaki değişiklikler nedeniyle de bu artış oldu" diye konuştu.

Bakan Bozdağ, cezaevindeki çocukların posta giderlerinin tahsilinin doğru olmadığını kaydederek, bunu kaldırmak yönünde adım atılması için talimat verdiğini bildirdi.

(Sürecek)

Sonraki Haber