Mahkemeden emsal saç ekimi kararı! Ücret iadesi yapılacak
“BU HİZMETİN AYIPLI BİR HİZMET OLDUĞU BİLİRKİŞİLERCE TESPİT EDİLDİ"
Saç ekimi mağduru olan avukat B.M., “2021 bir yılında İstanbul’da Özel bir hastanede saç ekim işlemi gerçekleştirdim. Ancak saç ekim işlemi bana vadettikleri gibi gerçekleşmedi. Yani bana vaat edilen belli başlı bir sözleşmede belirlenen hususlar saç ekimi işlemi gerçekleştikten sonra bir yıllık süreç gerekiyordu. Bir yılın sonunda bana vadettikleri işlem gerçekleşmediği için ben kuruma başvuruda bulundum. İşlemin olumsuz sonuçlandığını kurum da kabul etti. 2022 yılının son aylarında ise kurum, 'Biz bu işlemi tekrarlamak istiyoruz. Ücret iadesi yapamayız ancak tekrar size saç ekimi işlemi yapabiliriz' diye geri dönüş yaptılar. Ancak bu geri dönüşü ben bir eser sözleşmesindeki iş sahibi olarak bunu kabul etmeyerek bana vermiş olduğum ücretin iadesi talebinde bulundum. Ancak bu talep kurum tarafından kabul edilmedi. Bu nedenden dolayı ben de hukuki yollara başvurarak zararımın tazmin edilmesini mahkemeler yoluyla sağlamak istedim. Akabinde tüketici hakem heyetine başvurduk. Tüketici hakem heyeti bizim aleyhimize karar verdi. Bunun üzerine dava yoluna başvurduk. Bizim gerçekleştirilmiş olan saç ekim işleminin eser sözleşmesi niteliğinde bir tür olduğunu, tespitini yaptık avukat olarak. Bu tüketici mahkemesinde ayıbın olup olmadığına yönelik tespitini sağlamak amacıyla bilirkişiye tayin ediliyor dosya. Bilirkişi fiziksel incelemelerde ve gerekli bilimsel incelemelerde bulunduktan sonra şu şekilde kanaat getirdi. Saç ekiminde yapılan işlemin sadece yüzde 10’luk kayıp gerçekleştirilebileceği söylendi. Bilirkişi raporunda bu yüzde 10’luk kaybın söz konusu dosyamızda, yüzde 90’na vardığı tespit edildi. Bu nedenle de bu hizmetin ayıplı bir hizmet olduğu bilirkişilerce tespit edildi" dedi.
“SİZE VAAT EDİLEN GERÇEKLEŞMEZSE LEHİNİZE OLAN MADDELER DEVREYE GİRER"
M., mahkemenin saç ekiminin eser sözleşmesi kapsamında değerlendirdiğini belirterek, “Bizim olayımızda ise tespit şu şekilde sağlandı. Mahkemece bilirkişi raporu dikkate alındı ve eser sözleşmesindeki sair mevzuat üzerinden mahkeme değerlendirmede bulundu. Mahkeme eser sözleşmesi yükleniciye taahhüt ettiği hususu gerçekleştirme zorunluluğunun kılındığını söylüyor. Bu söylem üzerine de herhangi bir eser sözleşmesinin vaat edildiği gibi gerçekleşmemesi halinde burada ayıbın kurum tarafından yani eser sözleşmesini, estetik operasyonu gerçekleştiren kuruma yüklemiş oluyor. Netice itibariyle eser sözleşmeleri tüm aklımıza gelen estetik operasyonların tamamını kapsayan bir türdür. Ve eser sözleşmelerinde size vaat edildiği gibi gerçekleşmediği halinde eser sözleşmesindeki sizin lehinize olan maddeler devreye girer. Bu devreye giren maddeler sayesinde kanun koyucu ve mahkemeler vasıtasıyla sizin haklılığınızı ispat edilir. Mağduriyetiniz mahkemeler vasıtasıyla giderilir" diye konuştu.
“BU EMSAL NİTELİĞİNDE BİR KARAR"
B.M., kararın emsal niteliğinde olduğunu söyleyerek, “Bu emsal niteliğinde bir karar. Çünkü biz avukat olarak dosyaya hazırlandığımız esnada bunun daha önce bir Yargıtay kararını tespit edemedik. Bu nedenle dosyanın üzerinde gereğinden fazla çalışma hissiyatı duyduk. Ve bunun emsal nitelikte olduğunu fark ettik. Bizim ilk aşamada ödemiş olduğumuz miktar 8 bin liraydı. Akabinde bunun toplam dosyanın sonuçlanma süre 2 ile 2 buçuk yıl arasında sürdü. Sonunda bizim yasal faiz oranımız ve ilan vekalet ücretimizle beraber toplamda 32 bin liralık bir alacağımız doğmuş oldu. Bu emsal niteliğinde olan karar nedeniyle başka bir vatandaşımız bu hakkını arayacak olursa ve bu çoğalırsa artık ayıplı hizmet yapmaktan bu hizmeti sağlayan kurumlar çekinecektir diye düşünüyorum. Bu çekince de bizim sağlık turizmimize katkı sağlayacağı gibi kaliteli hizmeti de yükseltecektir. Bu nedenle vatandaşlarımızın haklarını almaları için kanun yoluna başvurmalarını ve haklarını mahkemelerde aramalarını tavsiye ederim" ifadelerini kullandı.