İstanbul'un yalı camileri mimarileriyle hayran bırakıyor
"BULUNDUKLARI YERLERDE SİLUETİ BELİRLEYEN UNSURLARDIR" Hasan Fehmi Yılmaz, şöyle devam etti: "Bunlar İstanbul'un çok ihtişamlı tepelerine yerleşen görkemli camilere göre daha mütevazı anıtlardır. Ama bulundukları yerlerde silueti belirleyen unsurlardır. Hepsi kullanılıyor açıkçası ve ibadet de ediliyor içlerinde. Bunların içerisinde özellikle boğaz kıyılarını kullanan Osmanlı ulemasının ya da İstanbulluların inşa ettirdiği daha basit ahşap camiler de var. En çok korktuğumuz camiler de onlar. Korunması daha zor. Üryanizadelerin çok güzel bir cami var, Kuzguncuk'u geçince hemen sağda çok zarif bir ahşap camidir. Korunması tabii bunların zor. Vaniköy Camii, biraz ileride Kuleli Lisesi'nin hemen bitişiğinde Mustafa Paşa'nın cami… Bunlar çok keyifli camiler, ahşap yapılardır ve boğaza çok yakınlar. Her türü sıkıntıya da açıklar. Çünkü bir taraftan boğazın rüzgarı, denizin rutubeti ahşap olan bu yapıları sürekli rahatsız ediyor. Bir taraftan da ahşabın getirdiği yangın riski var. Kentimizin hoş hatıraları bunlar, boğaz kıyısı boyunca, boğaz gezilerinin ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor İstanbul yalıları ve camiler, yalı camiler. Bunlar hiç şüphesiz boğazın eski özgün yapısının algılamamıza en çok yardım eden şeyler. Birer nokta gibi, boğaz çok değiştiği için ancak bu eski yapıları yerlerinde yakalayarak hatırlayabiliyor, tanıyabiliyoruz. Zaman içinde de değişmişlerdir. Bebek Camii aslında çok şık bir camiyken, sonra dönüşmüş ulusal mimarlık akımının kubbeli şık bir mescidi haline gelmiş."