Kırklareli'nde doğa yürüyüşünde tesadüfen bir servet buldular

Galerinin tamamı için tıklayınız

“Bulduğumuz taşlar doğada bulunan diğer taşlara göre çok ağırdı ve ele alındığında karbon bırakıyordu. Daha sonra bunları mıknatısla test ettik. Bazılarının mıknatısa çok duyarlı, bazılarının daha az duyarlı ve bazılarının da tamamen duyarsız olduklarını gözlemledik. Yapı itibarıyla daha önce bulunmuş örnekleriyle aynı olduklarını fark ettik. Bulduğumuz taşların hepsi yanmış ve toprağa saplanmış haldeydi, üstelik bulunduğu ortama eğreti duruyorlardı. Üzerlerine ışık vurduğumuzda ise parlıyorlardı. Bulundukları yerde hiçbir yerleşim yeri de yoktu üstelik. Araştırmalarımızda konunun uzmanı olarak İzmir Buca’daki 9 Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Murat Hatipoğlu’na ulaştık. Onun yönlendirmesiyle taşlarımızı İzmir Gaziemir Sarnıç’ta bulunan ALS Laboratuarı’na götürdük. Burada teslim alınan taşlarımızın analizleri yapıldı. Bu alanda dünya çapında kabul görmüş ve verilerine en çok itibar edilen merkezlerden Kanada’daki ALS Laboratuarı’na gönderildi. Taşlarımızın analiz raporu 15-20 gün içinde elimize ulaştı. Buna göre, her iki çeşit taşımızın içinde totalde 45 element olduğu tespit edildi. Bu taşlardan bazıları doğada bulunmayan, bazıları da çok nadir bulunan çok değerli elementlerden oluşuyor. Analiz raporunu taşlarımızla birlikte tekrar Hatipoğlu’na götürdük. Burada da doku ve diğer testleri yapıldı. Sonuç olarak analiz raporundaki kimyasal bileşimlerine göre elimizde dünya dışı oluşumlu olduğu tespit edilen Lithosiderite (stony iron-kayacımsı demirli) ve eclogite (irony-demirli) olmak üzere iki çeşit göktaşımızın olduğu sertifikalandırılarak tescil edildi. Göktaşlarımızı güvenlik açısından tedbir amaçlı bir bankanın kasasında bulunduruyoruz. İyi bir alıcı çıkarsa, bilim adamı, müze, koleksiyoner gibi değerlendirmeyi düşünüyoruz” dedi.

Türkiye'nin gökyüzündeki gururu, milli muharip uçağımız KAAN yeniden havalanıyor