''Bir sürü AKP ve MHP’li LGBT var''
Tecavüze uğramasına rağmen şikâyet için gittiği karakolda kötü davranılan LGBT üyesinden şoke eden çıkış.
Türkiye’nin gündemine tecavüze uğraması, ardından poliste gördüğü tacizle gelen Kırmızı Şemsiye Derneği kurucusu seks işçisi eşcinsel Kemal Ördek, “Eşcinsel olduğunu ne zaman fark ettin?” sorusuna “Sen ne zaman bir erkekten hoşlandın?” sorusuyla karşılık veriyor ve kendisi için de durumun da hemen hemen aynı zamanlar olduğunu belirtiyor.
Cumhuriyet gazetesinden İklim Öngel'in haberine göre yaşadığı olayın kamuoyuna yansımasının ardından BM, Avrupa Konseyi gibi uluslararası örgütler de Ördek için destek açıklamaları yayımladı. TBMM’de vekiller soru önergeleri verdi. Başarılı bir eğitim hayatını geride bırakan Ördek öncelikle bir aktivist. Toplumun kabul ettiği iki cinsten biri olan kadınların dahi sayılamayacak kadar çok uğradığı haksızlıklar varken toplumun reddettiği LGBT bireylerin durumunu Ördek, tüm açıklıyla anlatıyor.
Öldürülen LGBT’lerin asla bir Münevver Karabulut olamayacağını söyleyen Ördek, bunun toplumdaki nedenini ise “Çünkü onlar seks işçisi, bunu hak ediyor” diye açıklıyor. “Toplumun yüzde 40’ı AKP’ye oy veriyorsa, bu oran LGBT’lilerin de yüzde 40’ının AKP’ye oy verdiğini gösterebilir” diyen Ördek, toplumun LGBT ve seks işçilerinden uzak olmadığını şöyle özetliyor:
“Fahişeler, biz kime hizmet ediyoruz. Bana gelenler bu toplumun ‘erkek, hetoroseksüel, aile babası, namazında niyazında’ dediği insanlar. Ama onlara bir şey olmuyor. İşini görüp, çıkıp gidiyor ve aile babalığı, namuslu rollerine bürünüyor, olan bize oluyor. Biz zaten onlarla irtibattayız, onlar bizi biliyor. İktidar gölge etmesin gerisini istemiyoruz, çünkü bu toplum yaşanabilir bir toplum.”
‘Başı koparılan trans Münevver Karabulut olamıyor’
- Eşcinsellere karşı bugüne kadar pek çok taciz, tecavüz hatta cinayet olayları gerçekleşti. Ama sizin bu son yaşadığınız gerek Meclis’te gerekse medyada hakkıyla yer aldı. Bu nasıl oldu?
Olayın sabahında arkadaşlarım yaygınlaştırmış. Ben böyle bir beklenti içine girmemiştim. Bu kadar tepki olacağını beklemiyordum. O psikolojide dahi değildim. “Beni bırakın kendimi toplayayım” modundaydım. Translar ya da seks işçileri böyle bir duruma maruz kaldığında ufak tepki verilir ve sonra unutulur. Özgecan bile unutuluyorken bir transın, seks işçisinin unutulmaması iyi. Bir sürü hayat kadınına tecavüz ediliyor, öldürülüyor, başı koparılıyor ama bir Münevver Karabulut olmuyor. “Çünkü onlar seks işçisi ve bunu hak etmişlerdir” deniyor ya da hiç gündeme gelmiyor. Hatta bir insan hakları çevresi kültürü var, onlar da dikkate almıyor, çünkü onlar içinde marjinaliz.
- Size tecavüz edenler şu an ne yapıyor?
Ellerini kollarını sallyarak dolaşıyorlar, dava açılmadı soruşturma süreci devam ediyor. Tutuklama talep ettik, reddedildi. Hatta savcı “Tutuklamaya gerek duymadım” diyor. Ben haftalardır saklanarak, dışarı çıkamayarak yaşıyorum. Savcı benim maddi ve manevi olarak üzerimdeki yükünü bilmiyor. Birileri olmadan dışarı çıkıp nefes alamıyorum. Olayın yaşandığı kendi evimden ayrıldım, arkadaşımda kalıyorum. Şu an ev arıyorum.
- Karakolda birçok sıkıntı yaşadınız, sizlere karşı devletin tutumunu ne değiştirebilir?
Bu hükümetle değişmez ama başka bir hükümetle değişmesi için umudumuz olur. CHP ve HDP’nin translar, seks işçileri konusunda daha olumlu yaklaştığını görüyoruz. En azından ulaşma kanallarımız var. Bizi dinliyorlar. Bizim de insan olduğumuzu düşünüyorlar. AKP, bir sürü LGBT’nin polis tarafından işkence edilmesi, darp edilmesi, keyfi para cezalarına maruz kalması, evlerinin basılması, mühürlenmesi gibi birçok konuda polisleri aracılığıyla fail durumda. 13 yılda artan şiddet ve ayrımcılık örnekleri var. Kadınlar ne kadar çekiyorsa biz de o kadar çekiyoruz.
- Onur Yürüyüşü’nde daha önce rastlamadığımız polis şiddetini gördük. 13 yıldır sakin geçen yürüyüş neden olaylı bitti?
Her yıl rahatça yürüyorduk, bir anda polis şiddetine maruz kaldık. Daha önce “Bunları kimse sahiplenmiyor” dedikleri insanlardık. Bu düşünceyi Gezi değiştirdi. Gezi’de LGBT hükümeti protesto etti, bir sürü insan gökkuşağı bayraklarıyla alana çıktı. “Nerdesin aşkım burdayım aşkım” LGBT sloganıydı. Medyada da LGBT konuşulur duruma geldi. Genel seçim öncesinde de bazı LGBT dernekleri iki partiyi destekleyeceklerini söylediler ve bir özne haline geldik.
- CHP ve HDP’nin samimiyetine ne kadar güveniyorsun?
Ben şahsen inanmıyorum. Çünkü siyaset pragmatizmdir. Yani sen ne kadar alttan baskı yaparsan, karar vericileri ne kadar etkileyebilirsen, istediğini alabilirsin. Yoksa kimse seni sevdiği için hak vermeye çaba harcamaz. LGBT’ler Gezi’den bu yana iki parti içinde örgütlenmeye başladı. Politik taleplerini MYK’lerde, yerel toplantılarda dile getirdiler. Partilerin seçim bildirgelerine bu meseleyi koymasını, bu çabanın meyvesi olarak görüyoruz. Ne kadar görünür olursanız o kadar samimiyetle savunurlar, yoksa bırakır giderler.
- CHP ve HDP dışında örgütlenme olamaz mı?
Olması gerekir. Ben savunmam, oy da vermem. Ama partilerdeki katılığı dönüştürme açısından iyi olur. Ancak olma ihtimali kısa vadede yok.
‘Bir sürü AKP ve MHP’li LGBT var’
- Milliyetçi bir LGBT yok mudur?
Bir sürü AKP’li ve MHP’li LGBT var. Hatta bunlar çoğunluğu da oluşturuyor olabilir. Eğer toplumun yüzde 40’ı AKP’ye oy veriyorsa, bu oran LGBT’lerin de yüzde 40’ının AKP’ye oy verdiğini gösterebilir. Ya da bir sürü seks işçisinin AKP’ye oy vermediğini söyleyemeyiz. Veriyordur. MHP’ye oy veren milliyetçi LGBT var. Ya da İslamcı. Bunlar çelişkili görünebilir ama toplum neyse LGBT’deki yansıması da öyledir. Çünkü toplumdan bağımsız bireyler değiliz.
- HDP seçilemeyecek sıralardan LGBT adaylar gösterdi. Yakın tarihte Meclis’te olma ihtimali var mı?
Ne kadar güçlü olursanız, parti de o seviyede yanıt verir. HDP genel seçimde gerilerdeki sıralara aday koydu. Demek ki baskı o kadar güçlü değilmiş. CHP’nin hiç adayı yok. Bu zaman alacak bir mesele. LGBT’ler her zaman oy kaybettiren tartışma konularından biri olarak görüldü. Bu nedenle çok göz önüne çıkarılmadı. Partiler seçilecek sıralardan aday gösterirlerse o kadar geliştiklerini ispat ederler.
- LGBT’yi Türkiye gibi muhafazakârların yoğun olduğu bir toplum nasıl kabullenir?
Bilinmeyen her şey korkutur. LGBT’ler de böyledir. Klişelerle lanse edilmiş bir topluluk. Toplumda bunlar kötü, günahkâr, ahlaksız, tedavi edilmesi gereken hasta insanlardır. LGBT’ler bilimde hasta, dinde günahkâr üzerinden vuruluyor. Ne kadar iletişim kurarsanız, o kadar çok anlarsınız. Sezen Aksu bir trans kadını sahneye çıkardı ve şarkı söyletti. Klişeyi yıkan bir olay. Ben bir seks işçisiyim. Toplum ne kadar çok görürse, o kadar da benimseyecektir. Hükümet de bu yüzden saldırıyor. Bizim görünürlüğümüz her geçen gün artacak, tarihi geri döndüremezsiniz. Görünürlüğümüz artacak ama karşımızdaki cephe de o zaman daha güçlü saldıracak.
- Yurtdışına gidip tüm bu baskılardan kurtulmayı düşünüyor musun?
İstemiyorum, ben bu ülkede yaşamayı seviyorum. Bu ülke daha da tahammül edilemez hale gelirse belki gidebilirim. Aktivistim ve aktivistler için ülkeyi terk etmek zordur. Bir mücadelen var, örnek olmaya çalışıyorsun. Ben bu olayı sessiz de yürütebilirdim. Daha önce sustuğum olaylar oldu. Politikacılar toplumun arasına nifak sokmadıkları sürece herkes herkesle irtibat kurar. Fahişeler de, ibneler de Kürtler de bu toplumda yaşıyor ve aslında herkes herkesle iyi geçinebiliyor. İnsan birbirini anlayabilen bir varlık. Fahişeler, biz kime hizmet ediyoruz. Bana gelen insanlar bu toplumun “erkek, hetoroseksüel, aile babası, namazında niyazında” dediği insanlar. Ama onlara bir şey olmuyor. İşini görüp, çıkıp gidiyor ve aile babalığı, namuslu rollerine bürünüyor, olan bize oluyor. Biz zaten onlarla irtibattayız, onlar bizi biliyor. İktidar gölge etmesin gerisini istemiyoruz, çünkü bu toplum yaşanabilir bir toplum.
Ördek’in ağzından kendi yaşamı
30 yaşında ve Antakyalıyım. Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde burslu okudum. ODTÜ’deki Sosyoloji yüksek lisansını yarım bıraktım. Bu süreçte aktivizme, 2011’de ise seks işçiliğine başladım. Bu olayların ardından ara verdim. Bir sürü LGBT iş bulamadığı için seks işçiliği yapıyor. Ailem bilmiyor, nasıl bilmiyor ben de bilmiyorum. Olaylardan sonra uzun süredir görüşemediğim bir erkek kuzenim, “Lütfen kendine iyi bak, sen bizim ailenin en zeki çocuğusun, bir şeye ihtiyacın olursa ara” diye mesaj attı. Çok mutlu oldum. Üniversiteyi Hatay birincisi olarak kazandım. Bilgi yarışmalarında validen ödül almış bir tipim (gülüyor). Üniversiteden de 3.96 ile mezun oldum.