İstanbul'un burnunun dibinde korkutan manzara: Buralar bir zamanlar sular altındaydı
Suyun derinliğinin yanı sıra denize yakınlığının da risk olduğunu belirten Tecer, "Yer altı suyunun sadece derinlere çekilmiş olması değil, konu denize yakın olduğu için deniz suyunun girişimi de söz konusu. Yani yer altı suyu seviyesi, deniz suyu seviyesinin altında kaldığı zaman otomatikman deniz suyundan yer altı suyu aküferlerine doğru girişim söz konusu. Tuzlu su girişimi diyoruz buna. Dolayısıyla yer altı sularından 500 metre su çekseniz bile bu su prosesine kadar kullanılmayacak kadar tuzlu su anlamına gelir. Bir de arıtım maliyeti bunun üzerine biner. Sanayide kullanılan suların özellikle geri kazanılarak tekrar proses kullanılması gerekiyor. Tarımsal sulamada ise vahşi sulamadan vazgeçip yağmurlama damlama sulamalara geçmemiz lazım. Daha az su tüketen teknolojilerle üretim yapılması gerekir. Toplumun her bireyi de tüm ihtiyaçları için kullanacağı suyu tasarruflu ve verimli kullanması gerekiyor. Bunun için de ilkokuldan başlayarak her seviye ve kademeden eğitimle bilinçlendirme seferberliğinin de vakit kaybetmeden yapılması gerçekleştirilmesi gerekiyor" dedi. (DHA)