Sudan'da savaşın ortasında kalan Türk çift dehşeti yaşadı
"SAĞIMIZA SOLUMUZA BOMBALAR DÜŞÜYORDU"
Bir tekstil firmasında yönetici olarak çalışan Şükrü Tapan, “1974 yılından beri tekstil işi ile uğraşıyorum. 19 Şubat'ta Sudan'a gittim, 1 ay sonra 18 Mart'ta eşim geldi. Araçların azaldığını ve hareketlilik olduğunu fark ettik. Tedirgindim ama yine de işe gittim. Ya sağımıza ya da solumuza bomba düşüyordu, binalar yıkılıyor, arkamızdaki benzinlik patlıyordu. Dolayısıyla korkumuz yükseldi. Baktık uçaklar da tutuşmaya başladı. Ne yapacağımızı bilemedik. Acil durum olarak mesajlar gelmeye başladı. Apartmanda kimse kalmadı. Normal Sudanlı vatandaş kalmadı. Aşağı indik ama askerlerle karşı karşıya kaldık. Suyumuzu ve çantamızı aldık ancak pasaportumu unuttum. Canımızı kurtarmak için çıktık ve otele gittik. Bütün binaların giriş katları bombalanmıştı, klimalar, trafolar patlatılmıştı. Dükkanlar yağmalanmıştı, cesetler vardı, araçların içinde insanlar vurulmuştu. Yollar hep kapalıydı. İnternet yok, iletişim yok. Eşim çok etkilendi. Hep 'Hakkınızı helal edin' dedik ama bunu söylemek çok kötü. Otelden sonra bir kampın içine götürüldük. Türk Havayolları personellerine teşekkür ederim. Çocuklar gelip pasaportum olmamasına rağmen beni yolcu tarafına geçirdi. Bir saatlik yolcuğun ardından Addis Ababa'ya iniş yaptık. Allah'ım çok şükür medeniyet gördük, insan gördük" diye konuştu.