'ByLock'taki 53 bin ismi MİT tek tek tespit etti
FETÖ'nün iletişim için kullandığı ByLock'taki 53 bin kişiyi MİT tespit etti.
Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü’nde geçen hafta biraraya geldiği medya temsilcilerine yaptığı açıklamada “devletin eLinde 50 bin kişilik bir liste bulunduğundan” söz etti.
Milliyet yazarı Tolga Şardan'ın aktardığına göre, Yıldırım’ın bu değerlendirmesi, 15 Temmuz’da başarısızlıkla sonuçlanan kanlı darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturmalarda elde edilen bilgilere dayanıyor.
Peki nedir 50 bin kişilik listenin sırrı?
Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı kaynaklarından edindiğim bilgilere göre, Başbakan Yıldırım’ın açıkladığı liste Milli İstihbarat Teşkilatı’nca (MİT) hazırlandı.
15 Temmuz’dan sonra MİT’in, darbe girişimcilerinin kendi aralarında haberleşmek amacıyla kullandıkları “ByLOck” adlı özel bir cep telefonu uygulaması üzerinde çalıştığı ve bu uygulamanın şifrelerini kırmayı başardığı yönünde bilgiler kamuoyuna yansımıştı.
Bu çalışma kapsamında, MİT’teki bilişim uzmanları, Litvanya tarafından oluşturulduğu ifade edilen Whatsapp benzeri haberleşme yazılımını kullanan yaklaşık 53 bin kişiyi tek tek tespit etti.
Belirlenen isimlerden oluşan listeler iki hafta önce önce Sosyal Güvenlik Kurumu’na gönderilerek, kimlerin devlet görevlisi, kimlerin özel sektör çalışanı olduğu ayrıştırıldı.
SGK’daki ilk süzgeçten geçirilen ByLock kullanıcı listeleri ilgili kamu kurumlarına ulaştırıldı.
Şimdi kurumlar, Gülen cemaatinin kendi arasında haberleşmede ve bilgi aktarımında kullandığı ByLock’çu personeli üzerinde idari işlemler başlatıyor. Ardından bu devlet görevlileriyle ilgili adli işlemler de başlatılıyor, gözaltılar ve tutuklamalar var.
Hatırlatmak gerekir ki; elde edilen bilgilere göre ByLock iletişim sistemi Whatsapp, Telegram benzeri bir uygulama değil. ByLock’u kullanmak isteyenler, mutlaka kendisini tanıyanların referansıyla üye olabiliyor. Üyeler, 8 haneli bir şifre kullanmak zorunda.
Fazlasıyla, güvenli bir uygulama olanarak tanımlanıyor ByLock.
İşte bu nedenle, güvenli ve referansla girilen bir iletişim sistemini kullananlar FETÖ’cü olarak değerlendiriliyor.
17/ 25 Aralık sürecinin ardından gerek devlet kadroları, gerekse özel sektör içindeki “kripto” olarak tanımlanan FETÖ üyeleri, ilk aşamada oluşturulan 53 bin kişilik liste üzerinden ortaya çıkarılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, son 2 yıldır neredeyse tüm konuşmalarında ve açıklamalarında “Gülen cemaatiyle mücadeleye” yön vermesine karşın, ByLock sistemini kullananların 15 Temmuz darbe girişimine hazırlanacak ortamı bulması ve gerçekleştirmek için harekete geçmesinin bir açıklaması olması gerekiyor elbette...
Tasfiyede 4 parametre
ByLock soruşturma süreciyle bağlantılı devlette FETÖ’yle mücadele çerçevesinde 4 aşamalı bir tespit ve tasfiye sistemi uygulanıyor.
Haklarında FETÖ üyesi olmak iddiasıyla araştırma ve soruşturma başlatılan devlet görevlileri, bulundukları konum ve faaliyetleri açısından 4 aşamada değerlendiriliyor.
1. Grup: Fiilen veya sözle 15 Temmuz darbe girişimine destek olanlar. FETÖ içinde “abi / abla / imam” düzeyinde sorumlu olanlar. Örgüte yeni üye kazandırmak vaye örgüt tabanındaki kişileri örgüte bağlı tutmak için faaliyet yürütenler.
2. Grup: FETÖ’ye mensubiyeti veya iltisakı bilinenlerden; 17/25 Aralık süreci sonrasında örgüt hakkında bildiklerinin anlatmamış, ifade vermemiş, itirafta bulunmamış olanlar. 17/25 Aralık süreci sonrasında örgütle mücadele etmemiş, karşı tavır almamış, mücadelede isteksiz davranmış olanlar.
3. Grup: FETÖ örgütü ile geçmişte irtibatı olsa da 17/25 Aralık süreci sonrasında, örgütten kopmuş ve karşı tavır almış, ifade vererek bildiklerini anlatmış, devcletine ve milletine sadakatini kaybetmeden tarafsız görev yapabilir olanlar.
4. Grup: FETÖ ile hiç bir üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayanlar.
Devlet görevlileri, soruşturmacı birimlerce artık bu kriterlere göre değerlendiriliyor artık.