165 milyon lira harcanmıştı... Osmanlı arşivi tehlike altında

Uzmanların uyarılarına rağmen 165 milyon liraya Kağıtahane'deki Milli Arşiv Sitesi'ne taşınan Osmanlı arşivleri, yanı başındaki dere yatağı nedeniyle tehlike altında.

2013 yılında hizmete açılan Osmanlı Arşivi Külliyesi, hemen yanı başındaki dere yatağı nedeniyle alarm veriyor.

Uzmanların olumsuz görüşlerine rağmen, Bâb-ı Âli'deki tarihi binasından alınarak, TOKİ tarafından Siyahkalem Mühendislik'e inşa ettirilen Kağıthane'deki Milli Arşiv Sitesi'ne taşınan yaklaşık 100 milyon belge ve 370 bin defterlerden oluşan tarihi belgeleri kurtarmak için çalışma başlatıldı.

“Cumhurbaşkanlığı Milli Arşiv Sitesi için İlave Çevre Düzenlemesi İmalatları ile Temel Altı Susuzlaştırma Tedbirleri alınması ve Uygulamasının Yapılması İşi” ihalesi 13.7 milyon liraya Özülke İnşaat'a verildi. İhaleyi alan Özülke İnşaat 11 ayı geride bıraktı.

Sözcü'den Yusuf Demir'in haberine göre, 9 hektarlık arazinin birçok noktasında dozerler ve kepçelerle kazılar yapıldığı ve kanallar açıldığı gözlenirken, bahçe ve cadde tarafında inşaat çalışmaları sürüyor. Susuzlaştırma çalışmasıyla dere yatağındaki Külliye'nin temelinin güçlendirilmesi ve tarihi belgelerin rutubetten korunması hedefleniyor.

ERDOĞAN'DAN MİMARA: HESABINI VERİRSİN

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 Haziran 2013 günü gerçekleştirilen açılışta projenin dere yatağında yer almasını eleştirenlere sert yanıt vermişti. Erdoğan şunları söylemişti: “‘Nereden çıktı Kağıthane’deki bu yeni bina, burayı su basar, şu olur, bu olur' gibi birçok olumsuz kampanyaların içerisine girenler oldu. ,'Bu ecdada saygısızlıktır' diyenler oldu. (…) Gerek mimarımız, gerek mühendislerimiz buranın herhangi bir sıkıntı yaşamaması için bu projeyi o hassasiyet içerisinde ele aldı. Ve Allah'ın izniyle böyle bir şey de söz konusu değil. Eğer böyle bir şey olursa, Hilmi Şenalp (projenin mimarını işaret ederek), indi ilahide bunun hesabını sen verirsin. Biz önce Allah'a, sonra da sana inandık, yola çıktık. Bu belgeler, bu tarih, bizim bayrağımız kadar değerlidir mübarektir. Şu anda biz bu çok değerli belgeleri en uygun ortamda muhafaza edecek bir merkezi Türkiye'ye kazandırıyoruz.”

RUTUBET, NEM…

Arşiv binasının sızan sudan etkilendiği, depolardan rutubet kokusu yayıldığı, bazı belgelerin araştırmacıların önüne ıslak geldiği iddiaları daha geçtiğimiz yıllarda basına yansımıştı.

İnşaat Mühendisleri Odası, taşkın alanı içine arşiv gibi özellik taşıyan binaların yapılmasının yanlış olduğunu açıklamıştı. Dönemin TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, Cendere Vadisi'nin arka bölümündeki kayalık alanın oyulmasıyla elde edilen bölgede  inşa edilen Milli Arşiv Külliyesi'nin deprem ve sel başta olmak üzere her türlü doğal afete karşı dayanıklı olarak tasarlandığı, muhafaza altına alınacak belgelerin nükleer, biyolojik ve kimyasal saldırılardan en iyi şekilde korunacağı iddia etmişti.

PAHA BİÇİLEMEZ BELGELER

165 milyon lira yatırım bedeliyle TOKİ tarafından Siyahkalem Mühendislik'e inşa ettirilen Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi Külliyesi'nde 13 blok yer alıyor.

Projede, 800 kişilik kongre merkezi, 200 çalışma odası, 120 depo alanı, üç büyük genel amaçlı toplantı salonu, 5 seminer odası ve 10 toplantı odası da bulunuyor. Komplekste bin personel çalışabiliyor. Fatih’in Bosna Fermanı, Karlofça Antlaşması’nı, Baltalimanı Sözleşmesi gibi paha biçilemez belgelerin yer aldığı arşiv 800 kamera ile izleniyor.

İLBER ORTAYLI DENSİZLİK DEMİŞTİ

Yaklaşık 100 milyon belge ve 370 bin defterin bulunduğu Osmanlı Arşivi için Cendere Vadisi'nde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait arsanın bir bölümü ile hazine tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na tahsisli arsanın bir bölümünden oluşan toplam 55 bin 809 metrekarelik alan ayrıldı.

Hassa Mimarlık tarafından projesi hazırlanan arşiv sitesinin dere yatağında inşa edilmesine uzmanlar karşı çıkmış, Devlet Su İşler Bölge Müdürlüğü de bölgede sel tehlikesi bulunduğunu ifade etmişti.

Şehir Plancıları Odası, yapılaşma nedeniyle toprağın emme gücünün kalmayacağını belirterek, su baskını riskine dikkat çekerken, akademisyenler, nem nedeniyle arşivde de bozulmalar görülülebileceği konusunda uyarıda bulunmuştu.

Prof. Dr. İlber Ortaylı da “Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nin yeri Bab-ı Ali'dir. Kâğıthane arşivlerinin fenni olmadığı tartışılıyor. Dünyadaki arşivlerin durumunu biraz biliyorum. İmparatorluk Arşivi'ni Kâğıthane'ye taşımak, Babıâli'den uzak tutmak densizliktir, saygısızlıktır ve de lüzumsuz bir görüştür” diyerek keskin bir tavır koymuştu.

Bab-ı Âli'deki tarihi Osmanlı Arşivi binası, 2013 Haziran ayında boşaltılır boşaltılmaz tadilata alındı. Tabelaya “Başbakanlık Osmanlı Arşivi restorasyon çalışması” yazıldı. Ancak restorasyon çalışması lüks bir otelle sonuçlandı.

Sonraki Haber