İstanbul'un yalı camileri mimarileriyle hayran bırakıyor
16. YÜZYILDAN Sanat tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz, Demirören Haber Ajansı'na (DHA) İstanbul'un yalı camileri hakkında şunları söyledi: "16. yüzyıldan itibaren bu anlamda bir dizi cami görürüz İstanbul'da. Özellikle boğaz kıyılarında Şemsi Ahmet Paşa'nın meşhur camii tam sahile, boğazın girişine yerleştirilmiştir. Medrese, türbe ve küçük bir külliye oluşturur ve sıkışık bir araziye çok iyi tasarlanmıştır. Aslında Üsküdar Mihrimah Sultan Camii de bir yalı camii sayılabilir. Vaktiyle önünde güzel bir meydan varmış, iki tarafında birer kervansaray, arkasında set üstünde de bir cami boğaza açılıyor tamamen. 16 yüzyılda bu anladığımız kadar çok yaygın. Fındıklı'daki Molla Çelebi Camii de yalı camiidir. Mimar Sinan çağından itibaren boğazın güzel kıyılarını birtakım camilerle, ibadethanelerle süslemek hoş bir adet olmuş. İlerleyen dönemde 18. yüzyıldan itibaren Osmanlı padişahlarının da anıtsal camilerini bu kıyıda görmeye başlıyoruz. 18. yüzyıldan sonra Sultan Abdülhamit, Beylerbeyi Camii'ni, Sultan Abdülmecit Ortaköy Mecidiye Camii'ni tamamen sahilde inşa etmişlerdir. Böylelikle sultani camiler de boğaz kıyısında yükselmeye başlamışlardır."