''Helikopteri düşürmeyi göze aldım''
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otele saldırı için kalkacak helikopteri havalandırmayı reddeden Kara Pilot Üsteğmen Serkan Çoban konuştu.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Muğla'nın Marmaris ilçesinde konakladığı otele saldırı için kalkacak helikopteri havalandırmayı reddeden Kara Pilot Üsteğmen Serkan Çoban, silah zoruyla kalkış yapmaları durumunda havadayken helikopterin motorlarını kapatarak içindeki herkesi öldürmeyi göze aldığını söyledi.
Darbe girişimi gecesi "terör örgütü elebaşılarından birine yönelik operasyon" için hazırlık talimatı alan ve yapılanların kanunsuz bir darbe girişimi olduğunu anlayarak içinde bulunduğu helikopterin motorlarını durduran Çoban, o gece yaşananları AA muhabirine anlattı.
Helikopterin 2'nci pilotu olan Üsteğmen Çoban, 15 Temmuz'da akşam başlayacak mesaisinden önce kendisinin telefonla aranarak gece gerçekleştirilecek "VIP uçuşu" nedeniyle erkenden "helikopter başı" yapması yönünde emir verildiğini belirtti.
Talimat üzerine mesaiye erken geldiğini, uçuş öncesi bilgi almaya çalıştıklarını ancak herhangi bir cevap alamadıklarını aktaran Çoban, daha sonra kendilerine saat 22.00'ye kadar evlerinde istirahat etmeleri yönünde ikinci bir emir verildiğini kaydetti.
Uçuş saatinden önce yeniden birliğe döndüğünü ve Albay Murat Dağlı'nın "helikopter başı" yapmaları yönündeki talimatı üzerine uçuş öncesi gerekli kontrolleri yaptıklarını ifade eden Çoban, daha sonraki aşamaları şöyle anlattı:
"Albay Murat Dağlı gayet sakin bir şekilde ortak frekansı, kendisini takip etmemiz ve DT 900'ü (takip cihazı) kapatmamız yönünde emir verdi, birinci pilotumuz Yüzbaşı Hakan Yarki de öyle emir verdi, ben o an ters bir şey görmediğim için sorgulamadım. Alaydaki en yetkili kişi ve hava aracı komutanı emir veriyor şüphe duyacak bir şey yoktu. Hakan Yüzbaşı alay komutanına 'komutanım helikopterimizde malzemeler var VIP personel için oturacak yer yok' dedi. Daha sonra alay komutanı gayet sakin bir şekilde 'helikopterden malzemeleri indirin' şeklinde emir verdi."
Çoban, daha sonra 3 helikopterin lider Albay Dağlı'yı takip ederek, belli bir frekans üzerinden haberleşme şeklinde Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne indiğini aktardı.
Albay Dağlı'nın, Kara Pilot Yarbay Bahattin Akgül'e Ege Ordu'ya uçmaları yönünde emir verdiğini, onların helikopterinde arıza oluşması nedeniyle görevin kendilerine iletildiğini ifade eden Çoban, o ana kadar kendisinin sürekli helikopterde olması nedeniyle hiçbir konuşmayı duymadığını ve şüphelenmediğini belirtti.
"Silahlı timleri görünce şüphelendim"
Çoban, Ege Ordu'ya iniş yaptıkları sırada kendileriyle telsiz bağlantısı kurmayan bir helikopterin kalkış yaptığını, oradaki personelin "burada alınacak kimse yok" demesi üzerine yeniden Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne döndüklerini söyledi.
Bu esnada telefonunda "TRT'de bildiri okunuyor" diye bir bildirim gördüğünü ama uçuş güvenliği nedeniyle ayrıntılara bakma şansının olmadığını dile getiren Çoban, "Çiğli'ye indikten sonra silahlı timleri gördüm, olağan dışı bir askeri hareketlilik var çünkü bu bir VIP uçuşu olsa bunların olmaması lazım, o an şüphelenmeye başladım. TRT'de de bildiri okunuyor diye mesaj görmüştüm, o sırada cep telefonumu açtım baktım, tamam dedim bunlar kanunsuz bir şeyler yapacaklar, benim bunlara engel olmam lazım dedim ve uçmama kararı aldım ama o an kimseye güvenemiyorsunuz, kimin ne olduğunu bilemiyorsunuz." şeklinde konuştu.
"1'inci pilota söylemeden motorları susturdum"
Serkan Çoban, Albay Murat Dağlı'nın 1'inci pilotları brifing için yanına çağırdığını, kendisinin helikopter başında kalmayı sürdürdüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:
"Birinci pilotumuz geldiğinde 'Marmaris'e gidecek 3 tane silahlı helikopteri biz de boş olarak takip edeceğiz' dedi. O an ne yapmam gerektiğini düşündüm, yapabileceğim tek şey helikopter çalıştıktan sonra helikopterin motorlarını alarak bir gecikme sağlamaktı başka da bir şey yoktu. Ben bunu canım pahasına yaptım, orada can güvenliğim yoktu ama ben bunu onlara söylesem belki de beni vurup başkasını yerime koyup helikopterin uçuşunu sağlayacaklardı. Ben bunu göze alarak helikopterler pistte tertiplenirken 1'inci pilota söylemeden motorları susturdum. Motor susturduğunuzda da yeniden çalıştırmak için minimum 15 dakika geçmesi lazım. Daha sonra 1'inci pilotum 'ne yapıyorsun' diye sordu, ben uçmuyorum dedim. 'Yazılı emir var uçmayacak mısın' diye yeniden sordu ben 'evet uçmayacağım' dedim. Daha sonra teknisyene de bunu teyit ettirdi."
Kendisinin daha sonra kaskını çıkararak helikopterden indiğini ve birliğinde güvendiği kişilerle telefonla iletişime geçtiğini belirten Çoban, 1'inci pilot Hakan Yarki'nin durumu Albay Dağlı'ya aktardığını ve kendisinin yerine Yarbay Bahattin Akgül'ün uçması talimatını verdiğini anlattı.
"Helikopterin motorlarını havada kapatıp düşürmeyi göze almıştım"
Çoban, Yarbay Akgül'ün de uçmayı reddetmesi üzerine helikopterdeki arkadaşlarına darbe girişiminden bahsederek, hainlerle birlikte hareket etmemeleri konusunda uyardığını söyledi.
Arkadaşlarının da durumu fark etmesi üzerine onların da bu girişime karşı olduklarını anlatan Çoban, helikopterle yeniden üslerine döndüklerini belirtti.
Gaziemir'e döndükten sonra Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bulunduğunu öğrendiğini ifade eden Çoban, burada da gerekli yerlere o bölgeye gitmek için hareketlenen helikopterlerle ilgili bilgiler verdiğini aktardı.
Çoban, şunları söyledi:
"Bu hainlere engel olarak, onları geciktirerek hayırlı bir şeylere vesile olduğumuzu öğrenince çok mutlu oldum. Eğer helikopterimde silahlı tim olsaydı ben yine o helikopterin motorlarını havada kapatırdım ve düşerdim, herkesi öldürürdüm çünkü o helikoptere bindiğimde gözüm hiçbir şey görmüyordu, şehit de olabilirdim bugün burada da olmayabilirdim, beni orada vurabilirlerdi ben bunları göze aldım çünkü ben vatan haini değilim. Ben 14 yaşından beri üniforma giyiyorum, benim giydiğim uçuş tulumunun her bir ipliğinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Beni 14 yaşından beri bu devlet büyüttü, bu devlete silah sıkanlarla, başkaldıranlarla, bu millete ateş edenlerle aynı ortama girmem, onlara engel olmaya çalışırım."
Tutuklu oldukları dönem içerisinde TSK'dan ihraç edilen personel listesinde kendilerinin de bulunduğunu, olayların aydınlanmasından sonra serbest kaldıklarını belirten Çoban, devlete ve hukuk sistemine güvendiğini, kendileriyle ilgili bir düzenleme yapılacağına inandığını sözlerine ekledi.