''ABD anayasası için Kuran'ı örnek aldılar''
Dünyaca ünlü yazar: "ABD'nin kurucuları ilk anayasayı yazarken Kuran’ı da kaynak aldılar"
‘İslam ve Kurucu Babalar’ kitabının yazarı Profesör Spellberg “Kuruculardan Jefferson, yeni kurulan bir ülke için yeni bir hukuk sistemi bir anayasa yazmaya çalışıyordu. Kuran-ı Kerim’i aslında Amerika için bir karşılaştırmalı hukuk kaynağı olarak inceliyordu” dedi.
HT Gazete'den Afşin Yurdakul'un haberine göre ABD Başkanı Barack Obama’nın geçtimiz günlerde cami ziyareti ve ardından yaptığı açıklamalar tarihte Amerikalı yöneticilerin Müslümanlık ile ilişkilerinin gündeme gelmesine neden oldu. Habertürk yazarı Serdar Turgut 6 Şubat’taki köşesinde bu konuya değinirken ABD’nin kurucu babaları içinde yer alan Thomas Jefferson’un ölümünden sonra kütüphanesinde çok okunduğu belli olan bir Kuran bulunduğunu yazdı.
Turgut, mesele çevresindeki tartışmalara referans olarak Denise Spellberg tarafından kaleme alınan “Thomas Jefferson’s Qur’an: Islam and the Founders “ (Jefferson’un Kuran’ı: İslam ve Kurucu Babalar) adlı kitabı gösterdi. Teksas Üniversitesi profesörlerinden Spellberg, ABD tarihinde Beyaz Saray’ın İslam’la ilişkisini anlattı:
ABD’nin kurucu babasının kütüphanesinde bir Kuran-ı Kerim olduğunu nasıl keşfettiniz?
Aslında Columbia Üniversitesi’ne Ortadoğu tarihi alanında doktora yapmaya gitmiştim. Amerika’yı kuranların İslam üzerine düşündüklerini gördüğümde şaşırdım. Kurucu babalardan Thomas Jefferson’un kütüphanesinde bir Kuran-ı Kerim olması ilk ipucum değildi. İngiliz siyaset teorisyeni John Locke’un bir atfına rastladım, diyordu ki: “Ne pagan, ne Muhammedi, ne de Musevi... Dini yüzünden milletler topluluğundan (commonwealth) dışlanmayacak.” O zaman anladım ki, Jefferson kimin yeni kurulan Amerika’da vatandaş olabileceğiyle ilgili çok yoğun düşünüyor. Ve bu 1776’da oluyor. Bağımsızlık Deklarasyonu’nu kaleme almadan 11 yıl önce, 1765’te bir Kuran-ı Kerim kopyasını edinmiş olması çok önemli. Çünkü o tarihte Thomas Jefferson bir hukuk öğrencisiydi. Kuran’ı o dönemde birçok Batı Avrupalı Hıristiyan’ın gördüğü gibi görüyordu: Bir kanun kitabı. Jefferson’un 40 ciltlik notlarını okudum; ya detaylı not almadığı için ya da büyük bir yangın arşivini küle çevirdiği için Kuran’a yönelik yorum ve notlarını bilmiyoruz. O dönemde tercüman George Sales’in İslam Peygamberi’nin “Arapların kanun koyucusu” olduğuna yönelik yorumuyla yakından ilgilendiğini düşünüyorum. Jefferson yeni kurulan bir ülke için yeni bir hukuk sistemi, bir anayasa yazmaya çalışıyordu. Kuran-ı Kerim’i aslında Amerika için bir karşılaştırmalı hukuk kaynağı olarak inceliyordu.
Kitapta Jefferson’un İslam’a dair okumalarının onun vatandaşlık kavramını şekillendirmesinde de rolü olduğundan bahsediyorsunuz. Nasıl bir etkiydi o?
18. yüzyıl’ın Virginia’sında çoğunlukla bir eyalet dini, bir kurum olarak din vardı; Hıristiyanlık. Jefferson’un Virginia’da yapmaya çalıştığı bu kurumlaşmış inancın (Anglikan Hıristiyanlık) baskınlığını sona erdirmekti. Daha geniş tanımlı ve kapsayıcı bir vatandaşlık tanımı üzerine çalışma yapıyordu. Bunu yapabilmek için, Hıristiyanlıkla siyasi güç arasındaki ilişkiyi ya da kimin siyasi gücü elinde bulundurabileceğiyle ilgili ilişkiyi kesti. Bugün Amerika’nın gücünden bahsedenler, buradaki ırkların, etnisitelerin, dinlerin çeşitliliğinden bahsediyor. Ama o gün çeşitliliğin anlamı Protestanların farklı gruplarıydı sadece. İnancınız sizin siyasi bir makama seçilmeniz için engeldi. Jefferson bunu bitirmeye çalışıyordu. Tam da bu noktada Müslümanlarla ilgili fikirleri önemli.
Sizce bugün Müslümanlar tamamen “Amerikalı” sayılıyor mu?
Hem Müslüman, hem de Amerikalı olabilirsiniz diyen siyasetçilerin sayısı gitgide artıyor, Hillary Clinton da, Bernie Sanders da söyledi. Sorun şu ki bazı siyasi figürler toplumu İslam üzerinden bölmeye çalışıyor. Obama ilk dönem seçilmeden önce, İslam’la bağlantısını ona leke sürmek için kullanmaya kalktılar. Bu yeni bir tarz değil. 18. yüzyılda da John Adams, Jefferson’a karşı başkanlık yarışındaydı ve onu Müslüman olmakla suçluyordu, kâfir olmakla suçluyordu, yani inançsız bir Hıristiyan, başkan olmayı hak etmeyen birisi.
ABD’DE İLK MÜSLÜMAN TÜRK’TÜ!
Amerika’ya İslam ne zaman geldi? Yollar ne zaman kesişti?
Bu iyi bir soru. Mesela 17. yüzyılda New York’ta bazı şahısların kayıtları var, Kuran-ı Kerim bulundurduklarına dair. Bunlardan bazıları muhtemelen Afrika kökenliydi ve Hollanda’nın Atlantik ticaretinde satılmıştı. Bazı kaynaklar bu kişinin Türk olduğunu söylüyor. Tabii Türk ve Müslüman o zaman eşanlamlıydı. Avrupalıların zihninde Osmanlıların önemi sebebiyle böyle kullanılmaya başlanmıştı. Bazı tarihçiler Kristof Kolomb’un yanında gizli Müslümanların da olduğunu iddia eder. Jefferson’un sahip olduğu kölelerin kayıtlarına baktım. O dönemde Müslümanları tespit edebilmenin tek yolu isimlerine bakmak ya da Arapça bilip bilmediklerine. İbadetlerini açıktan yapmaları onlar için tehlikeliydi. Mesela kurucu babalardan George Washington’un en az 2 Müslüman kölesi vardı, bunu “mal varlığı” listesinden biliyoruz. Jefferson için kanıtlayamıyorum ama mümkün.
DAEŞ TRAVMASI ETKİLİ OLDU
Trump’ın dini bir araç olarak kullanıp sözlü saldırı yapması aslında yeni değil diyorsunuz. Bu patern hep vardı. Ancak şu anda İslam kullanılarak yapılıyor. Bu ABD’nin 11 Eylül travmasını atamamış olmasından mı kaynaklanıyor?
Benim üzüldüğüm Amerikalıların çok kısa bir tarih hafızası olması. Trump’ın bir New Yorklu olarak eminim hâlâ zihninde bir yerlerdedir ve birçok New York’lu için de bu çok travmatikti, ancak bu İslam karşıtı söylemi ateşleyen Paris ve California San Bernardino’daki gibi DAEŞ’ten ilham alan terör saldırıları, Amerikalıların içlerinde yaşayan insanlara karşı savunmasız hissetmeleri. Trump’ınki sadece popülizm değil “nativizm”, yani “yerlicilik”. Çünkü “ötekiler” ona göre sadece Müslümanlar değil Hispanikler de. n Donald Trump dünyanın en güçlü ülkesine başkan olabilir mi? Madem bu İslamofobi dalgasında iyi bir sörfçü, bu dalga onu başkanlığa taşır mı? Amerikalıların çoğunun onu seçilebilir bulduğuna bir dakika bile inanamam. Dürüst olmak gerekirse birçok insan bu kadar yol kat ettiği için şokta.