Edebiyat dünyasının sıradışı kadınları ve hayatları

Galerinin tamamı için tıklayınız

Edebiyat dünyasında birbiriyle çelişen karakteriyle de tanınan Colette, İkinci Dünya Savaşı sırasında Vichy rejimiyle işbirliği yapar ve lezbiyen ilişkilerini saklamaz. Yazar hayatı boyunca sıradışı yaşamı, çok eleştirilen sansasyonel olayları ile dikkat çeker ve bunun yanı sıra bir çok saygın yerde de kabul görür. Belçika Kraliyet Akademisi'ne kabul edilen Colette ardından da Goncourt Akademisi'ne kabul edilen ilk kadın olur. Tam olarak politik yaklaşımlarıyla akıllarda yer etmese de kendisini "erotik bir militan" olarak tanımlar. Bir taşrada doğduktan sonra Paris'te yaşamını sürdüren, büyük başarılar elde eden Colette'nin son romanı Gigi filme çekilir ve Broadway'de müzikali yapılır. 1953'te Onur Madalyası'na layık görülen Colette 1954'te Paris'te ölür. Kilise dini tören yapmayı reddetse de devlet tarafından görkemli bir tören düzenlenir. Son kocası Goudeket 1957'de eşi ile ilgili olarak "Colette'e Yakın Olmak: Kadın Bir Dahinin Mahrem Portresi" isimli bir kitap yazar.

Bir ilimiz kabusu yaşıyor; gece, gündüz aynı korku: Evlerin duvarları ayrıldı, zeminleri göçtü...